Türklerin dünyasına konuk olduğumuz serimizde bu haftaki durağımız Saha/Yakut Türkleri.
Saha/Yakut neresi? Saha/Yakut Türkleri kimdir? Saha/Yakutlar nerede yaşar? Saha Yakutlar hangi dili konuşur? Detayları Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Kirişçioğlu ile konuştuk.
Sahalar/Yakutlar bugün Moğolistan'ın kuzeyinde Rusya'nın kuzeydoğu bölgesinde yerleşik bir Türk topluluğudur.
Prof. Dr. Fatih Kirişçioğlu, "Sahalara ‘Yakut’ kavim adı Tunguzlar tarafından verilmiş, kendileri Saha (Saxa) adını kullanmışlardır. Genel Türkçe yaka ‘kenar, kıyı’ kelimesinin y- > sve -k- > -x- ses değişiklikleri sonucunda Saxa şekline gelişti." diyor.
Sahaların ana Türk kitlesinden tarihten önceki zamanlarda ayrıldığı ve Çin kaynaklarında Guligan olarak geçen kavmin Tunguzlarla karışmasından meydana geldiklerini tahmin ediliyor.
Orhun Abideleri’nde Üç-Kurıkan olarak zikredilen Guliganların Baykal Gölü'nün çervesinde, Selenge ırmağının aşağı kıyılarında Angara ve Lena nehirlerinin yukarı bölgelerinde yaşadıkları tespit edildi.
Sahalar, 1990 yılında kısmen bağımsızlık kazanınca devletlerinin adını Saha Cumhuriyeti
olarak değiştirdi, ‘Yakutya’ adını da parantez içinde vermeye başladı. Yakutistan adını da ‘Saxa Sire’ (Saha Yeri) olarak değiştirdiler.
Sahalar, güneyde Baykal Gölü civarında Lena ve Vilyuy nehirlerinin aşağı kısımlarında eski kavim hayatlarını devam ettirirlerken bugüne kadar tespit edilemeyen büyük bir tarihi hadise sonucunda yurtlarından göçerek kuzeye doğru hareket etti. Türkologların araştırmalarına göre bugünkü vatanlarına 13. - 14. asırlarda geldiler.
Ruslar, 1552’de Kazan Hanlığı’nı işgal ettikten sonra, 1577’de Sibir Hanlığı’na girdiler ve 1598’de Sibir Hanlığı’nı yıktı. Rusların 1630 yılında Lena nehri kıyısında bir koruma kalesi inşa etmeleri üzerine Sahalar bu kaleyi ortadan kaldırdı. Rusların Yakutistan’ı tamamen işgali 18. asrın sonuna kadar sürdü.
Rusya'daki 1905 İhtilali Sahalara biraz hürriyet ve millî kültür alanında çalışma imkanı verince 1906 Ocak ayı başlarında “Yakut Millî Birliği“ kuruldu.
Saha aydınları, Rus Hükümeti’ne bir deklarasyon vererek, toprak ıslahatı, yeni idare yapısı ve vergiler konusunda Petersburg’un iç işlerine karışmamasını ve Yakutistan'ın muhtar bir eyalet olarak idare edilmesini istedi ve halkı mütemadiyen bu konular etrafında bilgilendirdi.
Bu gelişmeler sonucunda Sahalar 27 Nisan 1906’da ayaklandılar fakat hepsi tutuklanarak en ağır cezalara çarptırıldılar.
27 Nisan 1922’de Yakut Avtanom Sovyet Sosyalist Respublikası (YASSR) resmen kuruldu. 21 Ocak 1923’te bu Sovyet Muhtar Cumhuriyeti’nin hükümeti teşkil ettirildi. Devlet Başkanlığı vazifesine Sahalardan Platon Alekseyeviç Oyunskiy, başbakan olarak da yine Sahalardan I. N. Barahov seçildi. Sovyetler Birliği’ndeki son yapılanmalar neticesinde 27 Eylül 1990 tarihinde “Yakut-Saha Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Devlet Egemenlik Deklarasyonu” ilan edildi, 20 Aralık 1991’de de doğrudan başkanlık seçimi oldu.
Cumhuriyetin adı önce “Yakut-Saha Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti”, sonra 27 Aralık 1991’de “Saha Cumhuriyeti” oldu ve “Yakutya” kelimesi de parantez içinde verilmeye başlandı. Mevcut sistem bir başkanlık sistemi olup, 200 kişiden oluşan İl Tümen adlı bir de parlamento bulunuyor. Hükümet cumhurbaşkanı, yardımcıları ve cumhurbaşkanının atadığı 14 bakandan oluşuyor.
Bugünkü Saha Türkçesi, Saha Cumhuriyeti'nin devlet dilidir.
Saha Türkçesi, bünyesinde bulundurduğu Moğolca ve Tunguzca unsurlardan dolayı Türk dili ailesi içinde özel bir yer teşkil etmektedir. R. R. Arat, Yakut (Saha) Türkçesinin Türk dilinin Ana Türkçe döneminde Çuvaşça ile birlikte ayrıldığını kabul ediyor.
Arat; t ~ d ve s ~ y ses denkliklerine dayanarak, Yakutçayı lehçe grupları içinde t- grubu olarak ele aldı. Tasnif şemasında da bir Ana Türkçe veya Eski Türkçe devresinden bir s- grubu çıkararak buna Eski Yakutça adını vermiş ve buradan da bir alt bölüm olarak t- grubunu çıkardı ve bunun içinde Yakutçayı verdi.
Sahacanın önemli ses özelliklerine değinmek gerekirse Türkiye Türkçesindeki kelime başı sedalı g- ve d- ile başlayan kelimeler Eski Türkçedeki gibi k- ve t- ile başlıyor.
1995 yılında Türk Dil Kurumu'nun yürüttüğü bir proje kapsamında Saha/Yakut coğrafyasına giden Prof. Dr. Fatih Kirişçioğlu, insanların onu şaşkınlıkla karşıladığını söyledi:
"Konuşmalarım onları etkiledi, çünkü fiziksel görünümüm onlara benzemiyordu. Benden daha tıknaz yapılı, daha çekik gözlüydüler. Benim ise kirpiklerim uzun ve ten rengim farklıydı. Önce şaşırdılar, ama sonra çok memnun oldular. Daha sonra iletişimimiz güçlendi ve sohbet etmeye başladık.