Yaz aylarının korkulu rüyası sivrisinekler, etkisini göstermeye başladı. Sivrisineklerin arasında en belalısı ise Asya Kaplan Sivrisineği. Diğer türlerden farkı, agresif olması ve su birikintilerinde hızlı bir şekilde üremesi.
Yaklaşık 10 sene önce İpsala Sınır Kapısı'nda etkisini göstermeye başlayan bu sivrisinek, yaklaşık son 5 senedir İstanbul’da etkin şekilde varlığını sürdürüyor. Son birkaç senedir de vatandaşların hastanelere Asya Kaplan sineği mağduriyeti nedeniyle başvurularında artış yaşanıyor.
Peki, bu türün diğerlerinden farkı nedir? Vatandaşlar nasıl önlemler almalı? Veteriner Doç. Dr. Kerem Öter, tüm merak edilenleri TRT Haber canlı yayınında cevapladı.
Asya Kaplan Sivrisineği'nin oldukça istilacı bir tür olduğunu söyleyen Doç. Dr. Öter, diğer türlerden farklarını şöyle anlattı:
“Boyut olarak diğer sivrisinek türlerinden çok farklı değil. Gündüz saatlerinde açık alanlarda, parklar ve ağaçların bol olduğu yerlerde insanlardan ve hayvanlardan kan emiyorlar. Oldukça agresif ve saldırgan bir tür. İnsanlara adeta saldırır şekilde yaklaşıyor. Diğer sinekler gün doğumu ve batımında daha aktiftir fakat bu tür günün her saatinde ve dış ortamda kan emebiliyor.
Asya Kaplan Sivrisineği'ni oldukça yakından takip ediyoruz. Mücadele entegre şekilde yapılıyor. Ve biz Hacettepe Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi olarak istilacı türlerin İstanbul’daki mücadelesiyle ilgili bir teknik rapor hazırlayarak yayımladık. Halihazırda 2 senelik bir mücadele planı ortaya koyduk. Bu mücadele planının başarıya ulaşabilmesi için tüm paydaşların yani yerleştiği yöredeki halk başta olmak üzere tüm devlet kurumları ve özel sektörün bu mücadeleye aktif katılımı gerekli."
4-5 yıldır İstanbul'u mesken tutan Asya Kaplan Sivrisineği popülasyonundaki artışla birlikte sağlık kuruluşlarına başvuran vatandaşların sayısı arttı. Parazitolog Doç. Dr. Kerem Öter, sivrisinek sorununa karşı almamız gereken önlemleri @trthaber'de anlattı. pic.twitter.com/tM1UrGEmW0
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) July 13, 2021
"Balkonlardaki su kaplarının üstü kapatılmalı, evlere sineklik takılmalı"
Bu istilacı ve agresif türün diğer sivrisineklerden farklı olarak küçük yapay su birikintilerinde ürediklerini aktaran Doç. Dr. Öter, vatandaşların bu konuda alabilecekleri önlemlere de değindi:
“Biz bu sivrisineklerin üreme yerleri olarak geniş su rezervlerini, dere kenarları, göl, gölet ve foseptik çukurları biliyoruz fakat bu tür, üreme yeri olarak insan yapımı, yapay su kaplarını kullanır. Mesela, bir saksının tabağında birikmiş su bile bu tür için son derece güzel bir üreme yeri oluşturabilir. Bu nedenle halkımız bu konuda duyarlı davranmalı.
Bahçelerde, balkonlarda herhangi bir su kabı varsa ve gereksiz ise bunu boşaltın. Kullanmanız gerekiyorsa da üstünü bir file veya kapakla kapatın ki sivrisinek buralara gelip yumurtalarını bırakamasın. Evlere sineklik takılabilir. Açık ortamlarda ise açık renkli kıyafetler tercih edilmeli.”