İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, 20 tutuklu, 4 tutuksuz sanık ile avukatları hazır bulundu.
Yoklama işleminin yapılmasının ardından duruşmada, mahkemeye gelen evraklar okundu. Evraklar arasında sanıklara ait dijital malzemelerdeki verilere ilişkin rapor da yer alıyor.
Sanıkların mahkemeye gelen dijital materyallere ilişkin bilirkişi raporlarına karşı beyanları alındı.
Tutuksuz sanıklardan Cihan Acar, ilgili elde edilen bir word dosyasında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in biyografisinin çıktığını belirterek, bunların kendisiyle bir ilgisinin olmadığını savundu.
Tutuklu sanıklardan Mutlu Çölgeçen de hakkındaki ByLock iddialarını kabul etmeyerek "1 Nisan 2014'te eşimle beraber umreye gitmiştik. ezan vakti gibi uygulamaları indirmiştik. 'Mor Beyin' mağdurları olayını biliyorsunuz. Ben ByLock kullanmadım, kullanmadığım da er geç ortaya çıkacak. Bu suçlamanın düşürülmesini talep ediyorum." ifadesini kullandı.
Tutuklu sanıklardan Hanım Büşra Erdal da gazetecilik yaptığını iddia ederek, şöyle savunma yaptı:
"Ben size cemaati hiç tanımıyorum demedim, sonuçta bir cemaat olgusu vardı. 10-15 yılım cemaatte geçti. Cemaat gazetesinde bazı jargonlar kullanılır. Ben kimseye 'abi, abla' demezdim. Sadece haber müdürüm Fatih Uğur bana 'abla' derdi. Onun jargonu öyleydi. Ben işimi yaptım, gazetecilik yaptım."
"Okudukları cevşen sayısını atıyorlardı"
Zaman gazetesi abonelerinin bir derneğinin davetlisi olarak gittiği programda bir konuşma yaptığını belirten Erdal, "O güne kadar dini sohbetlere gitmemiştim. Oradan bir kadın beni dini sohbetlere çağırdı ama her hafta bana okudukları cevşen sayısını atıyorlardı." dedi.
Erdal, FETÖ elebaşı Gülen'le tanışmayı çok istediği için ilk önce Zaman gazetesinin din sayfasını hazırlayan yöneticiyle görüştüğünü belirterek, "En son Ekrem Dumanlı'ya sordum. 'Ben New York'a gidiyorum, bir de Pensilvanya'yı görmek istiyorum, merak ediyorum' dedim. O da 'Ali Akkuş'la (tutuksuz sanık) konuş, sana yardımcı olsun' dedi. Sonra New York'a gitmek için havalimanında kuyrukta beklerken sırada Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'ndan Müşerref Hanım'ı gördüm. Ona da söyledim. Gruplarına dahil oldum. Orada kaldığım son akşam beni Gülen'le tanıştırdılar." diye konuştu.
"Gülen'le görüştüm"
Gazeteci olduğunu söylediğinde Gülen'in kendisine bir sorusunun olup olmadığını sorduğunu anlatan Erdal, şöyle devam etti:
"Ben de 'Evet, var' dedim. O dönem Ergenekon, Balyoz davalarını takip ediyordum. Ona 'Bu davaların arkasında sizin olduğunuzu söylüyorlar, 'keser döner sap döner intikam alınacak' diyorlar. Bu işin arkasında siz var mısınız?' diye sordum. O da 'işin arkasında değiliz, demokrasi var, bir daha darbe dönemleri gelmez' diye cevap verdi."
Mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdi.
15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, örgütün sosyal medyadaki propaganda aracı olan ''fuatavni'' adlı hesabın kurucusu olduğu tespit edilen ve firari olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık Said Sefa hakkında ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ''silahlı terör örgütü yönetmek'' suçundan da 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede, örgütün basın-yayın yapılanmasının, halk içerisinde taban kazanmak ve algı operasyonu yapmak amacıyla kullanılan en önemli araçları arasında yer aldığı belirtiliyor.
Basın yoluyla örgütten olmayan itibarsızlaştırma
İddianame'de örgütün kendisinden olmayanı itibarsızlaştırmaya, tasfiye etmeye, suçlu göstermeye yönelik haberlerle toplumun algısını şekillendirdiği ifade edilen iddianamede, iktidarla TSK'yı, TSK ile halkı ya da halk ile iktidarı karşı karşıya getirmeye yönelik her türlü faaliyeti destekleyerek bizzat organize ettiği anlatılıyor.
İddianamede, tüm sanıkların "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor. Bu 13 sanık hakkında aynı mahkemede açılan dava dosyası,18 Ağustos 2017'de yapılan duruşmada, ''örgüt üyeliği'' hakkındaki dava dosyası ile birleştirilmişti.
Davanın görüldüğü İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 5 Aralık 2017'de yapılan duruşmada, savunması alınan tutuksuz sanık Atilla Taş hakkında duruşmalardan bağışık tutulmasına karar vermişti.
Kaynak: AA