Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alanya ilçesinde yayın yapan Alanya Dim TV'de katıldığı programda, Türkiye'nin dış politikasını Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" anlayışıyla sürdürdüklerini belirtti.
Dünyanın yeni tip koronavirüsle (Covid-19) mücadele ettiği dönemin yaşandığını dile getiren Çavuşoğlu, salgınla başarıyla mücadele eden Türkiye'de turizmin de yeniden başlaması için çalışma yürüttüklerini söyledi.
Bunun için hem yurt içinde hem de yurt dışında görüşmeler yaptıklarını kaydeden Çavuşoğlu, "Almanya ile ilişkilerimiz eskiye göre çok iyi. Sağlıklı şekilde götürüyoruz, bu anlamda verdiğimiz mesajlar, Almanya'da yer buldu" dedi.
"Almanya, Fransa ve İngiltere ile turizm konusunda 4'lü toplantı yaptık"
Yurt dışı uçuşların başlamasını hedeflediklerini belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Almanya, Fransa ve İngiltere ile turizm konusunda 4'lü toplantı yaptık. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile iki sefer görüştük. Rus turistlerin de ülkemize gelmek istediğini biliyoruz. Turizm sadece Antalya ve Alanya için değil, Türkiye için önemli. Bizim de önceliklerimizden bir tanesi. Kendim dışişleri bakanıyım ama Kültür ve Turizm Bakanımızın 4 tane yardımcısı var. Ben de onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Bu seneyi az hasarla geçeceğiz. Ondan sonra hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz."
Türkiye'ye gelmek için yabancı turistlerin istekli olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Biz biliyoruz ki Alman, Rus dostlarımız da Avrupa'daki, Türkiye'ye gelip de ülkemizi bilen herkes gelmek istiyor. Pandemi konusunda da diğer alternatif ülkelerdeki seviyeyi vaka ve diğer rakamlarla, sağlık kapasiteleriyle bizi kıyasladıkları zaman Türkiye ön plana çıkıyor. Bu nedenle gelmek istiyorlar. Gelmek istiyorlarsa da birlikte çalışmamız lazım. O insanların Türkiye'ye gelip tatil yapmasını birlikte sağlamamız lazım" dedi.
"Dünyanın geleceği tarımda"
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, turizm kadar tarımın da önem taşıdığını, bunun pandemi sürecinde net olarak ortaya çıktığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Alanya, Antalya olarak turizm önemli bir sektör ama tarımı da ihmal etmememiz lazım. Dünyanın geleceği tarımda. Gelecekte çatışmalar tarım sektörü üzerinden olacak. Gıda güvenliğinden bahsediyorum. Çok şükür, bu pandemi döneminde sağlık güvenliği bakımından da hiçbir sıkıntımız olmadı, dünyaya model olduk.
Gıda güvenliği bakımından da hiçbir sıkıntımız olmadı. Dünyaya da çok ürün ihraç ettik."
"Türkiye'nin sahada ve masada güçlü olması gerekiyor"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bugünkü dünyada yaşadığımız tüm olaylara baktığımız zaman Türkiye'nin sahada ve masada güçlü olması gerekiyor. Biz de sahada ve masada güçlü Türkiye, güçlü diplomasi diyoruz." dedi.
Bugünlere gelmesinde anne ve babasının emeğinin büyük olduğuna değinen Çavuşoğlu, önemli olanın uzun görev süresi değil, yaşananlardan kazanılan tecrübe olduğuna işaret etti.
Siyasette bugüne kadar aldığı değişik görevlerle ciddi tecrübeler edindiğini anlatan Çavuşoğlu, "Sonuç odaklı çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sorunları çözmek için çaba sarf ediyoruz. Uzlaşı kültürümüz var. Bizimle uzlaşmak isteyen, müzakere etmek isteyen herkesle varız ama ülkemizin menfaatlerini savunmak bizim görevimiz. Bugünkü dünyada yaşadığımız tüm olaylara baktığımız zaman Türkiye'nin sahada ve masada güçlü olması gerekiyor. Biz de sahada ve masada güçlü Türkiye, güçlü diplomasi diyoruz" açıklamasını yaptı.
Dış politikanın kolay olmadığını, her zaman zorlukların olabildiğini dile getiren Çavuşoğlu, Türk milletinin ve devletinin çıkarlarını gözetip Türk bayrağını dünyanın her yerinde dalgalandırmanın görevleri olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, kendilerinden yardım isteyenlere büyük Türkiye ve Türk milleti olarak dünyanın her yerinde ulaşmaya çalıştıklarına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yükünü almaya çalıştıklarını belirten Çavuşoğlu, "Siyasete girerken babama fikrini sorduğum zaman 'Bu ülkeyi kurtaracak adam Tayyip Erdoğan'dır. Onun yanından ayrılma, ona yardım et.' demişti. Milletimize hizmet ederken Cumhurbaşkanımıza yardımcı olmayı kendimize şiar edindik." diye konuştu.
