Bakan Akdağ, Sağlık-Sen tarafından Ebeler ve Hemşireler Günü dolayısıyla bir otelde düzenlenen "Sizler Umudun Adısınız" programına katıldı.
Programın açılışında konuşan Akdağ, sağlık çalışanlarının kendileri için çok önemli olduğunu ifade ederek, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı sağlık çalışanlarıyla gerçekleştirdiklerini söyledi.
Bakan Akdağ, sağlık sisteminde yapılan değişiklikleri anlatırken, asistan olarak görev yaptığı üniversite hastanesinin çocuk hastalıkları kliniğinde karşılaştığı bazı olaylardan örnekler verdi.
Lösemili bir çocukla dizanteri olan bir çocuğun aynı yatakta yatmak zorunda kaldığı, annelerinin ise çocuklarına refakat etmek için günlerce mukavvadan kartonların üzerinde uyuduğu günleri unutmadığını anlatan Akdağ, "Gözünüzün önünde bir çocuk eriyor ve siz hiçbir şey yapamıyorsunuz. Kendinizi mağdur hissetmez misiniz?" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın hayata geçmesiyle anne ve bebek ölümlerinin en az seviyeye düştüğünü vurgulayan Akdağ, "Yılda bin hamile anne hayatını kaybediyordu. Bu sayı 200'ün altına indi. Bu sene bu rakamı 150'nin altına indirmeye çalışacağız. Keşke bu rakamı sıfıra indirebilsek." diye konuştu.
"İstikrar ve güven ortamı içerisinde Türkiye büyüyecek"
Türkiye'de anne ölüm oranlarının ABD'den daha iyi bir durumda olduğuna ancak kişi başına düşen sağlık harcaması arasında büyük farklar bulunduğuna dikkati çeken Akdağ, ABD'de yılda kişi başına 9 bin 500 dolar, Türkiye'de ise kişi başına 500 dolar sağlık harcaması yapıldığını söyledi.
Akdağ, "Hep birlikte inşa ettiğimiz cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi döneminde ekonomimiz çok daha iyiye gidecek. İstikrar ve güven ortamı içerisinde Türkiye büyüyecek. Paylaşacağımız ekmek büyüyecek. Bunları büyütemezsek talepleri yerine getirmekte zorlanırız." değerlendirmesinde bulundu.
"Sizden kızımın sağlığını istiyorum"
Sağlık Bakanı Akdağ, konuşması sırasında kürsüye 81 ilden gelen bazı ebe ve hemşireleri davet ederek, unutamadıkları anları paylaşmalarını istedi.
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil yoğun bakım servisinde görev yapan hemşire Ayşe Adıgüzel, 3 yaşındaki kızının tedavisi için göz yaşları içinde Bakan Akdağ'dan yardım istedi.
Kızının "MPS TİP 4A" diye adlandırılan bir tür genetik hastalıkla mücadele ettiğini ifade eden Adıgüzel, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Günde bin 500 hastaya bakıyoruz. Çoğu hastaya şifa kaynağı olurken ben bir anne olarak Sayın Bakanım şifa kaynağı olamıyorum. Sizden kızımın sağlığını istiyorum. Kızama 6 ay önce 'MPS TİP 4A' tanısı konuldu. İlacı var, tedavisi yüzde yüz değil ama komplikasyonları engelliyor. Kızım gözümün önünde eriyor. İşteyken hastalardan dua alıyoruz, mutlu oluyorum, 24 saat ayakta kalıyoruz ama dua alıyoruz. Eve gittiğimde kızımın ağrıları oluyor. İlacın maliyeti yüksek olduğu için SGK tarafından karşılanamıyor, 5 yaş üzeri alabiliyor. Kızım 3 yaşında, alamıyor."
Hemşire Adıgüzel'in sözleri üzerine duygulanan Bakan Akdağ ise şunları kaydetti:
"Bu ülkede hastalara ilaç verme konusunda Sağlık Bakanlığı olarak Sosyal Güvenlik Kurumuyla bir hususumuz var. Prensip şudur: Kullanılacak tedavi biçiminin, ilacın, o her neyse, bilimsel yeterli olması. Biz bunun dışında para meselesine bu ülkede hiç bakmadık. Ancak zaman zaman herhangi bir ilacın kullanımıyla ilgili olarak literatüre tam oturmamış bir bilgi, bir anlamda hasta deneme gruplarında ya da araştırma gruplarında kullanılan ilaçlar şu ya da bu sebeple mutlaka kullanılması gereken ilaçlarmış gibi hasta yakınlarına ya da kardeşimize lanse edilebiliyor. Ben açık söylüyorum, bilimsel gerçekler ışığında eğer kullanılması gereken ilaç o yaşa kullanılabilecek durumdaysa biz bunun için gerekli raporları veririz."
Türkiye'nin dünyada vatandaşlarına sağlık hizmetini sunma hususunda en cömert ülkelerden biri olduğunun altını çizen Akdağ, bu meselenin üzerinde duracağını söyledi.
Bakan Akdağ, "Bunu inceleyeceğim. Sizin telefonunuzu da alacağım ve size bilgi vereceğiz." dedi. AA