"Ankara’da tarihsel süreçte büyük bir deprem yok"

Türkiye bir deprem ülkesi. Topraklarının tamamına yakını fay hattında bulunuyor. Her yıl irili ufaklı binlerce deprem meydana geliyor. Geçtiğimiz günlerde Ankara-Kalecik’te meydana gelen deprem de bunlardan biri… 4,5 büyüklüğündeki deprem Ankara’da korkuya neden oldu. Neyse ki herhangi bir can kaybı ve hasara yol açmadı. Ancak gelecekte bölgede daha büyük bir deprem olup olmayacağı sorusu tartışılmaya başladı. Hatta Ankara’nın deprem tehlikesinin sanılandan daha yüksek olduğu iddiaları ortaya atıldı.

Bu iddialar ile Ankara’daki deprem potansiyelini Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şerif Barış, TRT Haber’e değerlendirdi.

[Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy /Fotoğraf: TRT Haber]

“Ankara’yı yıkan önemli deprem yok”

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Ankara merkezli bir fay zonunun olmadığını belirterek, “Çankırı’da bir fay zonu var. Onun dışında fazla bir şey yok. Çankırı’daki fay zonunda da çok üretken bir deprem potansiyeli olduğunu sanmıyorum” diyor. 

Prof. Dr. Ersoy gelecekle ilgili deprem tahmini yapabilmek için geçmişe de bakılması gerektiğini vurguluyor: 

“Tarihsel dönem içerisinde Ankara’yı yıkan, çevresini yıkan önemli bir şey yok. Tabii bunlar araştırmaya muhtaç ama bildiklerimiz üzerinden konuştuğumuzda önemli bir tehlike yok.” 

“Çankırı fay zonu aktifse daha büyük deprem üretebilir diye düşünülüyor ama yıllık etkinlik bazında çok fazla bir aktivite yok oralarda” diyen Prof. Dr. Ersoy sözlerini şöyle sürdürüyor: 

“Depremler fay zonlarında oluyor. Bu fay zonlarının ne kadar uzun olduğu önemli. Demek çok büyük değil ki tespit ettiğimiz faylar arasında değil bu. MTA’nın Diri Fay Haritası'nda bunlar yok. Eğer bir potansiyel olduğu düşünülüyorsa hangi fayda ve nasıl olduğunun söylenmesi gerek.” 

[Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şerif Barış / Fotoğraf: AA]

“Büyük bir depremin habercisi değil”

Kalecik merkezli depremin, Türkiye’de yaşanan olağan sarsıntılardan biri olduğunu ifade eden bir diğer isim ise Prof. Dr. Şerif Barış... “Kalecik’in, büyük bir depremin habercisi olabilmesi için öncü bir deprem olması gerekir” ifadesini kullanıyor. 

Barış, “öncü deprem” kavramının önemine işaret ediyor:

“Öncü deprem kavramı şudur: Birkaç gün ya da birkaç hafta sonra daha büyük bir deprem olur. O zaman geriye döner ve deriz ki, bu deprem, bu büyük depremin öncüsüymüş. Dolayısıyla her olan deprem sanki büyük bir depremin habercisi gibi düşünülüyor.” 

Ankara’nın yanı sıra çevre illerden de hissedilen depremle ilgili Prof. Dr. Şerif Barış’ın Ankaralıları rahatlatan başka tespitleri de var: 

“Bu faya bakıldığında, fayın yıllık GPS kayma hızlarına bakıldığında ve tarihsel dönemdeki depremlere bakıldığında durum olağan… Bizim normal depremsellik dediğimiz türden bir deprem olduğunu görüyoruz. Herhangi bir büyük depremin habercisi olduğunu düşünmüyorum. Depremleri genellikle geçmişteki davranışlarına bakarak, aletsel dönem dediğimiz 1900 yılından sonraki davranışlarına bakarak anlamaya, tanımlamaya çalışırız. O bölgede 4,5 büyüklüğünde bir deprem olup da arkasından 7 büyüklüğünde bir deprem olmadı.”