"Boris Johnson'un, Trump'ın iletişim özelliği farklı"
Liderlerin farlı özelliklerinin olduğunu ve bugüne kadar ilginç anılar yaşadıklarını anlatan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Eğer siz karşı tarafa pozitif enerji veriyorsanız, karakter olarak, yapı olarak en soğuk olanları bile belli bir noktaya getirebiliyorsunuz. Mesela Boris Johnson'ın iletişim özelliği farklı, Trump'ın iletişim özelliği farklı. Obama'yla da sadece golf konuşmuyorduk ama birçok konuyu sohbet ortamında değerlendiriyorduk. Avrupa'dan mesela Merkel soğuk gibi görünür ama öyle değil aslında. Esprileri de yeri geldiği zaman iyi yapar."
Çavuşoğlu, turizmde yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınından sonra normalleşme sürecinde Türkiye'nin uçuşları başlatmasının tek başına yeterli olmayacağına dikkati çekti.
Ülkeler arasında turizmle ilgili görüşmelerin sürdüğünü belirten Çavuşoğlu, "Gelen turistler nasıl karşılanacak. Sağlık kontrolleri geldikleri ülkede mi? Türkiye'deki havalimanlarında mı yapılacak? Bu gibi soruların hepsinin cevaplanması ve ülkelerin Türkiye'ye tatil konusunda ikna edilmesi gerekiyor. Bu süreçte otellerin konsepti ile sertifikasyon da önemli" diye konuştu.
"Türkiye ile işbirliği yapmak durumundasınız"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerine ilişkin, "Bugün baktığımız zaman kim var orada? Şimdi yıl sonuna kadar herkes çekildi. Kim var? Bir tek Türkiye var. Bunun anlamı şudur. Rum tarafı da KKTC ile anlaşarak uzlaşıya gitmelidir. Doğu Akdeniz etrafındaki ülkeler için de mesaj burada Türkiye var. Türkiye ile işbirliği yapmak durumundasınız" dedi.
Çavuşoğlu, "Doğu Akdeniz'de Rum tarafı, Mısır, Yunanistan, Avrupa Birliği ve İsrail bir anlamda cephe oluşturdu. Türkiye'nin bu konuda kararlı olduğunu görüyoruz. Doğu Akdeniz'de Kovid-19 ile mücadele sonrasında nasıl bir süreç işlenecek?" sorusuna, Kıbrıs'ta Rum tarafının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) teklifini dikkate almadığını söyledi.
"Rum tarafı da KKTC ile anlaşarak uzlaşıya gitmelidir"
Rumların, adadaki Türk tarafının haklarını yok sayarak tek taraflı sondaj çalışmalarına devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, "Rum tarafı KKTC'nin tavsiyelerini, tekliflerini dikkate alsaydı, paylaşmayı öğrenseydi bu gerginlikler olmazdı" dedi.
Her zaman öncelikle diplomasiden yana olduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Maalesef biz diplomasi dedikçe bunlar zaafiyet olarak algıladı. Biz de gemilerimizi gönderdik, sondajımızı başlattık. Bugün baktığımız zaman kim var orada? Şimdi yıl sonuna kadar herkes çekildi. Kim var? Bir tek Türkiye var. Bunun anlamı şudur. Rum tarafı da KKTC ile anlaşarak uzlaşıya gitmelidir. Doğu Akdeniz etrafındaki ülkeler için de mesaj, burada Türkiye var. Türkiye ile işbirliği yapmak durumdasınız. Aynı şekilde Yunanistan da bizimle işbirliği yaparak diğer ülkelerle işbirliği yaparak bizi dışlamaya çalıştı. Ne oldu hamlelerimizi yaptık. Sondajlarımızı başlattık dengeler değişti, kararlıyız. Önce uyarıyoruz. Dinlemiyorlarsa gerekli adımları atıyoruz."
Sahada ve masada güçlü Türkiye'nin olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Türkiye'nin hem Kıbrıs Türk halkının hem de Türk devletinin ve milletinin çıkarlarını koruyacak gücü var. Dolayısıyla biz çalışmalarımızı sürdüreceğiz. KKTC 'Biz anlaştık benim de burada haklarım garanti altına aldı, artık sondaja gerek yok' derse KKTC'nin bize ruhsat verdiği yerlerde o zaman değerlendiririz ama benim yine Kıbrıs'ın güney batısında kıta sahanlığı içinde sürdürdüğüm sondajlar var. Orası benim egemenlik alanıma giriyor. Benim egemenlik hakkımı da kimseye tartıştırmam" dedi.
