Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen davanın altıncı celsesinde savunmasını yapan eski Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, üste o gece hiçbir sivil şahıs görmediğini iddia etti.
Üste sabaha kadar hareket olduğunu, ancak üssün darbenin sevk ve idare edilebileceği bir merkez olmadığını öne süren Harmancık, "Bana sorarsanız, o gece oradan hiçbir faaliyet icra edilemezdi. Kaos ve kargaşa dışında hiçbir şey yoktu. Orada televizyondan durumu anlamak dışında hiçbir şey yapmadım. Zaten Sayın Cumhurbaşkanının gece 03.00'teki İstanbul konuşmasından sonra da pis bir işin içine çekildiğimizi anladım. Sanırım orada televizyon seyreden herkes anladı. Artık yapılacak bir şey olmadığını anlayan kalabalık azalmaya başladı." diye konuştu.
Parmak izinin bulunduğu eve gittiğini kabul etmedi
Yurtta Sulh Konseyinden ancak soruşturma aşamasında haberdar olduğunu iddia eden Harmancık, iddianamede, Temmuz 2016'da, Ankara Konutkent'te darbenin hazırlık toplantılarına katıldığı belirtilen ve parmak izine de rastlanılan eve gittiği suçlamasını reddetti.
"Ben değilim"
Akın Öztürk'ün ifadesinde, "Ömer Faruk Harmancık darbe yapma konusunda kararlı olduklarını belirtir cümleler kullandı." dediğine yer verildiğini anımsatan Harmancık, "Akın Öztürk'ün muhtemel duyduğu 'kararlıyız' sözünü kimin sarf ettiğini bilmiyorum. Biri söylediyse bile ben değilim." dedi.
"O arada geçmiş olduk"
Üsse bir arkadaşının otomobiliyle gittiğini bildiren Harmancık, Mahkeme Başkanı Giray'ın üsse askerlerin bile alınmadığını, alınacak kişilerin nizamiyeden telefon açılarak içeriye sorulduğunu ya da sadece "Yurtta Sulh" parolasını kullananların alındığını söylemesi üzerine, gittiği sırada bir anormallik gördüğünü söyledi ve şunları kaydetti:
"Bizim girişimiz en kalabalık zamanlara denk geldi. Kimsenin kimseye ne dur, ne geç diyecek hali vardı demek ki. O arada geçmiş olduk. 'Dur' bile denilmeden girdik içeri. Kimse durdurmadı. Onun için anormallik var diye düşündüm. Üs komutanının olabileceği yere gidiyorduk. Yol bizi 143. Filonun yakınına götürdü. Orada durduk, arabayı park ettik. Binaya gittik, kalabalık başladı zaten. 100'den fazla, belki 200 silahlı, teçhizatlı asker vardı. Gittim baktım, ilk duyduğum yurt çapında hava sahasının kapatıldığı, havadan büyük bir terör faaliyeti beklendiği idi. Duyduklarımı teyit edebilmek için meslektaşım amirallerle telefon trafiğine başladım. Beni getiren arkadaşa dönmesini söyledim. Ondan sonra üste kalmaya devam ettim. Ben üsten çıkmaya teşebbüs etmedim. Harekat Başkanlığı yapmış, olayların nasıl gelişebileceğini az buçuk bilen bir insanım. Ortada hava sahasını kapattıracak bir kriz varsa bunu bilip öğrenebileceğiniz en iyi yer, ilk öğreneceğiniz yer. Çıksam eve mi gideceğim?"
Harmancık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın bulunduğu odada sanıklardan Akın Öztürk, Kubilay Selçuk ve Mehmet Dişli'yi gördüğünü, generaller dışında girip çıkan başkaları olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gece 03.00'te yaptığı konuşmanın ardından "pis bir oyunun içine çekildiklerini herkes gibi kendisinin de anladığını" kaydeden Harmancık, "TSK emir komuta zinciri içinde yönetime el koymuştur diye başlayan haberin sonunda bir asparagas olduğu, TSK'nın bir şeye kalkıştığı fakat bunun emir komuta zincirinde olmadığı anlaşıldı. Benden gelip de 'Bu darbeyi bitirt' diyen olmadı. Çünkü orada 'Ben darbeciyim' diyen kimse yoktu. Herkes konuşuyordu, fakat 'Ben darbeciyim.' diyen yoktu. Son kalanlar da 'Bu işe nasıl bulaştım. Rezalet. Beni kandırdılar.' diyenler vardı." diye konuştu.