Manavgat'ta 28 Temmuz'da başlayan, bir gün sonra Akseki'de çıkan ve rüzgarın etkisiyle Gündoğmuş, İbradı, Alanya ilçelerine de yayılan yangında zarar gören ormanlık alanlar ile yerleşim bölgelerinde yaralar sarılıyor.
Bir yandan mağdur olan vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması için ülke genelinde seferberlik sürerken, diğer yandan da küle dönen ormanlık alanlarda temizlik çalışmaları başlatıldı. Bölgede yanan ağaçlar kesilip, ekonomiye kazandırılırken, toprak ise yeni fidanlara hazırlanıyor.
Yangın boyunca sahada olan ve yaşananları haber, fotoğraf ve görüntülerle gözler önüne seren AA ekibi, yanan alanlarda yapılan çalışmaları da havadan görüntüledi.
Antalya'da 58 bin hektar alan yandı
Antalya Orman Bölge Müdürü Vedat Dikici, bölgede sadece orman yangını değil, yangın felaketi yaşandığını söyledi.
Yangında ağaçların yanı sıra insanların hayatını kaybettiğini, hayvanların, evlerin yandığını, tabiattaki varlığın yok olduğunu anımsatan Dikici, "Önce Manavgat'ta, ardından Akseki'de başlayan ve bölgedeki ilçeleri de içine alan yangında 58 bin hektar ormanlık alanımız yandı. Meslek hayatımda gördüğüm en büyük yangın" dedi.
Hava sıcaklıklarının arttığı, nemin yüzde 5'lere düştüğü, 17 gün boyunca poyrazın estiği, her şeyin yanmaya hazır olduğu bir ortamda çıkan yangının havadan ve karadan yürütülen tüm müdahalelere rağmen ancak 9'uncu gün kontrol altına alınabildiğini aktaran Dikici, yangın biter bitmez yeniden bölgenin yeşertilmesi için kolları sıvadıklarını söyledi.
Gençleştirilen ormanların yeniden fidan dikimi için sürüldüğünü dile getiren Dikici, "Bazı bölgeler 2-3 sene önce gençleştirilmiş bir sahaydı. Burada emval alma şansımız yok. Buraları makinelerle işleyeceğiz, toprağı temizleyip, dikime hazır hale getireceğiz. Ne zaman yağmur yağdı, çimlenme koşulları oluştu, dikimlere başlayacağız. Kasım gibi başlarız diye tahmin ediyoruz" diye konuştu.
Dikici, 50-60 yaşlarındaki büyük ağaçların oluşturduğu ormanlarda ise tespit çalışmalarının yapıldığını, buna göre de kesim için ihaleye çıkıldığını aktararak, kesilen ağaçların orman emvali olarak ekonomiye kazandırılacağını söyledi.
Yanan ağaç sayısı 40 milyon civarında
Bazı kısımları tabiatın kendisini yenilemesi için bırakacaklarını, bazı kısımları ise tohumdan tekrar orman haline getireceklerini belirten Dikici, hem çam kozalaklarının içinde çimlenme yeteneğini kaybetmeyen hem de dışarıdan ekilen tohumlardan dikimin yapılacağını bildirdi. Bu çalışmaları da şubat sonuna kadar tamamlamayı planladıklarını dile getiren Dikici, şunları söyledi:
"Gerek buradaki tohumlarla, gerekse dışarıdan ekeceğimiz tohumlarla ve yeniden dikeceğimiz fidanlarla buraları yeniden yeşil vatan haline getireceğiz. Tabi yolla geri getiremeyeceğimiz alanların hepsini süreceğiz. Hesabımız yaklaşık 13-14 bin hektar bu alanlar. Bin 500 ile çarparsanız, 20 milyon civarında fidan dikeceğiz. Tabii yolla getirdiğimiz fidanlarda hektarda 3 bin civarında çimlenme olur. Bunları da üstüne koyduğumuzda yaklaşık 60 milyon da onu hesap edersek, Antalya'da 80-100 milyon arası yeni fidan istiyoruz, bu sahaları tekrar eski haline getirmek için. Allah'ın izniyle tabii ve suni yolla yani ekim ve dikim yoluyla getirdiklerimizle burayı 80-100 milyon fidanla eski haline getireceğiz. Şu anda ne kadar ağaç yandı, tahminimiz yanan ağaç sayısı 30-40 milyon civarında."
Türkiye'nin her yerinden fidan dikimi için teklifler geldiğini söyleyen Dikici, birkaç ay sonra bölgede gerek yanan ağaçların kesimi gerekse temizlenen yerlerin yeniden dikimi için yaklaşık 40 bin insanın var olacağını belirtti. İnsanların fidan dikimi için gösterdiği seferberliğin kendilerini mutlu ettiğini aktaran Dikici, "Halkımızla, devletimizle küle dönen alanları yemyeşil hale getireceğiz. Gelecek yıl fidan şeklinde görecesiniz, 4-5 yıl sonra ise fidanlar uzaktan görülür hale gelecek, 8-10 yıl sonra da buranın yandığını hatırlamayacaksınız, izlerini göremeyeceksiniz" diye konuştu.
Bölgenin ağacı kızılçam
Orman Bölge Müdürü Vedat Dikici, alana neden kızılçam ağacı dikildiği, meyve ağaçlarının dikilmediği yönündeki tartışmaların da yersiz olduğunu vurguladı.
Her bölgenin gerek toprak yapısı gerekse iklim koşulları gereği kendine özgü bir bitkisinin olduğunu ifade eden Dikici, "Burada asırlardır yetişen ağaç kızılçam. Eğer burası keçi boynuzuna uygun olsaydı, her yer keçi boynuzu olurdu. Ne kadar yansa da buranın hakim ağacı kızılçam. Nisandan beri yağmur yağmıyor, ne zaman yağacağı da belli değil, yaz kuraklığını atlatabilecek elimizdeki tek varlık bu" ifadelerini kullandı.
Karadeniz, Akdeniz, İç Anadolu bölgelerinin iklimden dolayı ağaçlarının da farklı olduğunu söyleyen Dikici, Artvin'de kızılçam ormanının kurulamayacağını belirtti. İklim adaptasyonu için her bölgeye uygun ağaçlandırma yapıldığını aktaran Dikici, "(Ormancı kızılçamdan başka bir şey dikmiyor, bu da yanıyor) diye bir şey yok, şartlar bunu gerektiriyor, doğanın koşulu bu" dedi.
Köylerin etrafında yangın şeridi oluşturulacak
Dikim çalışmalarında ayrıca köylerin etrafında ve ormanların arasında daha geniş bantlar oluşturacaklarını dile getiren Dikici, şunları kaydetti:
"Bu yangında köylerde evlere, insanlara, hayvanlara zarar gelmesin diye çok mücadele ettik. Bunu minimuma indirme gayretindeyiz. Köy etrafına yangın şeridi diye bir boşluk alan bırakacağız. Etrafına da hem köylümüz gelir elde etsin hem de yangının şiddetini engellesin diye selvi, keçi boynuzu, defne gibi ağaçlar dikeceğiz. Kendi diktiğimiz yerlerde de şeritleri daha da açacağız."