Kanser tedavisi gördüğü Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesinde 22 Aralık 2020'de yaşamını yitiren Sümer, 1940 yılında Trabzon'un Maçka ilçesinde dünyaya geldi.
Sümer, futbola ilk olarak ortaokul yıllarında İdmanocağı'nda başladı. Yolspor ve Zonguldak Kömürspor'un ardından Sümer, Trabzonspor'un 1967'de kuruluşuyla bordo-mavili formayı sırtına geçirdi.
Trabzonspor'da 3 yıl futbol oynayarak takım kaptanlığı yapan Sümer, Sebat Gençlik'e antrenör-futbolcu olarak transfer edildi.
1972-1973 sezonunda Trabzonspor'da genç takım antrenörlüğüne getirilen ve altyapı ile ilgili çalışmalarda bulunan Özkan Sümer, 1978-1979 sezonu öncesi yardımcılığını yaptığı Ahmet Suat Özyazıcı'nın ayrılmasıyla A takım teknik direktörü oldu.
Trabzonspor'da 2 lig şampiyonluğu, 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası
Özkan Sümer, 1978-1979 sezonunda Trabzonspor'daki ilk görevinde lig şampiyonluğu ve Cumhurbaşkanlığı Kupası sevinci yaşadı. Bordo-mavililer, Sümer yönetiminde 1980-1981 sezonunda da ligde şampiyonluğa uzandı.
Trabzonspor'da başlayan teknik direktörlük hayatında Sümer, A Milli Futbol Takımı, Galatasaray, Denizlispor, Malatyaspor, Samsunspor, Petrol Ofisi ve Konya Mobellaspor'u da çalıştırdı.
"Futbolun bilge insanı" olarak da adlandırılan Sümer, Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği Genel Başkanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu Asbaşkanlığı ve spor yazarlığı görevinde bulundu.
Başkanlığı döneminde Türkiye Kupası
Özkan Sümer, Trabzonspor Kulübünde 2000'de yapılan olağan genel kurulda başkan seçildi. Bordo-mavililerin 12. başkanı olan Sümer'in 31 Aralık 2000'de başladığı görevi, 2 yıl 8 ay sürdürdü.
Karadeniz temsilcisi, Sümer'in 5 Eylül 2003'te sona eren başkanlığı döneminde 2002-2003 sezonunda Türkiye Kupası'nı müzesine getirdi.
Sümer, bu dönemde Hüseyin Avni Aker Stadı'nda tribünler önünde bulunan tel örgüleri kaldırarak Türk futboluna örnek oldu.
Galatasaray'da da kupa kazandı
Özkan Sümer, Galatasaray'da 1 Türkiye, 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası başarısı elde etti.
1981-1982 sezonunda Galatasaray Teknik Direktörü olarak göreve başlayan Sümer, 1 Türkiye, 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası sevinci yaşadı. 1982-1983 sezonunun bitimine 2 hafta kala görevinden istifa eden Sümer, Trabzonspor altyapı koordinatörlüğüne geri döndü.
Trabzonspor'un her kademesinde görev aldı
Özkan Sümer, Trabzonspor'da futbolculuk, teknik direktörlük ve kulüp başkanlığı görevinde bulunan tek kişi olarak tarihe geçti.
Türk futbolunda "Baba Hakkı" ve "Büyük Fikret" gibi futbolun 3 kademesinde görev yapan Sümer, Trabzonspor ve Türk futboluna damga vurdu.
Sümer, Trabzonspor'da altyapı koordinatörlüğü yaparak birçok oyuncuyu yetiştirip Türk futboluna kazandırırken en son Ahmet Ağaoğlu döneminde genel koordinatörlük görevinde bulundu.
Özkan Sümer döneminde Trabzonspor, kadın futbol takımını kurarak şampiyonluk sevinci de yaşadı.
Türkiye Futbol Antrenörleri Trabzon Şube Başkanı Metin Bak, 9 yaşından itibaren Trabzonspor'un minik takımında Özkan Sümer'i tanıdığını belirtti.
