Çok Bulutlu 2.8ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
TRT Haber 09.11.2020 10:30

"Ashab-ı Kehf Diyarbakır'da uyandı"

Bir yeniden diriliş mucizesi olarak Kur'an-ı Kerim'in yanı sıra pek çok kültürde de yer alan Ashab-ı Kehf'e ait olduğu rivayet edilen dünyadaki 33 mağaraya bir yenisi eklendi. İddiaya göre o mağara, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde...

Putperestliğe karşı çıktıkları için kralın zulmünden kaçan ve yanlarında bir köpekle birlikte mağarada 309 yıl uyuyan Ashab-ı Kehf’in ölümden sonra dirilişi sembolize eden kıssası, Kur’an-ı Kerim’deki Kehf Suresi’nin dışında Hristiyan, Yahudi hatta Hint kaynaklarında da yer alıyor. Pek çok ülkede ve 33 farklı yerde makamlarının olduğuna inanılan Ashab-ı Kehf kıssası ile ilgili yıllarca araştırma yapan ve tüm işaretleri değerlendiren Prof. Dr. Hasan Tanrıverdi, 34’üncü ve Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Duru eski adıyla Derkam köyündeki mağaranın Yedi Uyurlar’a ait olduğunu iddia ediyor.

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve Mukayeseli Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Tanrıverdi, İslam Hukuku ve İslam Tarihi araştırmalarıyla tanınıyor. Onu Ashab-ı Kehf’e çeken şey ise Kur’an-ı Kerim’deki Kehf Suresi’nin diğer surelere göre önemli ayrıntılar içermesi. Gençlik yıllarında hem Arapçasından hem de tefsirlerden Kehf Suresi’ni okuyan Tanrıverdi, bu konuda araştırma yapmaya karar vermiş.

"Kehf Suresi Kur’an-ı Kerim’de en ayrıntılı anlatımı olan sure. Diğer surelerde bu kadar ayrıntıya pek rastlanmaz. Mağaranın ölçüleri, güneşin açısı isimler, gümüş para ve olay örgüsü muhteşemdir. Çok ilgimi çekti ve Ashab-ı Kehf’in hangi coğrafyada yaşadıkları ile ilgili araştırmalara başladım."

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve Mukayeseli Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Tanrıverdi[Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve Mukayeseli Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Tanrıverdi]

Ashab-ı Kehf

Profesör Hasan Tanrıverdi’nin araştırmalarına başlamasından sonra karşısına çıkan ilk kaynak, Emevi Devleti’nin hüküm sürdüğü yıllarda yaşamış olan Veheb bin Münebbih. Çok kitap okuduğu, geçmiş ümmetler ve peygamberler hakkında yaptığı araştırmalar ile bilgi sahibi olduğu belirtilen Veheb bin Münebbih, kaynak eserlerde sıklıkla alıntı yapılan bir isim. 

"Veheb bin Münebbih, Ashab-ı Kehf’ten ilk bahsedenlerden biridir. Onun anlatımına göre Dakyanus şehrine Hz. İsa’nın havarilerinden biri gelir. Şehir surlarla çevrilidir ve giriş kapısının üzerinde bir put vardır. Dakyanus’un emri gereği şehre girmek isteyen herkes eğildikten sonra girmek zorundadır. Havari eğilmektense şehre girmemeyi tercih ederek kapının yakınlarındaki bir hamamda çalışmaya başlar. Hamama gelenlere nasihatlerde bulunur ve insanları İsevi dinine davet eder. Hamama gelenlerden ve Dakyanus’a yakın oldukları sanılan 5 kişinin de bu havari tarafından irşad edildikleri düşünülür. Ancak Dakyanus’un oğlunun hamamda ölü bulunmasıyla havari sorumlu tutulacağından endişe ederek bölgeyi terk eder. Nitekim Dakyanus’un yaptırdığı soruşturmada havariye ve onun takipçilerine işaret edilir."

"Ashab-ı Kehf Diyarbakır'da uyandı"

Kaçış

Veheb bin Münebbih ve İslam öncesi kaynaklardan yaptığı araştırmaya göre İsevi dinine girdikleri düşünülen Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş ve Kefeştatayyuş’un Dakyanus’a yakın ve aristokrat kişiler olduğunu söyleyen Hasan Tanrıverdi, Dakyanus’un İsevi dinine geçen kişilere yönelik hükmünün anında infaz olduğunu belirtiyor. Ancak 6 kişi tanınmış ve aristokrat kişiler olduğundan dinlerinden vazgeçmeleri için 3 gün süre tanınır.

"Dakyanus mühleti tanıdığında 6 kişi ayağa kalkarak, ‘Putperestliği kabul etmiyoruz, Rabbimiz yerin ve göğün Rabbidir’ diyor. Cezalarını da bildiklerinden gece atlarına atlayıp kaçıyorlar. Şehrin yakınlarında kendileri gibi tek bir Allah’a iman etmiş çoban Yemliha’nın Rakim adındaki köyüne gidiyorlar. ‘Bizim için ölüm fermanı çıktı, biz de kaçtık’ diyorlar. Yemliha onlara, ‘Madem ki kaçtınız ve geride ölüm var, o zaman ulaşılması zor bir mağaraya sığının’ deyince Yemliha ve köpeği Kıtmir gece olduğu halde yola çıkıyorlar. Gece boyunca yol alıp sabah olduğunda bir dağın tepesindeki mağaraya varıyorlar. Yorgun olduklarından biraz dinlenip sonrasında kaçma niyetiyle tatlı bir uykuya dalıyorlar."

