Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden eski Japonya Başbakanı Abe Şinzo'nun yarın düzenlenecek cenaze törenine katılmak üzere geldiği Japonya’nın başkenti Tokyo’yda, Japonya Ulusal Basın Kulübü’nde (JNPC) gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bu ziyarette, Türkiye’den Japonya’ya (SİHA) tedariki konusunun gündeme gelip gelmeyeceği konusuna ilişkin Çavuşoğlu, "Bizim ürettiğimiz İHA'lar, SİHA'lar dünyada şu anda üretilen ürünler arasında en iyilerinden hatta en başta gelir, bunu söyleyebilirim. Libya'da da özellikle Trablus'un işgalini önleyen de Türk SİHA'larıdır. Japonya'yla her alanda olduğu gibi savunma sanayi alanında da iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, Japonya ile ilerleyen günlerde savunma sanayi ve güvenlikle ilgili istişareler gerçekleştireceklerini belirterek, şunları söyledi:
"Japonya, gerek SİHA olsun gerekse diğer savunma sanayi ürünlerimiz olsun bunlardan almak isterse, diğer Asya ülkeleri de şu anda çok ilgileniyor özellikle Malezya ve Endonezya, bu ülkeler bizim savunma sanayi ürünlerimize çok ilgi gösteriyorlar, sözleşmeler imzalanıyor, biz memnuniyetle Japonya'nın bu alandaki ihtiyaçlarını da karşılarız."
"Bayraktar, Ukrayna'da çocuklara verilen en popüler isim"
Türkiye’nin SİHA konusunda herhangi bir ülkeyle yarışmadığını ve kendi teknolojisini geliştirmek için çalıştığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Ama dünyada herhalde bizim SİHA'lar gibi şarkı bestelenen, çocuklara isim verilen başka bir SİHA yoktur. Ukrayna'da doğan erkek çocuklar için verilen en popüler isim, Bayraktar. Savunma sanayinde hem kamu şirketlerimiz hem de özel şirketlerimiz son derece başarılı ve çok kaliteli ürünleri üretiyor." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Ukrayna’da 27 Eylül’de Rus kontrolündeki bölgelerde yapılacak referandumun olası sonuçlarına göre Türkiye’nin oynadığı mevcut arabuluculuk rolünde değişim olup olmayacağı konusunda, Türkiye’nin denge politikası izleyerek hem Rusya hem de Ukrayna ile diyalog ve ilişkilerini sürdürdüğünü ifade etti.
Türkiye’nin aynı zamanda ilkeli bir tutum sergilediğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Uluslararası hukuku, kural temelli bir düzeni savunuyoruz. Montrö’yü harfiyen uyguladık. Bu saldırganlığı, savaş olarak nitelendiren ilk ülke Türkiye oldu. Ve bunu tanımadığımızı, reddettiğimizi de açıkça ortaya koyduk. Yani sonuçta hem dengeli hem ilkeli bir politika izliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımadığını, tanımayacağını her vesileyle vurguladığına işaret ederek, "Ruslara da bunu söylüyoruz. Donbas, Herson gibi bölgelerin Rusya'ya ilhak edilmesiyle ilgili referandum konusunda da Türkiye olarak net bir açıklama yaptık. Bundan duyduğumuz endişenin altını çizdik, bunu vurguladık. Ve Kırım'ın ilhakını tanımadığımız gibi bunu da tanımayacağımızı açıkça açıklamamızda söyledik." ifadelerini kullandı.
"Japonya'nın kendi güvenliğiyle ilgili tedbirler alması en doğal hakkıdır"
Japonya’nın sert ve yumuşak güç unsurlarının kullanılması konusunda nasıl bir yol izlemesi gerektiğine yönelik soru üzerine Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Japonya'nın güvenliğine, istikrarına önem veriyoruz. Japonya'nın dünyanın barışına yaptığı katkıyı takdir ediyoruz. Tabii Japonya'nın özellikle insani konularda ve yardımlarda öncü olduğunu biliyoruz. Ayrıca Japonya'nın başka bir yumuşak gücü de Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) aracılığıyla dünyanın her yerinde kalkınma projelerini destekliyor. Bizim bölgemizdeki göçmenlere yönelik de ciddi bir katkısı var, onun için de ayrıca çok teşekkür ediyoruz."
