Hikayeleri Milli Mücadele yıllarına dayanıyor. Onlar, işgal sırasında Ermenilerin teklifini elinin tersiyle iten davulcu Abdal Halil Ağa'nın torunları.
Halil Ağa'ya, Fransız işgal birliklerinin şehre girişini davul çalarak duyurması karşılığında 1 kese altın teklif edilir. Nice belgesele konu olan Halil Ağa'nın cevabı sert olur: Değil bir kese altın davulumun kasnağını altınla doldursanız, ben din kardeşlerimin bağrına çomağımı vurmam
İşgal bitince Halil Ağa adamlarıyla birlikte Kahramanmaraş'ın kurtuluşunu şehrin dört bir yanında davullarla duyurdu.
O dönemden beri Halil Ağa'nın çocuklarının, torunlarının elinden davul hiç düşmedi. Kahramanmaraş'ta Ramazan'ın coşkusuna hep onların tokmak sesi eşlik etti. Depremden sonra davulların sustuğu bu Ramazan onların en sessiz, en acı Ramazan'ı oldu.
Enkazdan kurtarabildikleri davulları artık çadırlarda duruyor. Sahur vaktinde ise bir araya gelip ıssız sokakları arşınlıyorlar. Ama Halil ağanın torunları her şeye karşın umutlu.
Haber: Semra Kırışman
Kamera: Ahmet Karaahmetoğlu
Dron: İhsan Kırkbeşoğlu