Bölgesel Amatör Lig (BAL) takımlardan Şirinspor futbolcusu 43 yaşındaki Sedat Topçu, bundan 14 yıl önce bir müsabaka sonrası teknik direktörüne kızarak futbolculuğu bıraktı.
Ani bir kararla aktif futbol kariyerini bitiren Topçu, çok sevdiği yeşil sahalara bu kez teknik direktör olarak geri döndü.
Topçu, futbolu bıraktığı Şirinspor'da dahil olmak üzere birçok kulüpte teknik direktörlük görevini üstlendi ve 9 yıllık teknik direktörlük kariyerinde 7 kupa kazanarak büyük bir başarıya imza attı.
Teknik direktörünün adil forma dağıtmadığını düşündüğü için futbolu bıraktığını belirten Topçu, futbolcularına performanslarına göre davrandığı için başarılı olduğunu dile getirdi.
Uzuntarla Belediyespor'da teknik direktörlük yapan Topçu ile kendinden yaşça büyük futbolcuları arasında ise zaman zaman güldüren diyaloglar da yaşanıyor.
"Biz futbolu seviyoruz, sevdirmeye çalışıyoruz"
Sedat Topçu, 22 yıllık futbol kariyerinin 17 yılının aktif futbolcu olarak geçtiğini söyledi.
"Futbola 16 yaşında biraz geç başladım gidemiyordum. Fakat futbolculuk yıllarımda iyi sezonlar geçirdim. Futbolculuk hayatımın sonuna yaklaşırken, hocalarla alakalı gözlemlerim biraz sıkıntılıydı. Onlara bir nevi kızdım diyebilirim. Kızdıktan sonra hocalık yapmaya karar verdim. İlk hocalığımızda Şirinspor'da yaptım. Burada 3-4 yıl inanılmaz bir sezon geçirdim, 2 senesi namağlup olaraktı. Başka takımlarda yine hocalık yapmaya devam ettim. Her gittiğim yerde şampiyonluklar yaşadım. Kocaeli Amatör Liginde ses getirdiğime inanıyorum. Biz futbolu seviyoruz, sevdirmeye çalışıyoruz. Gençleri eğitmeye çalışıyoruz, kötü alışkanlıklardan uzaklaştırıyoruz. Uzuntarla Belediyespor'da çalışıyorum, iyi bir sezon geçiriyoruz. Rabbim inşallah kupa nasip edecek."
"Hocama kızdım"
Sedat Topçu, aniden aldığı kararla aktif futbolculuğu bıraktığını söyledi.
"Ben 29 yaşında kadar futbol oynadım. Bir takımda oynarken hocama kızdım. 'Ben antrenör olacağım' dedim. Bu işe öyle başladım. İyi ki de kızdım, iyi oldu. Hocalık serüvenim başladı. İyi senelerim geçti, şampiyonluklar yaşadım. Futbol oynamak zevkli, hocalık yapmak ise bambaşka. Futbolcuyken idman yapıp hocayı dinliyorsun veya bir taktiğe, sisteme uymaya çalışıyorsun. Hocalıkta elinde bulunan kadroyu, oyuncuları hepsini bir seviyeye getirmek için uğraşıyorsun. Onlar için kafa yoruyorsun, sistem hazırlıyorsun, taktik hazırlıyorsun. İdman programı, yemesi-içmesi birçok şey var tabii ki, hocalık bambaşka. 20 karakteri 1 karakter yapmaya çalışıyorsun. Zaten bunu yapabildiğinde şampiyonluk geliyor. Kesinlikle hocalık yapmak çok zor."
"Bu formayı hak eden oynadı"
Topçu, adil forma dağıtmadığı gerekçesiyle teknik direktörlere kızdığını söyledi.
"Hocalarımın kızdığım yanları çoktu. Hep belli bir kalıptaydılar, belli kişiler üzerinden gidiyorlardı. Diğerleri ne kadar çalışsa, efor sarf etse de bir şekilde görünmüyordu, görmüyorlardı. Futbolculuktan hemen çıktığım ve futbolcu psikolojisini çok iyi bildiğim için 1'den 20'ye kadar oynayan, oynamayan tüm topçularımıza eşit davrandım. İdman performansı iyi olan, bu formayı hak eden oynadı. En çok bu konuda kızmıştım, onların yapmadığı şey buydu. Bunu çok iyi yaptığım için şampiyonluklar ve başarılar geldi. Benden yaşlı futbolcular vardı. Beraber top oynadığım futbolculara hocalık yapmaya başladım. Benden 1 yaş küçük olanı veya büyük olanı vardı. Hoca, arkadaşlık ilişkisine girdi. Benim her zaman bir çizgim vardır. Kendi arkadaşlarımla ve benden büyüklerle aynı takımdaydık ama o çizgiyi korudum. Onlar da bunun bilincindeydi. O çizgiyi ne öteye geçerlerdi, ne de ben çizgimizi bozardım."