Yunanistan'ın bu konuyu sürekli olarak Avrupa Birliği (AB) toplantılarına taşıdığını aktaran Çavuşoğlu, AB üyesi ülkelerin de konuyu gündemde tuttuğuna değindi.
Çavuşoğlu, "Yunanistan ve diğerleri olumlu yaklaşırlarsa biz de paylaşmaya her zaman varız, işbirliğine varız. Rum kesimi hariç herkesle bu işbirliğine varız. Rum kesimi ise KKTC'ye Kıbrıs Türklerine gitmeli" diye konuştu.
"Hem Almanya'dan hem Rusya'dan heyetleri davet ettik, memnuniyetle karşıladılar"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya, Rusya ve Avrupa'dan tatil için Türkiye'ye gelmek isteyenlerin olduğunu belirterek, "Hem Almanya'dan hem Rusya'dan heyetleri davet ettik, memnuniyetle karşıladılar. İnşallah resmi yazıları da Bakanımız (Kültür ve Turizm Bakanı) gönderiyor, sonuçta bizim görevimiz onları ikna etmek" dedi.
Bakan Çavuşoğlu, turizmin başlayabilmesi için sertifikasyonun çok önemli olduğunu belirterek bu alandaki tüm çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığının yaptığını söyledi.
Kabinedeki toplantılara destek verdiklerini belirten Çavuşoğlu, yurt dışında bu alandaki çalışmaları anlattıklarını, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un da 70 muhatabına mektup yazdığını anlattı.
Kendisinin de muhataplarını sadece turizm amaçlı da aradığını belirten Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanımız, (Angela) Merkel ile özellikle turizmi görüştü. Daha sonra Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile görüştük. O görüşmeden sonra yaptığı bir açıklama vardı. Türkiye'de bizim turizmle ilgili attığımız adımlarla bundan sonra turizme yönelik atacağımız adımlarla ilgili samimi ve tüm detayları paylaştığımız bir görüşme oldu" diye konuştu.
Çavuşoğlu, "Alman, Rus, Hollandalı ya da Avustralyalı tüm turistlerin ülkemize geldiğinde güvenliğinden biz sorumluyuz. Alman şirketleri başta olmak üzere 5 tane şirketle bu sertifikasyon işinde bakanlığımız anlaştı, çalışıyorlar. Bunları anlatmak lazım" dedi.
Almanya ile ilişkilerde önceki dönemlerde inişler çıkışlar yaşandığını hatırlatan Çavuşoğlu, "Eski Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile çok çaba sarf ettik. Daha sonra Heiko Maas'la birlikte çalışıyoruz. Bu dönemde Almanya kamuoyu ile iyi kötü iletişimimiz oldu. Çok mülakatlar verdik, sohbetlerimiz oldu. Bazen bize kızdılar, bazen biz onlara kızdık ama tüm bu karşılıklı sinirlenmelerde bile sonuçta samimiyet sinerji oluştu. İlişkilerimiz eskiye göre çok iyi. Gereksiz, suni şeylerdi." diye konuştu.
"Hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz"
Turizm alanında Almanya'nın yanında diğer ülkelerle de çalışmalar yapıldığını belirten Çavuşoğlu, Rusya'dan, Ukrayna'dan, Orta Asya ve Balkanlar'dan turistlerin Türkiye'ye gelmek istediğini aktardı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy'un dört bakan yardımcısı olduğunu ve kendisinin de beşinci bakan yardımcısı gibi turizm için çalıştığını anlatan Çavuşoğlu, özellikle Rusya ve Almanya hatlarının açılması için çalışma yürüttüklerini söyledi. Çavuşoğlu, her ülkenin dış hatlar konusunda ülkesindeki vaka, ölümler gibi tüm rakamları dikkate alarak uçuşlara karar vereceğini anlattı.
Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Biz özellikle normal tarifeli uçuşlar başlamasa bile charter uçuşlarıyla o ülkelerden Türkiye'ye gelmek isteyen turistleri, evinden ilk adımı attıktan sonra tekrar evine dönünceye kadar güvenli şekilde getirip, tatilini Türkiye'de yaptırıp, tekrar evlerine göndermek istiyoruz. Bu konuda yaptığımız ve yapacağımız çalışmalarla o ülkelerin yetkililerini ikna etmeye çalışıyoruz. O ülkelerin heyetlerini de Türkiye'ye davet etmeye başladık. Gerek Sağlık Bakanlığı gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı veya sektörden, tur şirketleri, operatörler dahil hepsi gelsinler görsünler, bizim aldığımız tedbirleri, havaalanından otele kadar servis nasıl olacak görsünler istiyoruz."
