Sadıkhacı Mahallesi'ne 4 kilometre mesafedeki Hitit Su Anıtı, akan suların havuzda toplanarak, gerektiğinde tasarruflu şekilde kullanılmasını sağlayan, nadir bulunan sistemiyle ilgi görüyor.
Doğal su kaynağı üzerinde yapılmış büyük bir havuz ve dikdörtgen formda şekillendirilmiş kayalar üzerine kabartma tekniğiyle inşa edilen Eflatunpınar, tanrı ve tanrıça figürlü duvarlara paralel kanallarıyla suyun havuz içine akmasını sağlayarak, dönemin su tesisatı ve teknolojisiyle ilgili bilgi veriyor.
Birbirine uygun kesilmiş andezit blokların titizlikle birleştirilmesiyle inşa edilen Eflatunpınar Hitit Anıtı, özgün taş işçiliği, kabartmalardaki kompozisyon ve bir açık hava tapınağı olarak düzenlenmesi ile Hitit Uygarlığı'nın diğer kaya anıtlarından ayrılıyor.
Eflatunpınar Hitit Anıtı'nın, 1837 yılından bu yana 3,5 metre yüksekliğinde olduğu biliniyordu ancak Konya Müze Müdürlüğünce 1996-1997 ve 1999-2001 yıllarında yapılan kazılar sonucu 7 metre yüksekliğinde olduğu belirlendi.
Kazılarda anıtla bağlantılı 30 metreye 34 metre boyutunda kutsal havuzun da bulunduğu ortaya çıkarılmıştı. Anıtın cephesinde ise 19 taş blok üzerinde çeşitli figürler yer alıyor.
Gönüllü bekçilik babasından miras kaldı
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Eflatunpınar Hitit Su Anıtı'na uzun yıllardır gönüllü bekçilik yapan 58 yaşındaki Ramazan Dursun, tarihi yapıya yıl içinde çok sayıda ziyaretçinin geldiğini söyledi.
Evinin yakında olması dolayısıyla gün içinde anıtı sürekli gezip kontrol ettiğini belirten Dursun, 3200 yıllık anıtın gelecek nesillere aktarılmasının önemine dikkati çekti:
"Buraya gelenleri az buçuk kestirebiliyorum. Geçtiğimiz yıllarda şüpheli bulduğum 2 kişi, anıtın etrafında keşif yapıyordu. Onlara ne aradıklarını sordum, çelişkili cevapları verince jandarmayı aradım, hemen terk ettiler. Defineciler de geliyor. Evim, buranın yakınında. Babam da muhtarlık yaptığı için buraya çok önem verirdi. Bizde gönüllü bekçilik babadan kalma diyebilirim. İnsanlığın önemli bir mirası, korunması ve gelecek nesillere aktarılması gerekiyor. Yaklaşık 30 yıl önce buraya ev yaptım. Tarım ve hayvancılıkla geçimimi sağlıyorum. Daha önce köyde yaşıyorduk. 'Biz olmasak buralar harabe olur' diye korkuyorum. Burayı zaman zaman günlük 500'e yakın kişi ziyaret ediyor."
Su kanallarının, restorasyonun ardından ortaya çıkarıldığını anlatan Dursun, "Duvarlardan akan sular, havuza ayrı bir güzellik katıyor. Su, anıtın arkasından kaynıyor. Buradaki su, dere boyunca 3-4 mahalleye kadar gidiyor. Çevresi ise sit alanı ilan edildi, yapılaşma yasaklandı." dedi.
Dursun, havuzun güneyindeki "üçlü boğa" anıtının, restorasyon öncesinde toprakta gömülü olduğunu belirterek, bunun değirmen yapısı zannedildiğini dile getirdi.