"Özkan Hoca'yı Trabzon halkı unutmuyor, unutturmuyor. Anılarıyla yaşıyoruz. Trabzon halkının yaptığı bir şey var, anma yaparak bunu ulusal boyutta da yaşatmaya çalışıyor ve yaşatıyor da. TÜFAD Genel Başkanı'mız geçen yıl anma törenine geldiğinde, 'Trabzon halkını çok seviyorum. Özkan Hoca'yı unutmuyor, unutturmuyor.' dedi. Bizim için önemli bir değerdi."
Bak, Sümer'in birçok insanın yaşamına dokunduğunu vurguladı.
"Herkes anılarını anlatıyor. Demek ki herkese dokunmuş. Ben kitap alışkanlığımı ondan öğrendim. Hep kitap okurdu. Özkan Hoca'nın kitaplarını izinsiz alırdım masanın üstünden. Daha sonra kendisine söylediğimde, 'Görüyorum, anlıyorum.' derdi."
Bak, Sümer'in işini seven ve çok disiplinli bir teknik adam olduğunu da kaydetti.
"Altyapıda birlikte çalışıyorduk. Bir gün akşam 8 oldu, çift kale bitti. Daha sonra Özkan Hoca gitme hazırlığı yaparken bizim yedek oyuncuları çift kale maç yaptırmak istedim. 'İyi aklına gelmiş.' dedi. Oturdu tekrar, saat 9'u buldu. Ona 'Hocam hiç yoruldun mu? Bıktın mı? Tükendin mi?' dedim. O da 'Asla evladım.' yanıtını verdi. Bir gün bana 'Şu sesi duyuyor musun?' dedi. Kuşlar, çocuklar, tribünlerin sesi vardı. 'Duyuyorum hocam bu sesleri.' deyip saydığımda, 'Taka'nın sesini duymuyor musun?' diye sordu. Denize gitmeyi, balık tutmayı çok seviyordu ama futbol nedeniyle bunları yapamadı. Bizi öyle bir yetiştirdi ki teknik adam kurslarında çok başarılı olduk. Özkan Sümer ile yaşam süren herkes bugün toplumda var oldu. Sadece futbolda değil, ticarette, siyasette her konuda başarılı insanlar yetişirdi. Bunu da disipliniyle yaptı. Ben kendisinden çok memnundum. Allah da memnun olsun, mekanı cennet olsun."
Hamdi Aslan: Çok büyük futbol adamı
Trabzonspor'un unutulmaz futbolcularından Hamdi Aslan, Sümer'in 1-2 kelime ile anlatılacak bir figür olmadığını belirtti.
Hamdi Aslan, Sümer'in birçok konuda kendilerine katkı sağladığını anlattı.
Hamdi Aslan, Barcelona'yu 1-0 yendikleri karşılaşmada kendisinin gol attığı, teknik direktörün de Özkan Sümer olduğunun hatırlatılması üzerine konuştu.
"Hocamızın sevincini çok belli eden yapısı yoktu. Biz kazanırken bile 'Sevinmeyi acaba abarttık mı?' diye hocamızdan tepki bekliyorduk. Barcelona maçında beraberdik. Bizim için çok çok önemliydi. Bu tip maçlara bizi hazırlarken antrenmanda veya maç öncesi konuşmaları hepsi çok rahatlatıyordu. İnanılmaz güven veriyordu. Agresif, sert bir yapısı var ama iletişimi çok yumuşaktı. O bizi rahatlatıyordu. Barcelona maçı da öyle bir maçtı. Ne kadar güçlü olduklarını orada anladık. Burada çok fazla bir şey hissedemedik. Burada taraftarın vermiş olduğu destekle Avni Aker'de coşkulu oynamıştık. Hocamızla o maçı kazanmak, keyifli, güzel bir anıydı."