Türkiye'nin sağlık kapasitesinin dünyada örnek gösterildiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Sağlık kapasitemiz de önemli. Pozitif vaka olabilir, bu çok normal. Türkiye'nin sağlık kapasitesi örnek gösteriliyor ama turizm destinasyonuna da bunları göstermek lazım. Hem Almanya'dan hem Rusya'dan heyetleri davet ettik, memnuniyetle karşıladılar. İnşallah resmi yazıları da Bakanımız gönderiyor, sonuçta bizim görevimiz onları ikna etmek" dedi.
"Tatil için Türkiye'ye gelmek istiyorlar"
Çavuşoğlu, Almanya ve Rusya vatandaşlarının tatili kendi ülkelerinde yapmaları yönünde baskı yapıldığı iddialarının sorulması üzerine de "Her yönetici böyle bir dönemde, pandeminin ekonomileri etkilediği bir dönemde iç turizmi teşvik etmek isteyebilir. Biz de teşvik ederiz. Bu doğal ama biz görüyoruz ki bu gerçekçi değil. Alman ve Rus dostlarımız, Avrupa'daki Türkiye'yi bilen tüm vatandaşlar ülkemize gelmek istiyor. Bunun için birlikte çalışmamız lazım. Türkiye'de tatil yapmasını birlikte sağlamamız lazım" karşılığını verdi.
"Tarım geleceğimizin de sektörü"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele sürecinde Türkiye'nin gıda güvenliği konusunda da başarılı bir sınav verdiğini belirterek, "Gıda güvenliği konusunda sıkıntı olmadı. Ramazan da gelince bir arz talepte artış oluyor. Aracı ile tüketici arasındaki mesafeyi kapatmak için çeşitli model üzerinde çalışıyoruz. Tarım geleceğimizin de sektörü." dedi.
Çavuşoğlu, Akdeniz bölgesinde tropikal meyve yetiştiriciliğin her geçen gün yayıldığına dikkati çekti.
Bu ürünlerin yetiştirilmesi için hükümetin ciddi destek verdiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Muza da ciddi bir destek veriyoruz ve muz ithalatında önemli kısıtlamalar var. En üstten biliyorsunuz vergilendirme yapılıyor. Eskiden Alanya, Gazipaşa, Anamur vardı. Şimdi Manavgat ön plana çıkmaya başladı, hatta Serik tarafında diğer yerlerde de seralarda muz üretimi başladı. Eskiden sadece yüzde 20'sini üretebiliyorduk. Şimdi bu yüzde 50'yi geçti. Yüzde 60'da doğru gidiyor." diye konuştu.
"Babamızın çiftliğinde büyüdük, çiftçi çocuğuyuz"
Türkiye'de avokado, mango, papaya gibi tropikal meyvelerin üretiminin başladığına değinen Çavuşoğlu, bu ürünlerden bazılarını kendisinin de ürettiğini ifade etti.
Yurt dışına gittiğinde fidan getirdiğini ve bahçesine diktiğini anlatan Çavuşoğlu, "Mango pasiflora veya diğer tropikal meyveleri deniyoruz. Bir ağaçta 10-15 tane küçük küçük mango gördüm. Ankara'da fırsat bulursam hemen bahçeye gidiyorum. Sebze meyve yetiştiriyoruz. Neticede babamızın çiftliğinde büyüdük, çiftçi çocuğuyuz." dedi.
Dünyanın geleceğinin tarım olacağına işaret eden Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Türkiye pandemi sürecinde gıda güvenliği konusunda da başarılı bir sınav verdi. Gıda güvenliği konusunda hiç sıkıntı olmadı. Ramazan da gelince bir arz talepte artış oluyor. Aracı ile tüketici arasındaki mesafeyi kapatmak için çeşitli model üzerinde çalışıyoruz. Tarım geleceğimizin de sektörü. Muz konusunda neler yaptık gördük. Gerçekten turizm veya diğer sektörleri yapabiliriz ama İmkanımız varsa tarımdan vazgeçmeyelim. Devletimiz de tarıma destek veriyor. Bundan sonra da vermeye devam edecek."
"Pandeminin ne zaman biteceğine dair öngörü yok"
Pandeminin ne zaman biteceğinin öngörülemediğini bildiren Çavuşoğlu, bu konuda kimsenin net bir şey söyleyemediğini ifade etti.
