Ataköy'de cami avlusundaki tentenin çökmesine ilişkin cami görevlilerinin hazırladıkları tutanakta, cemaatin bölgeyi boşaltmasının istendiği, cenaze namazını kıldırmakla görevli belediye görevlisinin de tentenin durumunun kritik olduğundan haberdar olmadığı ve uyarıldığı belirtildi.
İstanbul Müftülüğü, Bakırköy Ataköy Ömer Duruk Camisi'nde 10 Ocak tarihinde meydana gelen olaya ilişkin, imam hatip Adem Karabey, imam hatip Faruk Yazar, müezzin kayyım Selçuk Dönmez ve dernek yöneticisi Osman Demirkaya'nın hazırladığı tutanağı inceledi.
Cami görevlilerinin olay günü saat 10.45 sıralarında camiye geldiklerini, caminin içinde ve dışında genel kontrolleri yaptıklarını belirttikleri tutanakta, caminin cenaze namazının kılınan bölümündeki tentelerde biriken karlardan dolayı hasar oluştuğunu fark ettikleri aktarıldı.
Kendi çabalarıyla onarma imkanı olmadığını anlayan cami görevlilerinin, Bakırköy Belediyesi Fen İşleri Müdürü'ne durumu bildirerek yardım istediği ifade edilen tutanakta, ancak saat 12.00'ye kadar camiye herhangi bir ekip gelmeyince, belediyeden iki yetkilinin daha arandığı belirtildi.
Cemaatin dağıldığı esnada olay gerçekleşti
Cenaze camiye gelinceye kadar herhangi bir işlem olmayınca, cemaatin girmemesi için alana güvenlik şeridi çekildiği, buna rağmen vatandaşların şeritli bölgeye girmesi üzerine defalarca uyarı anonsu yapıldığı anlatılan tutanakta, şunlar yer aldı:
"Cemaatin bu bölgeyi boşaltmasını istedik. Bizzat görevliler olarak alandaki insanları yine uyardık. Cenaze namazını kıldırmakla görevli belediye görevlisi Mustafa Çiçek, cenaze namazı kılınan bölgedeki tentenin durumunun kritik olduğundan haberdar değildi. Dikkatli olunması söylendi. Cami görevlileri olarak öğle namazını kılmak üzere camiye girdik.
Öğle namazından sonra cenaze namazı kılınıp, cenaze arabaya nakledildikten sonra cemaat alanı boşaltmaya başladığı esnada maalesef bu durum gerçekleşmiştir."
Tente yaz aylarında arızanlanmış
Eski İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran, Ataköy'de cami avlusunda tentenin cenaze namazı kılanların üstüne çökmesinde bir ihmal olduğunu ancak bunun cami imamından kaynaklanmadığını belirterek, yaz aylarında tentenin otomatik açma kapatma düğmesinin çalışmadığının tespit edildiğini anlattı.
Bu durumun dernek yöneticileri tarafından belediye yöneticilerine iletildiğini ifade eden Yaran, "Belediye de kendilerinin bu hizmeti ifa ettiklerini, bundan sonra tenteyi yapan firmayla görüşmeleri gerektiğini söylemiş. Firma yetkilileriyle görüşülmüş. Firmadan da çok yüksek bir fiyat istemiş, 150 bin lira gibi bir rakam talep edilmiş. Böyle kalmış." diye konuştu.
"Müezzine ezanı çok kısa okumasını söylemiş"
Yaran, olay günü saat 10.45'te cami görevlilerinin camiye geldikleri zaman tehlikeyi fark ettiğini ve saat 11.00'de belediyeyi arayıp buna müdahale edilmesi gerektiğini ilettiğini aktaran Yaran, şunları kaydetti:
"Tentenin üzerindeki karın boşaltılması için taleplerini iletmişler. Belediyeden de kendilerine ilgilenileceği ifade edilmiş ama 12.00'de bu telefona rağmen gelen giden olmayınca tekrar, daha önce aradıkları bir ismi aramışlar. Durumun ciddi olduğunu söylemişler. O kişi de kendisinin şu anda görevde olmadığını, alındığını ama görevlilere durumu bildireceğini söylemiş. Yine belediyeden bir başkasını aramışlar ve durumu bir daha söylemişler. Buna rağmen namaza kadar herhangi bir gelişme olmamış. Öğle namazına kadar cami imamı, cenaze imamına bilgi vermiş. Şunu hem İstanbulluların hem de tüm Türkiye'nin bilmesinde fayda var; İstanbul'da cenaze işlerine cenaze imamları bakar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızın ilgili kuruluşu onu koordine eder. Dolayısıyla cenaze imanına, cami imamımız tarafından bilgi verilmiş. Ayrıca müezzine ezanı çok kısa okumasını söylemiş. Tehlikeli bölgeye bir şerit çektirmiş. Bütün bunları yapan cami imamı. Normal olarak cami imamı ve müezzini camiye gelmiş, namazı kılmış ve kıldırmış. Sonra cenaze namazı kılınmış. Cenaze alınıp arabaya götürülmüş. Geride cemaat dağılırken bu müessif olay meydana gelmiş."