İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü’nde kamyon şoförü olarak çalışan Mehmet Köse'nin tankı sürerken cep telefonuyla çektiği görüntüleri, kısa sürede sosyal medyada geniş yankı uyandırdı.
15 Temmuz akşamı teyzesinin oğluna misafirliğe giden Mehmet Köse, burada izlediği haberlerden 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki hareketliliğin ilk etapta bir terör saldırısı olduğunu düşündü.
Bir süre sonra görev yaptığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü’nden gelen telefonla acil bir şekilde evden ayrılan Köse, yaşadıklarını şöyle anlatı:
"Vinç kullandığım için araç kaldırmamın icap edebileceğini düşündüm. Bir taraftan da yollar kapalı olduğu için hangi araçla olay yerine gideceğimi düşündüm. Motosikletim vardı bir tane. 'Fazla trafiğe takılmadan acil bir şekilde onunla gideyim' dedim. Maltepe'de yol bakımda çalışıyordum. Oraya gittikten sonra işin gerçek yüzünü öğrendim. Bir darbe girişimi olduğu söylendi. Biz ona göre kurumda çalışmaları başlattık. Gerekli hazırlıkları yapmaya ve tedbirleri almaya başladık. Yol kapatma gibi hazırlıklarımız vardı."
Tankın kaldırılmasının tehlikeli olacağını düşündü
Zaman ilerledikçe sabaha karşı yolları herhangi bir duruma karşı denetlerken, Göztepe Ünalan sapağında vatandaşlar tarafından bir tankın ele geçirildiğini öğrendiklerini dile getiren Köse, "Tankın emniyetli bir şekilde bir yere çekilmesi için vinç gönderilmiş. Biz de bu işten az çok anladığımız için 'gidip yardım edelim' dedik. Gittiğimizde oraya gönderilen vincin 20 ton civarında bir vinç olduğunu gördük. Oradaki arkadaşlara, bu vincin tankı kaldıramayacağını söyledim. Hem askerliği Jandarma Komando olarak Tunceli'de yaptığım için hem de kamyoncu olduğum için az çok hesap edebiliyoruz. Tank dediğimiz yaklaşık 50-60 ton zırhlı bir araç" dedi.
"'Tankı çalıştıralım, götürelim' dedim"
Köse, bir vincin daha getirilmesi değerlendirilirken, vincin gelmesinin uzun süreceği, askeri bir aracın kaldırılmasının tehlikeli bir süreç olacağını düşündüğünü anlattı.
"Vatandaşlarla fikir alışverişi yaparken 'tankı çalıştıralım, götürelim' dedim. 'Nasıl?' dediler. 'Sürelim' dedim. Sonuçta bu araç çalışır vaziyette oraya kadar gelmişti. Tankın içine girdim. Karanlık bir ortamda panodan cisimleri seçiyordum. Kontak yerini arıyordum. Anahtarın olmadığını gördüm. Polis arkadaşlara anahtarı sorduğumda anahtarın komiserde olduğunu söylediler. Daha sonra anahtarı bize gönderdiler. Kontağı açtım, tankın ışıkları yandı. Nasıl kullanılır diye sağı solu kontrol edip göz gezdirdim. Panodaki yazıların Türkçe olması, işimi kolaylaştırdı. Tabii bu sırada polis arkadaşlar tankın içine kimsenin girmesini istemiyordu, içi mühimmat dolu, yanlış bir düğmeye basılır, patlama olur diye."
Tankı Koşuyolu üzerinden Hasanpaşa'daki İETT garajına götürdü
Mehmet Köse, büyük bir riski göze alarak ilk kez bir tankın direksiyonuna geçtiğini belirtti.
"Ben bugün o geceyi anlatıyorum ama o akşam yanlış bir düğmeye bassaydım belki de bugün vatan hainiydim. Polis memurları sanki benim devlet tarafından oraya gönderildiğimi, tankı sürmemin söylendiğini zannettiler. Halbuki öyle bir şey yok. Ben hayatım boyunca tank sürmedim, ilk defa sürecektim. Ardından tankı üçüncü vitese aldım. Yavaşça hareket etmeye başladı. Polis eskortluğunda Ünalan Koşuyolu'ndan dönüp, tankı Hasanpaşa İETT Garajı'na bıraktık. Geri döndük. Bu sefer de Uzunçayır'da bir ZPT askeri aracının olduğunu öğrendik. Onu da bariyerlerden iki vinç yardımıyla indirdik ve onu da aynı yere bıraktım. O geceyi bu şekilde geçirdik. Araçları garajları bıraktıktan sonra komiser bana 'Bir yere ayrılma Üsküdar'da 8 tank daha var' dedi. Ben de 'sorun değil nasıl olsa öğrendik' dedim. Komiser şaşırdı 'Nasıl yani' dedi. Ben de ilk defa tank sürdüğümü, araçları garaja bıraktıktan sonra söylemiş oldum."
Kaynak: AA