Bu konuda tahminlerin olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Devletimiz de bu öngörüler çerçevesinde alacağı tedbirler ve vereceği destekler için takvim belirledi. Koronavirüsün durumunu değerlendirilerek alınacak tedbirler ve destekler gözden geçirecektir. Devlet böylesi zor günlerde vatandaşın yanında olmak için vardır. Bu tedbirleri gün geldiğinde tekrar değerlendiririz. Talep olduğunda da yapıcı şekilde ele alırız. Zaten sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda hassasiyeti var." şeklinde konuştu.
Önümüzdeki günlerde seyahat edenler için sağlık sigortasının ön plana çıkacağını aktaran Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Sağlık sigortasını ülkeler de isteyecek, seyahat edenler de isteyecek, acenteler de isteyecek. Sağlık sigortası olduktan sonra herhangi bir hastalık olursa bunun tedavisi olacaktır. Sağlık sigortası varsa her türlü tedaviyi kapsayacaktır. Geçmişte uçuş desteği verildi. Kriz dönemlerinde verildi. Bakanımız sektörden geldiği için yakından bu konuyu takip ediyor. Turizmcilerden gelecek bu talepler bakanımızca değerlendirilecek ve gündeme getirilecektir."
Covid-19 sürecinde birçok ülkeye yardım yaptıklarını anımsatan Çavuşoğlu, "Los Angeles'ta görev yapan arkadaşım aradı. Çalıştığı hastaneye paketler içinde Türkiye'nin yaptığı yardımlar geldiğini ve herkesin Türkiye'yi konuştuğunu, bundan da büyük gurur duyduğunu söyledi. Pandemiden fakir ülkeler çok fazla etkilendi ancak kimin zengin kimin fakir olduğu çok da önemli olmadı. Kimin sağlık sistemi güçlü, kim hazır, kim zamanında tedbirleri aldı, öngörülü davrandı ortaya çıktı. İnsani konularla siyaseti karıştırmamak lazım. Türkiye böylesi bir dönemde ilişkilerinde soğukluk yaşadığı ülkelere bile 'Bunla ilişkilerimiz kötü, görmezden gelelim.' demedi. Bu bize yakışmazdı zaten" değerlendirmesinde bulundu.
"Hizmet için siyaset yapıyoruz"
Çavuşoğlu, "Antalya ve Alanya bağlantınızı sürdürüyorsunuz, son yerel seçimde Antalya'da büyükşehir belediye başkanı değişti. Başkan Muhittin Böcek ile aranız nasıl? Menderes Türel'den sonra neler değişti?" şeklindeki soruya 16 yıldır Antalya milletvekilliği yaptığını, bunun onurlu olduğu kadar zor bir görev olduğunu kaydetti.
Antalya milletvekillerine birlik ve beraberlikleri nedeniyle mecliste gıpta ile bakıldığını kaydeden Çavuşoğlu, "Hizmet etmek için siyaset yapıyoruz. Kıskançlık, fitne gibi olumsuz durumlara tevessül etmedik" dedi.
Diğer partilerin Antalya milletvekilleri ile de aralarında saygıya dayalı dostluk olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları ifade etti:
"Antalya'da farklı partilerden belediye başkanları var. Hiçbir zaman ayrım yapmadım. Bize proje getiren, talepte bulunan herkesi destekledik. Belediyeler hizmet odaklı olmalı. Tabii bazı yerlerde devletle rekabet etmek istiyorlar, devlete kafa tutup alternatif yapılar oluşturmaya çalışıyorlar. Bunun kimseye faydası yok. Kovid-19 döneminde Antalya Valiliği ve Büyükşehir güçlerini birleştirdi. Muhittin Böcek bizim ata dostumuz. Anavatan İlçe Başkanıyken kendisini tanıyorum. Konyaaltı Belediye Başkanıyken de biz kendisine her türlü desteği vermiştik. Talepleri olmuştu. Kendisine teşekkür ediyorduk. Hemen 'Muhittin Bey AK Parti'ye mi geçiyor? Mevlüt Bey niye teşekkür etti?' deniliyordu. İlla aynı partiden mi olmamız gerekiyor teşekkür etmek için."
Dostluk ve siyasetin başka olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Menderes Bey'in Antalya'ya büyük hizmetleri oldu ama bu hizmetlerin Muhittin Böcek döneminde olmadığını söylemek lazım. Partizanlık yapmıyorum, gerçekleri söylüyorum. Antalyalı da görüyor. Belediyecilik AK Parti'nin işi" diye konuştu.