15 Temmuz darbe girişiminin ilk saatlerinde vatan hainlere karşı mücadele vermek için 3 albayla Jandarma Genel Komutanlığına giden 15 Temmuz gazisi emekli Albay Güven Şağban'ın, darbeci albayın silahının tutukluk yapması üzerine infazdan kurtuldu.
Ulaşılan güvenlik kamerası görüntülerinde, öldürülmeye çalışılan 15 Temmuz gazisi Şağban'ın, darbeci albayın silahının tutukluk yapması sonucu kurtulduğu görülüyor.
Gazi Güven Şağban, o gece yaşananları anlattı.
Olay tarihinde Jandarma İstihbarat Başkanlığı Plan ve Güvenlik Daire Başkanı olarak görev yaptığını belirten Şağban, 15 Temmuz'daki askeri hareketlilik üzerine Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Merkezi'ni aradığını, görüştüğü kişinin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) yönetime el koyduğunu söylediğini aktardı.
Bunun üzerine albaylar Ali Demir, Aziz Yılmaz ve Nurettin Alkan ile bir araya geldiklerini, hiçbir yerden emir almadan darbecilere karşı direnmek için saat 22.30'da karargaha gitmeye karar verdiklerini anlatan Şağban, böylece teşebbüse ilk müdahale eden 4 albay olduklarını savundu.
Nizamiyeye geldiklerinde nöbet tutan silahlı teğmenlerin kendilerini içeri almadıklarını, ısrar etmeleri üzerine buradaki darbecilerin paniklediğini dile getiren Şağban, "Ben ve Nurettin Alkan generalim, askerlere bizden emir almaları gerektiğini söyleyerek nizamiyeye kadar ilerledik. Bu sırada teğmenlerle aramızda arbede yaşandı, yumruklaşmalar oldu. İçeriden takviye kuvvetler çıktı. Darbecilerden biri Nurettin Paşamı silahla yaraladı. Belimden silahımı aldılar. Çatışma esnasında darbecilere rehine düştüm" dedi.
"Tetiğe bastı, silah patlamadı"
Elleri bağlı komutanlık binasındaki toplantı salonuna götürüldüğünü kaydeden Şağban, burada darbeciler tarafından alıkonulan çok sayıda asker gördüğünü bildirdi.
Bu askerlere, "Darbe yapıyorlar. Sakın bunlara uymayın, suç işliyorlar, hepsi yargılanacak" dediğini aktaran Şağban, bu esnada sanık eski Jandarma Genel Komutanlığı Özel Kalem Müdürü albay Erkan Öktem'in, "Güven bey hoş geldin, sen bize çok çektirdin, şimdi hesap vereceksin" diye tehdit ettiğini söyledi.
Şağban, daha sonra yaşananlara ilişkin şu bilgileri verdi:
"Öktem'e 'Bana bey demeyeceksin, komutanım diye hitap edeceksin, verdiğimiz emirlere de uyacaksın' dedim. Bu sırada ellerim kelepçeliydi. Kalabalığın içerisinde bunu söylediğim için Öktem büyük bir hiddetle silahını çekerek doldurdu, bana doğru tetiği çekti. Allah'ın takdiri silah patlamadı. Tutukluk yapan silahı geri çekti. İçindeki mermi dışarı çıktı. Beni duvar kenarına götürmelerini, eğer verilecek emirleri dinlemezsem infaz etmelerini söyledi."
Camın önüne hedef olarak koymuşlar
Erkan Öktem'in talimatıyla başka bir toplantı salonuna götürüldüğüne dikkati çeken Şağban, bir süre sonra dönemin Jandarma Personel Daire Başkanı Tuğgeneral Veli Turan, TEM Daire Başkanı Turgut Aslan ile korumalarının da buraya getirildiğini belirtti.
Elleri ve gözleri bağlı bir şekilde dışarıdan gelecek kurşunlara hedef olmaları için cam kenarında bekletildiklerini vurgulayan Şağban, "Turgut Aslan müdürüm kelepçenin ellerini çok sıktığını, gevşetmelerini söyledi. Veli Turan da aynı şeyi söyledi. Bunun üzerine darbeciler ikinci bir kelepçe daha taktılar ve elimizi biraz daha sıktılar" diye konuştu.
Rehinelerin aralarında konuşmalarına izin verilmediğini ifade eden Şağban, istemelerine rağmen kendilerine su bile verilmediğini söyledi.
"İnfaz edeceğini anladım"
Gecenin ilerleyen saatlerinde selaların okunması üzerine rahatladığını, bunu iyiye gidişin bir işareti olarak yorumladığını dile getiren Şağban, ardından "asker kışlaya" diye slogan atan vatandaşların sesinin gelmesi üzerine darbe girişiminin başarısız olacağını anladığını anlattı.
Darbeci Öktem'in telsizden "Hedef gözetmeksizin ateş edin" talimatını verdiğini aktaran Şağban, darbe girişiminin başarısız olduğunun anlaşılması üzerine Öktem'in emriyle salondan çıkarıldıklarını belirtti.
Lavaboya gitme talebine karşılık Öktem'in, "Gideceğiniz yerde tuvalete ihtiyacınız olmayacak" yanıtını vermesi üzerine infaza götürüldüklerini anladığını söyleyen Şağban, şöyle devam etti:
"Ellerimi çözebilirsem yanımdakinin silahını alıp bir ikisini etkisiz hale getirmeyi düşündüm. Hiç olmazsa pisipisine ölmeyelim diye düşündüm. Merdivenlerden yavaş yavaş inip öndekilerle arayı açayım ki rahatlıkla müdahale etmeyi istedim. Yanımdaki teğmen 'Gecikiyoruz, acele edelim' deyince, ben de 'Görmüyorum, ya gözlerimi aç ya da acele ettirme' dedim. Yavaş yavaş aşağı indim. Turgut Aslan müdürle korumasını karargahın bahçe kapısından dışarı çıkardılar. O alana geldiğimizde teğmenler karargahı bilmedikleri için aralarında konuşmaya başladılar. Ben de dikkatlerini dağıtmak için sorular sordum. Bu sırada karargahın önündeki köprüye uçaktan bomba atıldı. Bunun içeriye büyük etkisi oldu. Teğmenler panik halinde bizi bahçe kapısı yerine, garaja indirdiler."
Bu şekilde Öktem tarafından infaz edilmekten son anda kurtulduğuna dikkati çeken Şağban, yargılanmasına devam edilen Jandarma Genel Komutanlığı davasının müştekisi olduğunu, darbecilere karşı hukuki mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA