Rhode Island’taki Brown Üniversitesi tarafından yayımlanan, “Savaş Maliyetleri” adlı raporda, 11 Eylül saldırılarına karşılık olarak "terörle mücadele" gerekçesiyle başlatılan askeri girişimlerin mülteciler üzerindeki bilançosu çıkarıldı.
Raporda, ABD’nin "terörle mücadele" adı altındaki askeri müdahalelerinden dolayı en az 37 milyon insanın mülteci durumuna düştüğü ve bu rakamın 2. Dünya Savaşı dışında, 1900’den beri çıkan çatışmalar sonucu yerinden edilen insanların toplamından daha fazla olduğu vurgulandı.
Afganistan, Irak, Pakistan, Yemen, Somali, Filipinler, Libya ve Suriye gibi ülkelerin incelendiği raporda, Somali’deki El Şebab terör örgütüne karşı Amerika’nın 2002’deki askeri müdahalesinden bu yana ülkenin nüfusunun yüzde 46’sının çatışmalardan korunmak için komşu ülkelere sığınması örnek verildi.
Toplam rakamın 48 ila 59 milyon arasında
Raporda, 37 milyon rakamının en tutucu hesaplama olduğuna da işaret edilerek, rapora ABD’nin askeri müdahale dışında küçük terörle mücadele operasyonları gerçekleştirdiği Burkina Faso, Çad, Kongo, Mali, Nijer gibi ülkelerde yerinden edilen milyonlarca insanın dahil edilmediği, bu nedenle toplam rakamın 48 ila 59 milyon arasında olabileceğini aktarıldı.
"ABD'nin müdahaleleri korkunç derecede felaket ve yıkımla sonuçlandı"
Raporun başyazarı Amerikan Üniversitesi'nden Antropoloji profesörü David Vine, terörle mücadele savaşlarının yol açtığı sivil can kayıpları ve yaralanmaların dışında insanların yerinden edilmelerinin de en önemli hasarlardan olduğunu belirtti.
Vine, "Bu rapor bize, kendim de dahil çoğu Amerikalının kolaylıkla kavrayamayacağı şekilde, ABD'nin bu ülkelere müdahalesinin birçok açıdan korkunç derecede felaketle sonuçlandığını ve yıkıcı olduğunu gösteriyor." ifadelerini paylaştı.
ABD askerinin girdiği bölgelerdeki çatışmalarda yerinden edilen insanlar üzerine ilk kez böyle bir çalışma yapıldığına değinen Vine, insanların başta hava bombardımanları olmak üzere silahlı saldırılardan ve savaşın sonucu ortaya çıkan etnik gerginlik, ekonomik kriz gibi nedenlerden evlerini terk ettiğini bildirdi.
Raporda, ilgili bölgelerdeki yerinden edilmiş kişileri hesaplamak için başta Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği olmak üzere, 'Ülke İçinde Yerinden Edilmeleri İzleme Merkezi' gibi bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının verilerinden faydalanıldığı kaydedildi.