"Ashab-ı Kehf Diyarbakır'da uyandı"

Ne kadar uyudular?

Hristiyan kaynakları Ashab-ı Kehf’in 300 yıl boyunca uyuduklarını belirtiyor. Kur’an-ı Kerim’de, 309 yıl uyudukları ve uykuya daldıkları aynı mevsim ve tarihte öğlene doğru uyandıkları Kehf Suresi’nde açıkça yazıyor. Bazı kaynaklarda Dakyanus’un Ashab-ı Kehf’i takip ettirdiği ve uyudukları yerde ölmeleri için mağaranın ağzını duvarla ördürdüğü geçse de Tanrıverdi bunun doğru olmadığını söylüyor.

"Kur’an Ashab-ı Kehf’in uykudaki detaylarını da veriyor; ‘Onları görseydin, mutlaka onlardan yüz çevirip kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.’ Pek çok tefsir inceledim. Taberi Alusi, Kurtubi, Fahreddin Razı, Ebu Suud Efendi... Tefsirler dışında İslam kaynakları da Dakyanus’un izcileri ile mağarayı bulduğunu ancak buraya giren kişilerin korku ile bağırıp kaçtıklarını hatta Dakyanus’un kendisinin bile mağaraya girmesiyle çıkmasının bir olduğunu belirtir. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de güneşin doğarken ve batarken Ashab-ı Kehf’e değme açıları mağaranın ağzının açık olduğunu gösteriyor. Uyandıklarında bir gün veya yarım gün uyuduklarını düşünüyorlar. Çünkü giysileri aynı, sakalları aynı uzunlukta ve aynı mevsim. Yemliha’yı yiyecek almak üzere gümüş paralarla şehre yolluyorlar. Kendilerinden bahsetmemeleri konusunda uyarıyorlar. Yemliha 309 yıl öncesinin paralarıyla alışveriş yapmak isteyince önce gömü bulduğu düşünülüyor, ardından mesele anlaşılıyor. Halk ve şehrin valisi Ashab-ı Kehf’ten haberdar oluyor. Hep birlikte mağaraya gidip mucizeye tanık oluyorlar. Valinin artık korkulacak bir şey olmadığından bahsetmesi ve onları şehre davet etmesi üzerine istişare için yeniden mağaraya giren 7 kişi ve köpekleri ruhlarını teslim ediyor."

"Ashab-ı Kehf Diyarbakır'da uyandı"

İşaretler ne?

İspanya’dan Afganistan’a kadar Ashab-ı Kehf mağarası olduğu söylenen 33 ayrı yer var. Türkiye’de Mersin, Kahramanmaraş ve İzmir olmak üzere 3 ilde Yedi Uyurlar’a atfedilen mağaralar bulunuyor. Diyarbakır’ın Lice ile Hani ilçeleri arasındaki mağaranın Kur’an-ı Kerim’de geçen özellikleri taşıdığını savunan Profesör Hasan Tanrıverdi bunları şöyle sıralıyor:

"Kur’an’da Kehf Suresi’nde Ashab-ı Kehf ile birlikte zikredilen isim Rakim’dir. Buradaki Duru köyünün eski adı Derurakim’dir. İkincisi Haberi tefsirinde Ashab-ı Kehf’in uyanış gününün kutlandığı yazar. 28 Mayıs’taki bu kutlama sadece bu bölgede yapılır yüzyıllardan beri. Yöre halkı bayram yapar ve panayıra döner burası. En önemli özellik ise Kur’an’ın verdiği coğrafi ve fiziki işaretler. Güneş doğarken mağarayı sıyırır, mağaranın sağına vurur. Batarken yine mağarayı sıyırır Ashab-ı Kehf’e vurur. Bu da mağaranın yönünün güneye baktığını, girişinin ise batıya bakması gerektiğini gösterir. Kur’an-ı Kerim de verilen bu özelliğe sadece bu mağara haizdir. Ebu Suud Efendi’nin tefsirinde de verilen tarif tam olarak budur."

"Ashab-ı Kehf Diyarbakır'da uyandı"

Sempozyum düzenlenecek

Tanrıverdi, hem dünyada hem de Türkiye’de Ashab-ı Kehf’in kendi bölgelerinde olduğunu savunan kişilerden itiraz geleceğinin farkında. Bunun için de Dicle Üniversitesi ve Diyarbakır Valiliğinin ortaklaşa bir sempozyum düzenleyeceğini ve delillerin masaya yatırılarak gerçek makama karar verileceğini aktarıyor.

"28 Mayıs’a yani burada bayram olarak kutlanan güne denk getirerek hem dünyadan hem de Türkiye’den bilim insanları, tarihçiler ve araştırmacıları davet edeceğiz. Konuşalım ve tartışalım bakalım Kur’an-ı Kerim ne işaretler veriyor ve bu işaretlere hangi mağara haiz. O zaman çıkan sonucu hepimiz kabullenmek zorundayız."

Profesör Hasan Tanrıverdi araştırmasının sonuçlarına güveniyor ve hem Kur’an’ın anlattığı hem de diğer kaynakların işaretlerinin bu noktada ispatlanacağına inanıyor. Bu gerçekleşirse Yedi Uyurlar’ın Diyarbakır’da uyandıkları kabul edilecek.

Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu

Sıradaki Haber
İstanbul'da toplu taşıma araçlarında koronavirüs denetimi
Yükleniyor lütfen bekleyiniz