Aleyna Nur Gökçe, 8 Kasım günü evine dönmek için yürüdüğü sırada Beylikdüzü istikametinde hızla ilerleyen sürücü Sezer H'nin kullandığı otomobilin çarpması sonucu otomobil ile duvar arasında sıkışarak ağır yaralandı.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan genç kız, yoğun bakımda yaşam mücadelesi verirken; olay sonrası serbest bırakılan sürücü Sezer H. ise savcılığın karara itirazda bulunması sonrasında yeniden yakalanarak tutuklandı.
2008 yılında bir başka kaza daha yapmış
Gökçe'nin yoğun bakımda olmasına neden olan sürücü Sezer H'nin 10 Mart 2008 tarihinde Avcılar'da 66 yaşındaki Satı Yılmaz'ın ölümüne neden olduğu ortaya çıktı.
Karanfil Sokak'ta gerçekleşen kazada, o dönem çalıştığı şirket için mal dağıtımı yapan Sezer H, karşı yönden gelen aracın geçmesi için kamyonetini geri çekmek isterken, o sırada yolun karşısına geçmek isteyen Yılmaz'a çarptı. Sağ tekerleğin altında kalan Yılmaz, hayatını kaybetti.
Aynı gün tutuklanan sürücü Sezer H. hakkında "Taksirle ölüme neden olma" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle Küçükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı.
Sürücü Sezer H, "Kamyonetiyle geri geri giderken aynayı kontrol ettiğinde kimseyi görmediğini ve daha sonra bir şeyin üzerinden geçtiğini hissettiğini, olayın bu şekilde meydana geldiğini" söyledi. Bilirkişi raporunda, dikkatsiz, özensiz seyri ve aracın arkasını yeterince kontrol etmemesi nedeniyle sürücü kusurlu bulundu. Ancak ölenin de karşıdan karşıya geçerken kurallara uymadığı, sürücü geri giderken sinyal sesi verdiğinin anlaşılması, iki tarafta park etmiş araçların bulunması karşısında sürücü Sezer H'nin tali kusurlu olduğu kaydedildi. Sezer H. 43 gün tutuklu kaldı.
Alt sınırdan ceza verildi
21 Nisan 2008'de tahliyesine karar verilen sürücü Sezer H. hakkında mahkeme, 29 Temmuz 2008'de alt sınırdan ceza verdi. Sezer H'yi iyi hal indirimiyle 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptıran mahkeme, kişiliğini, sosyal durumunu ve yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığı dikkate alarak cezayı 12 bin 100 TL adli para cezasına çevirdi. Mahkeme, mağdurun yakınlarının uğradığı zararı gidermediği gerekçesiyle Sezer H. hakkında hükmün açıklanmasını geri bırakmadı ve sürücü belgesinin 1 yıl süreyle geri alınmasına hükmetti. Bu karar, Yargıtay'da 2013 yılında onanarak kesinleşmiş oldu.
Hastane önünde umut dolu bekleyiş
Öte yandan beyin kanaması, akciğer kanaması olan ve kafatasında, omuriliğinde, kalçasında, kol ve bacaklarında da kırıklar bulunan Aleyna Nur Gökçe için umut verici haber henüz gelmedi.
Hastane önünde Aleyna'dan gelecek iyi haberi bekleyen baba Recep Gökçe, "Bu şahıs makas atarak giderken önü kapandığı zaman kendi aracına zarar gelmesin diye aracı sağ tarafa alıyor. Oraya araç girme yasağı var. O vatandaş frene bassa durabilir. Bu cinayet, kaza değil. Böyle bir kaza olmaz. Bir genç kızın bir sürü hayalleri var, benim kızımın hayalleri vardı. Yavrum benim imtihanlara girdi, hostes oldu. Uçacaktı. Uçamadı, gitti. Doktorlar müdahale ediyorlar. Bugün 8'inci gün. Neler çektiğimizi biz biliyoruz. Umutlarımızı hala yitirmiş değiliz. Bu şahıs daha önce de başka birine çarpmış ölmüş. Kısa bir dönem yatıp çıkmış" dedi.
"Bunda gasp var, uyuşturucu var, hırsızlık var"
Kızına çarpan sürücünün suç dosyasının kabarık olduğunu söyleyen Gökçe, "Bunda gasp var, uyuşturucu var, hırsızlık var. Dosyası kabarık. Bize bunları söylüyorlar. Bu bir suç makinesi. Bu adam ehliyetsiz geziyordu. Kaza olur, herkes yapabilir. Benim içim yanıyor. Beyinde minik bir ışık var, o da bizi çok yaralıyor. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. O tutuklanmış, şöyle olmuş, böyle olmuş. Müebbet, ona 500 yıl verseler benim kızımı geri getiremez. Nasıl getirecek, hayattan kopardı" diye konuştu.
"Güzel bir haber bekliyoruz"
Aleyna Nur Gökçe'nin ağabeyi Hakan Gökçe de "Aleyna'nın durumunda bir gelişme yok. Biz kapının önünden bir an olsun ayrılmıyoruz, güzel bir haber bekliyoruz. Doktor yaşadığı travmanın büyük ve ciddi olduğunu söylüyor. Ellerinden geleni yapıyorlar ama her an her şey için hazırlık olun da diyorlar. Allah'tan ümidi kesmeyip, güzel haber bekliyoruz. Benim içeride yatan canım" dedi.
Sürücünün tutuklanması ile ilgili de değerlendirmede bulunan Gökçe, "Hiçbir şekilde su serpilmiyor. Bizim canımızı bu kadar geç olması acıttı. Bizim amacımız karşı tarafın başkalarına da zarar vermemesi. Geçmişte yaptığı bir kazadan dolayı bir başkasının canına mal etmiş. Benim de kız kardeşim de şu an ipin ucunda. 35 yaşında, 2 kişinin de hayatıyla oynamış. Caydırıcı cezalar yok galiba, anlamıyorum. Bir insanın hayatı bu kadar kolay olmamalı. Kaza olabilir ama bu kazalık bir durum değil. Alkollü araba kullanmak, ehliyetsiz araba kullanmak… Belli bir hız sınırı var, o sınırın üstüne çıkıyor. Trafiğe kapalı alana girip bir insana çarpıyor" dedi.
"Bu kaza değil, cinayete teşebbüs"
Hakan Gökçe, şöyle devam etti:
"Benim bütün varlığım kız kardeşim. O doğduğunda ben 8 yaşındaydım. Elimde büyüdü. Hayatla doluydu. İnsana mutluluk veren bir kızdı. Ben sadece kız kardeşim için demiyorum ama adalet istiyoruz. Önce Aleyna için adalet istiyoruz. Cezalar caydırıcı olsun ki insanlar bir daha yapmaya korksun. Bu kazayı yapabilmek adına elinden gelen her şeyi yapmış. Bugün Aleyna oldu, yarın bir başkası olacak. Bundan yıllar önce ölen kişi Satı Yılmaz'dı. Bu kaza değil, bu cinayete teşebbüs."