Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) işgali ve burada çıkan olaylarda Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında olduğu 14 kişinin şehit edilmesiyle ilgili 52 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması başladı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu karşısında yer alan binadaki salonda yapılan duruşmaya, 48 sanık ve avukatları katıldı. Bir sanık da SEGBİS sistemiyle duruşmaya bağlandı.
Gazi ve şehit yakınları olan müştekiler ile avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Bu arada, 50 kişi hakkında açılan bu davadaki sanık sayısı, bir süre önce eski AFAD İstanbul İl Müdürü Gökay Atilla Bostan ve eski İBB Sivil Savunma Sekreteri Mehmet Tunç'un yargılandığı dosyanın da birleştirilmesi sonucu 52'ye yükselmiş oldu.
Duruşmada savunma yapan tutuklu erlerden Ahmet Özdemir, olay tarihinin kışladaki 5 günü olduğunu anlattı.
Darbe girişimi günü önce içtimaya, ardından depolara götürüldüğünü, burada da kendilerine malzemelerin verildiğini aktaran Özdemir, yeni başladığı için silah zimmetinin olmadığını, olay günü kendisine zimmetsiz silah verildiğini söyledi.
"Niye ateş etmiyorsunuz?"
Sanık Özdemir, bir albayın dışarıda terör eylemi olabileceğini söyleyerek kendilerini dışarı çıkardığını ve önünde durdukları binanın güvenliğini almalarını istediğini belirterek, savunmasında şu iddialarda bulundu:
"Bir binanın önünde indik, bina boş mu diye baktık. Alt geçidin üst yolunda nöbetçi olarak bekledim. 100 metre ilerimde bir kargaşa olmaya başladı, albay önce insanlarla konuşmaya ardından havaya ateş etmeye başladı. Albayın olduğu yeri gittik, albay ateş etmeye devam edince ağaçlık alana gittik. Ramazan Ertürk Yüzbaşı bizi durduğumuz yere geri götürdü. İnsanlar çoğalmaya başladı. İnsanlarla yüzbaşı konuşuyordu, havaya ateş etmeye başladı. Bizi yola sıraladı. Ramazan Ertürk 'Ağacı geçen olursa ateş edin.' dedi. İnsanlar üzerimize gelmeye başlayınca yüzbaşı ateş etmeye başladı, 2 kişiyi ayağından vurdu, bize ateş edin diye bağırıyordu. Biz ateş etmedik."
Yüzbaşının yanlarına gelerek, "Niye ateş etmiyorsunuz, kışlaya gittikten sonra tutanak tutacağım, askerliğinizi uzatacağım." dediğini ve ne olduğunu anlamadığını, korku ve panikle havaya ateş ettiğini savunan Özdemir, 15 Temmuz günü kimseye zarar vermediğini, suçsuz olduğunu ifade ederek, tahliye talebinde bulundu.
Tutuklu sanık er Ekber Avcılaroğlu, alt devre olduğunu, kışlaya ayağını basar basmaz kendisine KOKTOD eğitimi verildiğini söyledi.
Olay tarihinde terhisine 3 ay kaldığını aktaran Avcılaroğlu, 15 Temmuz'da akşam saatlerinde kışlada hareketlilik olduğunu ve bir anda herkesin hazır olması şeklinde emir geldiğini söyledi.
"Albaydan 'Bir mermi bir insan' emri"
Sanık Avcılaroğlu, olay günü herkese şarjör dağıtıldığını dile getirerek, şunları söyledi:
"Bir albay bize ‘Tatbikat var, önemli bir göreve gidiyoruz.’ dedi. Nereye gideceğimizi bilmiyorduk. İsmini orada öğrendiğim İBB’ye götürdüler. Herkesi bir tarafa dizdiler. Gelen insanlara ‘Burası güvenli değil.’ diyorduk. Bayağı bir kalabalık olunca, Albay Zeki Demir (tutuklu sanık) insanlarla konuşmaya başladı, daha sonra albay bağırmaya başladı 'Yürüyün gidin buradan.' diye. Albay birilerini ayağından vurdu. Albay 'Bir mermi bir insan, herkes benim emrimi dinleyecek.' diye bağırdı. Biz de orada bekliyoruz. Albaydan havaya ateş etme emri geldi, ben de havaya ateş ettim. Albay ve subayların hepsi gözü dönmüştü, bizi de vurabilirdi. Albay, insanlara ateş et emri verdi. Arabanın arkasına sakladım, ağlamaya başladık. Biz saklandık, çıkmıyorduk. Yasin arkadaşımız vuruldu, albay hastaneye gitmesine izin vermedi. İkinci bir arkadaşımız vuruldu, zorla hastaneye götürdüler."
Albay Zeki Demir'in kendilerine "Ne saklanıyorsunuz çıkın buradan." dediğini aktaran sanık Avcılaroğlu, "Albay gidince yine saklanmaya başladık. TOMA geldi, Yüzbaşı Ramazan Ertürk, ‘TOMA’ya ateş edin.’ dedi. Ateş gelince güvenlik güçlerine silahlarımızı verdik, yüzbaşı, 'Türk askeri teslim olmaz.'’ dedi, biz ona aldırış etmedik. Yüzbaşı Yakup Karaçelik, bana 'Boş kovanları topla.’ diye emir verdi. Ben de emir kuluyum, topladım ama polislere teslim ettim." dedi.
Mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdi.
İBB'nin işgali için 53 darbeci
Biri albay, 3'ü yüzbaşı, biri teğmen, biri asteğmen, ikisi uzman çavuş ve 42'si de er olmak üzere 50 tutuklu sanığın yer aldığı iddianamede, darbe girişimini engellemeye çalışan vatandaşlar ve emniyet güçlerinin üzerilerine açılan ateş sonucu, Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında olduğu 14 kişinin şehit olduğu, 152 kişinin ise yaralandığı belirtiliyor.
İddianamede, darbe girişimi sırasında 47. Motorlu Piyade Alay Komutanlığı 2. Tabur 4. Bölük emrinde görevli subay, uzman çavuş ve sanık erler ile söz konusu alayın faaliyetlerini darbe girişimi kapsamında takviye etmek amacıyla görevlendirilen kurmay subay ve kurmay öğrenci subay sanıkların eylemleri anlatılıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin işgal edilmesi için 53 sanığın görevlendirildiği kaydediliyor.
50 sanığın ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek'', ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek'' ve ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek'' suçlamalarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilirken, bazı sanıkların çeşitli suçlamalardan hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
İddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla darbe girişimini engellemeye çalışan vatandaşların, kamera görüntülerine göre saat 00.56 sıralarında Haşim İşcan Geçidi önünde toplanmaya başladıkları aktarılarak, vatandaşların sanıkları ikna etmeye çalıştıkları ayrıca olay yerine gelen emniyet güçlerinin de sanıklara teslim ol çağrısını yaptıkları kaydediliyor.
"Halkın üzerine ateş edin, bir mermi bir insan"
Tüm çabalara rağmen sanıkların teslim olmadığı gibi halkı korkutmaya çalıştıkları ve "evinize gidin vatan hainleri" şeklinde bağırarak havaya ateş açtıkları anlatılan iddianamede, bir süre sonra eski Albay Zeki Demir'in sanıklara "Ben emir verdiğimde istediğiniz şekilde her yere ateş edebilirsiniz" diye talimat verdiği belirtiliyor.
Talimatın ardından tüm sanıkların vatandaşlara ve emniyet güçlerine hedef gözeterek ateş etmeye başladıkları, bu sırada Zeki Demir'in yine sanıklara "Hiçbir merminiz boşa gitmeyecek, halkın üzerine ateş edin, bir mermi bir insan" şeklinde emir verdiği anlatılan iddianamede, aynı şekilde sanıklar Cihan Şahin, Ramazan Ertürk, Mustafa Alper Şengören, Yakup Karaçelik ve Ömer Faruk Nazlıcan'ın da sanıklara "Gelene ateş edin, mermileri boşa harcamayın" emrini verdiği vurgulanıyor.
Tüm sanıkların birlikte ve hakimiyet kurarak ateş etmeleri sonucunda Prof. Dr. İlhan Varank, Erkan Pala, Adil Büyükcengiz, Tahsin Gerekli, Ömer Cankatar, Murat Kocatürk, Haki Aras, İbrahim Yılmaz, Yunus Emre Ezer, Şuayp Seferoğlu, Ahmet Kara, Metin Arslan, Ramazan Sarıkaya ve Tolga Ecebalın'ın şehit oldukları belirtilen iddianamede, 152 kişinin de yaralandığı aktarılıyor.
Kaynak: AA