Aslan, Sümer ile altyapıda oyuncu olarak futbol hayatına başladığını dile getirdi.
"13-14 yaşlarımızda bizimle olan iletişiminin değerini bugün anlayabiliyorum. Çok değerli bir hocamızdı. Bize önemli katkıları oldu. Antrenörlük hayatında tabii ki kulübü temsil etme adına Trabzonspor, Trabzon şehri için büyük değerdi. Trabzon dışındaki sevgisi, görmüş olduğu saygı çok çok daha farklı. Trabzon dışında futbol konuşulduğu zaman, Özkan Hoca'dan bahsediliyor. Bu da gurur verici bir durum. Ben Özkan Hoca'nın torpilli oyuncularındandım. Sert yapısını hissetmedim. Zaman zaman tabii ki bize de oyun içerisinde dokunuşları, eleştirileri olmuştu. Hocamla keyifli günlerimiz oldu. Çok cezalar da yedik. Antrenmanda penaltı çalışması yaparken kaçırdığımız penaltıda bakıyoruz ceza yemişiz. Disiplin içerisine bizi sokuyordu."
Aslan, Türk futbolunun en büyük değişiminde, yapılanmasında Özkan Sümer'in adının geçtiğini belirtti.
"Ülke futbolu altyapısının bence en büyük isimlerindendi. Kaynağı Özkan Hoca'mızdı. Milli takımda çalışmıştım. Bütün detaylar içinde onun orada konuşulması da bizi gururlandırmıştı. Ölüm yıl dönümünde hem üzüntülüyüz hem de böyle bir hocaya sahip olduğumuz için de sevinçliyiz."
Turgut Kural: Çok büyük boşluk
Özkan Sümer'le hem futbolculuk hem de antrenörlük döneminde çalışan ve bordo-mavili kulüpte görev yapan Turgut Kural, "Hocamızı özlemle bir kez daha anıyoruz. Yokluğu bizde çok büyük boşluk oldu." diye konuştu.
"Hem futbolculuk hem antrenörlükte uzun yıllar birlikteydik. İnanılmaz birlikteliğimiz vardı. Şu an yok ama sanki varmış gibi. Hep onu konuşuyor, anıyoruz. Her futbol konuştuğumuzda sürekli gündemimizde oluyor. 10 yaşında tanıdım kendisini. 20 yaşına kadar Trabzonspor'un her kategorisinde beraberdik. Futbolu bıraktıktan sonra 9 yıl yanında asistanlığını yaptım. Zaman zaman takımın hocası oldu, başkanlık yaptı. Altyapıda beraberdik. Tenise çok düşkündü, bize öğretti. Beraber oynamamızı sağladı. Sürekli birlikteydik. Trabzonspor'dan ayrılıp döndük, hiç kopmadık. Bizde büyük anıları, katkıları var. Ufkumu açan, bana hayatı öğreten ailemden önce oydu. Hayatta karşılaşacağım zorlukların üstesinden gelmek için onu modelleyerek, verdiği bilgilerle çok yol aldım. Benim gibi birçok arkadaşımıza vizyon katmıştır."
Kural, Sümer'in dokunduğu herkesin hayata bakışını değiştirdiğini anlattı.
"Özellikle insanlara iş, aile sevgisini aktardı. Şu anda çağdaş futbolu uygulayan teknik adamlarla, hocanın 70'li yıllarda bize gösterdikleri, öğrettikleri çok örtüşüyor. Dolayısıyla çok önemli bir futbol adamıyla işimizi öğrendik. Her şeyi öğreterek bu dünyadan gitti. Biz de onun öğretileriyle, kendi kattıklarımızla yol alma çalışıyoruz. İnsanlara dokunduğu gibi topluma, kurumlara katkısı vardır. Kendisini yetiştiren, gelişen, çağdaş biriydi. Böyle insanı kaybetmek üzüntü verici. Gecenin hangi saati olursa olsun işimizle ilgili zorlandığımızda, bilgi aldığımız biriydi."