Tamamlandığında "dünyanın en büyük orta açıklıklı asma köprüsü" unvanını alacak, renkleri, figürleri ve diğer özellikleriyle özgün mimariye sahip 1915 Çanakkale Köprüsü'nün inşası, deniz canlılarının yaşamı gözetilerek sürüyor.
Proje kapsamında, yaklaşık iki yıl önce Avrupa ve Asya kıtalarındaki ankraj bölgelerinde (çelik donatının betona bağlantı yeri) su altı yaşam alanlarının korunmasına yönelik çalışma başlatıldı.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesinden uzmanlar, bu canlıların yaşadığı bölgeleri inceleyip rapor hazırladı.
Raporda, her iki yakada köprü ayaklarının olacağı bölgelerde, kırmızı listede yer alan ve koruma altındaki pinalardan 1154 adet bulunduğu belirtildi.
Bunun üzerine pinaların zeminden alınıp başka bir noktaya taşınması kararlaştırıldı.
10 kişiden oluşan ekip 5 gün boyunca 40 saat dalış yaparak 2 ila 6 metre derinlikte yer alan pinaları alıp yeni yerine götürdü.
Aradan geçen süreçte meydana gelen değişimi incelemek için yeniden dalış yapan uzmanlar, bu canlıların yeni yerlerinde uyumlu bir şekilde yaşamlarını sürdürdüğünü tespit etti.
Pinaların tamamına yakını Asya yakasından çıktı
Fakültenin Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Avlama Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz, çift kabuklu bir midye türü olan pinaların denizde filtre görevi yaparak suyu süzen ve temizleyen canlılardan olduğunu söyledi.
Öncelikle yer tespiti ve keşif dalışı yaptıklarını dile getiren Ayaz, "Avrupa yakasındaki kuru havuz bölgesini inceleyip tamamladık. O bölgede 14 pina tespit ettik. Çünkü dip yapısı pinanın bulunması için çok uygun bölgeler değildi. Bunları yerinden alıp Gelibolu ilçesine doğru 5 kilometre uzaklıktaki sahaya, başka pinaların da olduğu bir yere onları yerleştirdik." dedi.
Ayaz, pinaların Asya yakasında daha yoğun bir pina varlığıyla karşılaştığını aktardı.
Bölgede, Prof. Dr. Uğur Altınağaç, Doç. Dr. Deniz Acarlı, Doç. Dr. Sefa Acarlı ve tekniker Çetin Kedioğlu ile çalıştıklarını bildiren Ayaz, şöyle konuştu:
"5'i su altı olmak üzere 10 kişilik ekiple 40 saat dalış yapıp bu işi tamamladık. 1140 pinayı söktükten sonra yaklaşık köprünün ayaklarının 300 metre uzağına, Çanakkale tarafına yine pina olan bir bölgeye yerleştirdik. Yerin uygun olup olmadığını daha önceden aldığımız çamur örnekleriyle de karşılaştırdık. Benzer olduğunu görünce, 5 gün çalışarak pinaları buraya yerleştirdik. Söküp yerleştirme işi bittikten bir ay sonra da durumlarını inceledik. Gayet sağlıklı bir şekilde duruyorlardı. Görüntülerini çekip köprü yetkililerine verdik. Bu faaliyetleri ve yaptığımız işi raporladık."
Prof. Dr. Ayaz, tekrar dalış gerçekleştirip son kontrollerini yaptıklarında, pinaların gayet sağlıklı olduklarını gördüklerini sözlerine ekledi.