Çavuşoğlu, Japonya'nın etrafındaki gelişmelerin, ülkenin güvenliğini doğrudan etkilediğini belirterek, "Japonya’nın güvenliğine yönelik tehditlerin de olduğunu görüyoruz. Kuzey Kore'nin füze denemelerinden biz de rahatsızız. Dolayısıyla Japonya'nın da kendi güvenliğiyle ilgili tedbirler alması en doğal hakkıdır." dedi.
"Esasen iki liderin bir araya gelmesiyle ateşkes söz konusu olabilir"
Ukrayna-Rusya Savaşı'ndaki son gelişmeler ışığında nasıl bir yolla gidilebileceğine ilişkin Çavuşoğlu, "Esasen iki liderin (Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin-Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy) bir araya gelmesiyle artık bir ateşkes söz konusu olabilir." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, Putin'in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile her görüşmesinde Zelenskiy'le de bir araya gelmeye hazır olduğunu ve Ukrayna tarafından da müzakerelere dönme isteğinin defaatle geldiğini aktararak, "Fakat savaş uzadıkça daha karmaşık hale geliyor, daha zorlaşıyor. Yine Semerkant’ta, Sayın Putin, Sayın Cumhurbaşkanı'mızla yaptığı görüşmede, müzakerelere dönebileceklerini söylemişti. Tabii yeni şartlar olduğunu da söylüyorlar." diye konuştu.
"Kendi birliğimizi derinleştirmek istiyoruz"
Türkiye’nin Orta Asya’daki son gelişmeler çerçevesinde nasıl bir yol izleyeceğine de değinen Çavuşoğlu, Türkiye’nin Doğu-Batı ekseninde ilişkilerini geliştirdiğini, Yeniden Asya girişimiyle Asya'ya bütüncül bir yaklaşımla tekrar döndüğünü dile getirdi.
Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asya ile hem siyasi hem ekonomi ilişkilerimizi geliştirmek bizim en doğal hakkımız. Birçok ülkenin ve uluslararası örgütün ilgisinin (Orta Asya’ya) arttığını görüyoruz. Bazı Orta Asya ülkeleriyle Çin’in komşu olduğunu sizler de biliyorsunuz. Aynı şekilde Rusya da var. Dolayısıyla bu ülkelerin Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmek istemesi doğaldır. Diğer taraftan C5+ Japonya, C5+ Güney Kore, ABD, Avrupa Birliği gibi diğer aktörler de Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmek için çaba sarf ediyor. Bunu da doğal karşılıyoruz."
Ayrıca taşımacılıkta Kuzey Koridor'u yerine Orta Koridor’un öneminin arttığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bu güzergahta, Orta Asya ülkeleri de var, Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye var. Umarım bu projeler hayata geçer. Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki anlaşmalardan bahsediyorum. Ermenistan da bu sürece dahil olur. Orta Asya ülkelerinin içinde bulunduğu güzergah önem kazanmaya başladı." dedi.
Türkiye Devletleri Teşkilatının, Türk devletlerinin entegrasyonunu derinleştirmek için kurulduğunu anlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Kendi birliğimizi derinleştirmek istiyoruz. Mesela, Rusya bu savaştan önce istişarelerimize Orta Asya’yı da dahil etmek istedi. Biz hemen 'evet' dedik. Şimdi Afrika’da çok aktif bir ülkeyiz. Bundan biliyoruz ki çok rahatsız olan Fransa da Afrika konusunda istişareler başlatmak istedi. Biz hemen 'evet' dedik. İlk istişare de son derece verimli geçti. Dolayısıyla biz burada hiçbir ülke ya da uluslararası örgütle rekabet içinde değiliz. İş birliğini ve ekonomik kalkınmayı savunuyoruz, destekliyoruz."
Konuşmasına, eski Başbakan Abe'nin uğradığı silahlı saldırı sonrası vefatının kendisini derinden üzdüğünü belirterek başlayan Çavuşoğlu, Abe'yi saygıyla yad ettiğini söyledi ve "(Abe'nin) Stratejik ortaklığımızın tesisi olmak üzere Türk-Japon ilişkilerine önemli katkıları olmuştur. Kendisini her zaman bir Türk dostu olarak hatırlayacağız." dedi.
Çavuşoğlu, tarihin akışının hızlandığı bir dönemi yaşadıklarını belirterek, böyle bir dönemde değişimi yakından takip etmek, iyi analiz etmek ve değişime uyarlanmak zorunda olduklarını söyledi.
Avrupa'nın ortasında küresel dinamikleri etkileyen bir savaşın sürdüğüne dikkati çeken Çavuşoğlu, "Keskinleşen büyük güç mücadelesinin" yansımalarını birçok yerde hissettiklerini belirtti.
