Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, 2013'te bir köşe yazarının "Yapı Denetim Fetullah'ın baronlarına teslim" başlıklı yazısı bir internet sitesinde yer aldı.
Yazıda, "Mühendislik ilmine kafası basmayan Fetullah'ın, hoca kılıklı katılım banka destekli baronları yapı denetim sektörünü kontrol altına alırken, mühendislik odaları da susma ve eylemsizlik hakkını kullanıyorlar" ifadeleri kullanıldı.
FETÖ'ye ait kapatılan Bank Asya tarafından yazıyla ilgili tekzip gönderildi. Bunun üzerine yazı, yayından kaldırıldı. Bankanın şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonucunda köşe yazarı hakkında Bankacılık Kanununun ilgili hükümleri çerçevesinde "bankanın itibarına zarar verme" suçundan dava açıldı.
Köşe yazarı AYM'ye başvurdu
Yargılama sonucunda 3 Mart 2015'te İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi, köşe yazarına 10 ay hapis ve 16 bin 660 lira adli para cezası verdi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmetti.
Mahkemenin gerekçesinde, güven kurumu olan bankalara güvenin sarsılmasına yönelik yazıyla, söz konusu bankanın güvenirliliği, saygınlığı ve prestijine zarar verildiği, itibarının zedelendiği belirtildi.
Karara yönelik itirazın İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmesi üzerine köşe yazarı, 10 Ağustos 2015'te Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Yüksek Mahkeme yeniden yargılama yapılmasına hükmetti
Başvurucu, eleştiri ve düşünce özgürlüğü hakkını kullanması nedeniyle cezalandırıldığını, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini öne sürdü.
Köşe yazısıyla ilgili tekzip metninin yayımlanmasının ilk derece mahkemesince değerlendirilmediğini aktaran başvurucu, İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi hakiminin paralel devlet yapılanması soruşturması kapsamında tutuklanması nedeniyle mahkemenin tarafsızlığı hakkındaki inancının sarsıldığını bildirdi.
Adalet Bakanlığınca gönderilen görüşte ise, FETÖ'nün genel özelliklerine, yargı kurumlarındaki örgütlenmesine, faaliyetlerine dair tespitlere yer verildi. Bakanlık, FETÖ'nün finasal yapısının merkezinde söz konusu bankanın bulunduğunun yapılacak incelemede dikkate alınması gerektiği yönünde görüş verdi.
Yüksek Mahkeme, Anayasa'da güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına hükmetti.
Karardan
İlk derece mahkemesinin, başvurucunun yazısının müşteki bankanın itibarına karşı hangi surette saldırı oluşturduğu, cezalandırmayı gerektirdiği hususunda hiçbir değerlendirme yapmadığına dikkat çekilen kararda, mahkemenin, yazıyla bankanın güvenirliliği, saygınlığı ve prestijine zarar verildiği, itibarının zedelendiği sonucuna vardığı belirtildi.
"Başvuru konusu olayda olduğu gibi bir bankanın işlemlerindeki usulsüzlük iddiaları konusunda kamunun bilgilendirilme hakkının bulunduğunda kuşku yoktur." değerlendirilmesine yer verilen kararda, yazıda belgelere dayalı olduğu belirtilen bazı olgusal iddiaların bulunduğu aktarıldı.
Yüksek Mahkemenin kararında, şöyle denildi:
"Derece mahkemelerinin, başvurucunun ifade özgürlüğü hakkı ile müşteki bankanın itibar hakkının korunması amacı arasında adil bir denge kurduğu söylenemez. Dolayısıyla başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin toplumsal bir ihtiyaç baskısına tekabül ettiği ve bu sebeple de demokratik toplum düzeninin sürekliliği için gerekli olduğu ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilmemiştir."
Kaynak: AA