Karapınar ilçesinde 400 hektarlık alana sahip Acıgöl, volkanik patlama sonucu meydana gelen doğal bir göl olmasıyla biliniyor. Gölde son zamanlarda kuraklığa bağlı olarak çekilmeler meydana geldi. Yer altı sularının aşırı kullanılması sebebiyle Acıgöl’ün çevresinde derin yarıklar oluştu.
300 metreden fazla derinliğe sahip olan göl, bu özelliğiyle Türkiye’nin 1'inci dünyanın ise en derin 3'üncü gölü. Magnezyum sülfat zengini olan gölün suyunun acı ve tuzlu olması nedeniyle gölde yaşayan bir canlı bulunmuyor. Ancak göl, birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor.
Su seviyesi 7 metre çekildi
Konya Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği öğretim üyesi ve bölgedeki obrukları araştıran ekibin başkanı Prof. Dr. Yaşar Eren, Acıgöl volkanik gölünün su seviyesinin son yıllarda 7 metre çekildiğini söyledi.
“Çökmeler Konya havzasında problem oluşturmaya başlayacak”
Prof. Dr. Eren, Konya havzasında yer altı su seviyesinin düşmesiyle çökmelerin büyük problemler yaratacağına dikkat çekti:
"Yer altı su seviyesini dengeye getirebilecek tedbirler almamız gerekiyor. Gelen su belli, kullanılan su belli. Bu şekilde devam ederse yer altı su seviyesi daha da alçalmaya devam edecek ve çökmeler de artarak gelişecek. İleride bu çökmeler, Konya havzasında ve Karapınar havzasında yüzey faylanmaları şeklinde gördüğümüz çökmeler daha büyük problemler oluşturmaya başlayacak. Yer altı su seviyesinin alçalmasını, dengede tutmayı sağlayamazsak maalesef bu çökme olayları bütün Batı ve Orta Anadolu havzalarında olduğu gibi Konya ve Karapınar havzalarında büyüyerek devam edecektir."
“Deniz suları arıtılarak havzalara aktarılmalı”
Prof. Dr. Yaşar Eren, yer altı su seviyeleri düşen havzalara deniz sularının arıtılarak aktarılmasının bir çözüm olabileceğini vurguladı:
"Belirli tedbirler alarak havzaya ekstra suları getirip, yer altı sularını dengeye getirecek beslemeler yapmamız gerekiyor. Çok geç kalmadan deniz sularının arıtılarak havzalara kullanımını, tarımsal faaliyetinin çok yoğun olduğu bölgelere iyice arıtıldıktan sonra mutlaka aktarılması hatta yapılması düşünülen yeraltı barajlarına bu suların kullanılmadan önce iyice arıtıldıktan sonra depolanması ve buna yönelik araştırmaların yapılması gerekiyor diyoruz."