Ordu'nun Çatalpınar ilçesi Keş deresi üzerinde, yaklaşık 200 yıl önce kurulduğu tahmin edilen değirmen, 1960 yılında Ramadan Sarıdiken'in dedesi Mustafa Sarıdiken tarafından satın alınarak yenilendi.
Çocukluk yıllarında dedesinin yanında çalışan ailenin üçüncü kuşak işletmecisi Ramadan Sarıdiken, gelişen teknolojiye rağmen geleneksel yöntemlerle ilçe sakinlerine hizmet vermeyi sürdürüyor.
Ramadan Sarıdiken, değirmenin yaklaşık 200 yıllık olduğunu, dedesinin 62 yıl önce devraldığı 4 taşlı değirmende un öğütmeye devam ettiklerini anlattı.
Çocukluğundan beri değirmende çalıştığını söyleyen Sarıdiken, "O yıllarda insanlar burada sıra beklerlerdi. Çok mısır gelirdi, hatta değirmenin birisi buğday, diğerleri mısır öğütürdü" dedi.
Beş çocuk babası Sarıdiken, dedesinin zamanında değirmende işçilerin de çalıştığını anlattı:
"Biz de yardımcı olurduk. Değirmencimizi geceleri değiştirirdik çünkü çok yoğun olurdu. Yani 100-150 kişi sırada beklerdi. Bu şekilde çalışmalarımızı sürdürürdük. Geceleri sabahlara kadar öğütme işlemini yapardık hatta sırası gelmeyen kişiler de bize yardımcı olurdu."
"Kapanmaması için elden geleni yapacağız"
İlçede esnaflık da yapan Sarıdiken, gelinen süreçte değirmeni korumak ve yaşatmak için çalıştırdıklarına dikkati çekerek, "Hafta bir gün, salı günleri çalışıyoruz. O gün buranın pazarı kuruluyor. Salı günleri pazarcılar gelirken köylerinden mısır getiriyorlar. Öğütülüyor ve akşam götürüyorlar. Şimdi sadece mısır öğütüyoruz" diyor.
Sarıdiken, geçmiş yıllarda değirmende işleri yürütmek için 4 taşın zor yettiğini, su seviyesinin gün geçtikçe azalmasıyla şimdilerde iki taşın anca döndüğünü vurguladı.
Kendisinin meslekte üçüncü kuşak olduğunu, dördüncü kuşak olarak da oğlu ve yeğeninin yetiştiğini anlatan Sarıdiken, "Ömrüm olduğu müddetçe devam ettireceğim. Benden sonraki dördüncü kuşak ne yapar bilemiyorum, devam ettirmeleri konusunda tavsiyede bulunacağız. Kapanmaması için elden geleni yapacağız" dedi.
"Bu taşlardan çıkan ürünlerin tadı bambaşka oluyor"
Çatalpınar Belediye Başkanı Ahmet Türe, değirmende mısırı un haline getirmek isteyenlere bir hafta sonraya gün verildiği dönemleri hatırladığını söyledi.
Tarihi bir yerin devam ettirilmesinin önemine değinen Türe, "Şimdi taşın 4 tanesi dönmüyor ama haftanın belli günlerinde en az bir tane taşı mutlaka dönüyor. Vatandaş da ihtiyacını görüyor" dedi.
Türe, değirmende kullanılan ahşap malzemelerin 150 yıllık olduğunun tahmin edildiğine işaret eden, çevrede 4 taşı olan değirmen bulunmadığını da vurguladı.
Geçmişte yoğun tempoyla çalışıldığını, birer kişinin gündüz ve gece mesai yaptığını söyleyen Türe, "Gerçekten bu taşlardan çıkan ürünlerin tadı bambaşka oluyor. Ayrıca tarihimizi de yaşatmamız gerekiyor. Gelecek nesillere aktarmamız lazım" diyerek sözlerini noktaladı.