Çavuşoğlu, Tayvan geriliminin Asya-Pasifik bölgesinin istikrarını tehdit ettiğini dile getirerek, "Bölgede AUKUS, Quad gibi siyasi, askeri, ekonomik yeni gruplaşmalar ortaya çıkıyor. Artık çok kutuplu bir dünyadayız. Türkiye, Japonya, Hindistan, Brezilya gibi farklı aktörlerin aldığı pozisyonlar bugün tüm dünya için önem taşıyor. Asya'nın yeniden yükselişi küresel dengeleri de değiştiriyor." diye konuştu.
Salgın, iklim değişikliği, göç, terörizm, enerji ve gıda krizlerinin insanlığın ortak sorunu olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, mevcut uluslararası sistemin bu sorunlara yanıt vermediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Kural temelli sistemin ne olduğu konusunda bile bir mutabakat yok. Sisteme dayanışma yerine rekabet hakim olmaya başladı. Salgın döneminde rekabeti gördük. Herkes, koruma malzemelerine el koydu. Göç konusunda da aynı şekilde görüyoruz."
Çavuşoğlu, Türkiye'nin hem insani yardımlar ve siyasi süreçte belirleyici bir aktör olduğunu hem de teröre karşı sert güç kullandığını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yumuşak gücümüzle insani dış politika izliyoruz. Afrika'dan Latin Amerika'ya, Balkanlar'dan Asya'ya geniş bir coğrafyada insani dış politikamızla varız. Ayrıca tarih ve coğrafyanın gereği olarak aynı anda birçok bölge ve aktörle ilişkileri sürdürüyor ve geliştiriyoruz. Hem doğu hem batıyla konuşabilmek bizim için önemli bir değer. NATO üyesi ve Avrupa Birliği'ne (AB) aday bir ülke olarak, Rusya ile makul ilişkiler kurabilen az sayıdaki aktörlerden biriyiz."
2024'te yüzüncü yıl kutlanıyor
Orta Asya'da Türk Devletleri Teşkilatı ile bölgesel barış ve entegrasyon konusunda öncü rol oynadıklarını, "Yeniden Asya Girişimi"yle Asya ile bağları geliştirdiklerini anlatan Çavuşoğlu, "Örneğin aramızdaki uzun mesafeye rağmen Japonya ile ilişkilerimiz çok derin ve güçlü. 132 yıl önce Ertuğrul Fırkateyni faciasında, Japonya'nın şehitlerimizin hatırasına sahip çıkması dostluğumuzun temelini attı." dedi.
Çavuşoğlu, dünyanın yeni dönemin eşiğinde olduğunu belirterek, "Küresel krizi fırsata çevirmek için yakın çalışmalıyız ve bunun için de en üst düzeyde siyasi irade mevcut." diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Japonya Başbakanı Kişida Fumio'nun, geçen hafta ABD'deki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu marjında gerçekleşen görüşmelerinde birçok konunun ele alındığını anımsattı.
Ziyareti kapsamında Japon mevkidaşı Hayaşi Yoşimasa ile bir araya geleceğini kaydeden Çavuşoğlu, "stratejik ortaklığımızı güçlendirmek" yönünde atılabilecek adımları ele alacaklarını söyledi.
Çavuşoğlu, ikili ilişkilerde savunma sanayi, enerji, bilim teknoloji alanlarında önemli potansiyel olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Ekonomik Ortaklık Anlaşmasını (EPA) artık sonuçlandırmamız lazım. Böylece tedarik zincirlerindeki değişimleri Türk ve Japon şirketler için fırsata çevirebiliriz." dedi.
"Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN), Orta Asya, Kafkaslar, Orta Doğu, Afrika ortak gündemimizde yer alan bölgeler." diyen Çavuşoğlu, Türkiye'de ofisi bulunan Japon basın kuruluşlarını "iki halk arasında bir köprü" olarak gördüklerini belirterek, Japon basınının Türkiye ve bölgedeki gelişmelere yakın ilgi göstermesini memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.
Çavuşoğlu, 2024'te Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 100. yılını kutlayacaklarına işaret ederek, "Bayrağımızdaki ay ve Japon bayrağındaki güneş birlikte yazıldığında Japoncada 'Akarui: Aydınlık' anlamına geliyor. Bu kriz ve belirsizlik döneminde ortaklığımızı güçlendirirsek daha aydınlık bir gelecek bizleri bekliyor." diye konuştu.
