TRT Haber'de yayınlanan "Son Göç, 100 Yaşında Muhacir" programına konuşan 108 yaşındaki İbrahim el Musa, Suriye'nin Zerzür bölgesinden geldiğini, çocukluğunda ailesinin çiftçilikle geçindiğini, durumlarının kötüye gitmemesi için Osmanlı İmparatorluğu'nun o bölgeden asker dahi almadığını anlattı.
Tek isteği doğduğu topraklarda hayata veda etmek
Türk Kızılayının İdlib kırsalında kurduğu umut kampında yaşayan Musa, Osmanlı İmparatorluğu dönemini büyük bir özlemle andı.
Musa'nın tek isteği, savaşın bitmesi ve doğduğu topraklarda hayata veda etmek.
"Eskiden biz Osmanlı İmparatorluğu topraklarına mensuptuk. Sultan Abdülhamid Han zamanında yaşadık. Osmanlı zamanında ikram ve izzet içinde yaşıyorduk. Evimiz bombalandığında güvenli yer sorduk ve Türk Kızılayının İdlib kırsalında kurduğu umut kampına geldik. Şükreder, teşekkür ederiz. Allah kısmet eder ve bu savaş biterse tabii ki topraklarımıza geri döneriz."
"Bomba düştüğünde evimden kaçtım"
108 yıllık hayatında Suriye topraklarında yaşanan her türlü acıya ve mutluluğa şahit olduğunu belirten Musa, özellikle Fransız ve İngilizlere karşı verilen savaşı büyük bir gururla anlattı.
Musa, o dönemde düşmanla zorlu bir mücadele içine girdiklerini ancak düşman Fransız ve İngilizlerin bile camileri vurmadığını vurguladı.
Kendisini ve ailesini göçe mecbur bırakan gelişmenin ise Beşşar Esed güçlerinin camiyi vurmasıyla başladığını anlatan Musa, şunları söyledi:
"Bomba düştüğünde evimden kaçtım. Evime 75 metre uzaktaydım, oturdum ve izledim. İlk önce cami vuruldu sonra sokaktaki evler vuruldu. Dört, beş vuruşla yirmi beş ev yıkılmıştı. Kadınlar kızlar öldü, aramızda sekiz metre vardı. Çocuklarımdan biri yaralandı. O hengamede seslenmeye başladı içeridekilere. Daha uçak gitmemişti, bitirmemişti bombardımanı. Müslümanlar kuvvetlidir. Oğlum komşularını kurtarmak için ölüme atıldı, o ara ayağı kırıldı, ayağını kaybetti. Bazıları öldü, dört kadın ve dört kız. Hepsini gördüm."
"Allah Kızılayı ve destekçilerini korusun"
Arapçanın yanı sıra Fransızca da konuşan İbrahim el Musa, tıp okumak istediğini ancak imkanları el vermediği için okuyamadığını, bu nedenle geleneksel tıbba yöneldiğini dile getirdi.
Türk Kızılayının Suriye sınırında kurduğu Umut çadır kentinde mutlu bir hayat sürdüğünü ifade eden Musa, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Oradayken mutluyduk, mesuttuk, keyifliydik. Bir baktık ki uçaklar bombalıyor. Her yeri vurdular. Nereye gideceğiz ki? Türk Kızılayından başka gidecek yerimiz yoktu. Buraya geldik çadır var, su var, kurallar var. Bize bir şey bırakmadılar, eşyalar yataklar verdiler. Allah Kızılayı ve destekçilerini korusun ve yardım etsin. Şükreder, teşekkür ederiz."
Kaynak: TRT Haber, AA