Amaç, Rusya-Ukrayna liderlerini buluşturmak
Japon gazetecinin, Ukrayna-Rusya krizinin sonlandırılması amacıyla yürütülen kapsamlı çabalara yönelik sorusunu yanıtlayan Çavuşoğlu, krizde her iki taraf için de zorluklar bulunduğunu belirterek, "Sahada yeni gerçekler var. Her iki taraf için de zorluklar var. Özellikle Ukrayna için hassas konular var çünkü işgal edilen topraklar Ukrayna'nın toprakları. Tabii taraflar zayıf noktada masaya oturmak istemiyorlar." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, gazetecilere hitabında "(Savaşı) Nasıl sonlandırabiliriz? Ateşkes nasıl olabilir?" sorularını yönelterek, savaşın kazananının olmadığını vurguladı.
"Her iki taraf da bunu gerçekten idrak ettiğinde müzakere masasına dönme ihtimali daha yüksek." diyen Çavuşoğlu, "Adil bir barış olması lazım. Özellikle Ukrayna için. İşgal edilen topraklar Ukrayna'nın toprakları. Adil bir barışın tesis edilmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.
Bu iki ülkenin (Rusya, Ukrayna) dışında, özellikle Batı'da savaşın devam etmesini isteyen aktörler bulunduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "savaş uzarsa Rusya stratejik olarak yenilir ya da daha da zayıflar" düşüncesiyle hareket eden aktörlerin ikna edilmesi gerektiğini kaydetti.
Çavuşoğlu, "Ancak bedelini önce Ukrayna ödüyor, savaşın yansımalarıyla bedelini bütün dünya ödüyor." dedi.
Savaşın bir an önce sona erdirilmesinde herkese fayda sağlayacağını vurgulayan Çavuşoğlu, "Türkiye olarak umudumuzu kaybetmiş değiliz. Çabalarımızı yoğunlaştırarak devam ettireceğiz. Cumhurbaşkanı'mızın, her iki liderle de görüşmeleri olacak. Amaç, iki lideri de bir araya getirerek, liderler düzeyinde kararların alınmasını sağlamak." diye konuştu.
Gübre ihracatı
Ukrayna ve Rus gübresinin dünya piyasalarına taşınması için Türkiye'nin BM ile birlikte yoğun bir çaba harcadığını belirten Çavuşoğlu, tahıl anlaşmasının sorunsuz bir şekilde işlediğini kaydetti.
Çavuşoğlu, "İstanbul'daki Koordinasyon Merkezinin kolaylaştırıcılığında bugün itibarıyla 231 gemi Ukrayna limanlarından ayrıldı. Toplamda 5,2 milyon ton tahıl ürünü Ukrayna'dan farklı ülkelere gitmek üzere ayrıldı." dedi.
"Ukrayna tahılının ihracatı karşılığında, Rus tahıl ve gübre ihracatının da kolaylaştırılması konusunda bir mutabakat var." diyen Çavuşoğlu, bu mutabakatın da sorunsuz işlemesi gerektiğinin altını çizdi.
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bu ürünler aslında yaptırım listesinde değil ancak gemilerin limanlara yanaşması ve hizmet alması, sigortacılık ve ödemeler konusunda bazı tereddüt ve sorunlar vardı. Bu sorunların olmayacağına dair net açıklamaları gerek ABD'den gerek Avrupa Birliği'nden (AB) gördük. Ayrıca Ukrayna'da Rusya'nın amonyumu var, daha önce transfer edilen. Bunun da bazı Avrupa'daki limanlar üzerinden ihracı konusunda BM ile çalışmalarımız var. İstanbul'da BM heyetinin başındaki arkadaşlarla görüşme gerçekleştirdik. Şu an da buna odaklandık. Dünyanın hem Ukrayna hem de Rusya'dan ihraç edilecek gübreye ihtiyacı var, şu anda ciddi endişe var. Bu ihtiyacın karşılanması için de her iki ülkeden sorun yaşanmadan bu ürünlerin ihraç edilmesi gerekiyor. Biz de yoğun çaba sarf ediyoruz"
Ziyaret kapsamında Çavuşoğlu, JNPC'nin hatıra defterine "Japonya Ulusal Basın Kulübünü ziyaret etmek ve önde gelen Japon basın mensuplarıyla buluşmaktan mutluluk duyuyorum. Türkiye ve Japonya eski dostlar ve güçlü stratejik partnerler. Bu partnerliği derinleştirmek için elimizden geleni yapacağız." ifadelerini yazdı.