Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bir radyo programında gündemle ilgili açıklamalar yaptı, soruları yanıtladı.
Yargı Reformu Strateji Belgesini hakkında bilgi veren Gül, yargı reformuna çok önem verdiklerini, "yargıya güven nasıl duyulurun" üzerinde durduklarını ifade etti.
Üçüncü olacak bu çalışmanın 5 yıllık bir süreye yayılacağını belirten Gül, şunları söyledi:
"Herkesin ihtiyacı adalettir. İnsanlar aç kalır, susuz kalır ancak adaletsiz kalamaz. Yeni dönemde hangi hususlarda eksiklik var, işte bunları ortaya koyacağız. Hem bunlar hem de ceza adaleti açısından, özellikle toplumu rahatsız eden bir çok konuda cezaları artırma konusunda ne gerekiyorsa, adaletin hızlı tecellisi konusunda ne gerekiyorsa bunların tamamı çalıştığımız ve çok önem verdiğimiz bir konu. Devletin temeli adalet, adaletin temeli ise hukuktur. FETÖ'nün tahrip ettiği yargıda, birçok kumpasın yapıldığı noktada neler yapılması gerekiyor, hepsini ortaya koyuyoruz."
Gül, adalete güven konusunun önemine işaret ederek, "Özellikle biz, 2019'un yargıya güven yılı olmasını hedefliyoruz. Bu konuda önemli mesafeler aldık. Kimsenin elinde sihirli değnek yok. Bunları görerek çözeceğiz. Ancak ne olursa olsun insanımızın, adalete yaslanması gerektiğini bilmesi gerekir. Zengin olsun, fakir olsun, herkesin adalete ihtiyacı vardır. Statü, para huzur getirmez. Yalnızca adalet huzur getirir" diye konuştu.
Bu konuda, insan odaklı bir yargı hedefi koyduklarını vurgulayan Gül, "Mahkeme neden soğuk geliyor? Çünkü, süreç başlıyor, ne zaman biteceği belli değil. İşte biz, özellikle de hızlı sonuç alan bir yargılama sürecini hedefe koyduk. Geciken adalet, adalet değildir" ifadelerini kullandı.
"Makul süreyi tespit ettik"
Bakan Gül, adaletin hızla sonuca varabilmesi için hedef süre uygulaması başlattıklarını hatırlatarak, bu kapsamda özellikle soruşturma ve kovuşturma konusunda bazı davalarda çalışma yaptıklarını anlattı.
Yaklaşık 2 bin dosya üzerinde çalışarak başlıklar çerçevesinde, savcının önüne gelen bir konunun ne kadar sürede tamamlanması gerektiğine baktıklarını belirten Gül, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Makul süreyi tespit ettik. Bir dosya örneğin ne kadar sürede bitmeli, 100 gün veya 150 gün. 1 Ocak'tan itibaren vatandaşa adliyelerde ne veriliyor? 'Senin davadan şu kadar sürede bitecek.' Vatandaş da 'En fazla bu kadar sürede bitecek' diyor. Önünü görebiliyor. Bu süreler, azami sürelerdir. Daha kısa da sürebilir. Elbette, dosyaya yeni delil girer ise uzayabilir. Ancak temel hedef, vatandaşa bildirilen hedef süredir. Biz, bunun denetimini de yapacağız. Gerekçesi yok ve vatandaşa belirlenen sürede bitmemiş. Bunu da denetleyip, hatayı tespit edeceğiz. Biz, bunu sıfır hata ile tamamlayacağız. Bu konuyu istinaflar için de belirleyeceğiz. Hem Yargıtay hem Danıştay hızlanacaktır. Örneğin, cinayet davasının şu anda 753 gün ortalama görülme süresi. Hedefte ise 300-390 günde tamamlanacak. Elbette, bu hedef sürelere laboratuvar gibi bakılacak."
"OHAL Komisyonu bağımsız"
OHAL Komisyonuna da değinen Gül, bu mekanizmanın, bir kişi bile olsa haksızlığa uğrayanların tespiti için bağımsız bir şekilde kurulduğunu söyledi.
Bu komisyonun verdiği kararda da haksızlığa uğradığını düşünenlerin, mahkemeye itiraz hakları olduğunu anımsatan Gül, "Tüm bu haksızlıkları giderebiliyoruz. Ancak OHAL Komisyonu hem bakanlığımız hem de hükümetimizden bağımsız hareket etmektedir" dedi.
"Nöbetçi noter" uygulaması ile ilgili çalışmaların devam ettiğini bildiren Gül, "Noter uygulamasını tüm kurumlarla entegre etmek adına çalışıyoruz. Bu her aktör tarafından büyük bir teveccüh ile karşılandı. Bu konuda çok gecikmeden uygulamaya geçeceğiz. Bu, vatandaş, kamu çalışanı, işveren, işçi açısından hayatı kolaylaştıracak. Çok gecikmeyeceğiz. Baharda bunu halledeceğiz. Yaza kalmayacak. Burada makul süreler önemli. Her uygulamada makul ve adil süreler çok önemli" diye konuştu.
"Yeni personel alımı gerçekleşecek"
Gül, FETÖ ile mücadelede sosyal medya veya farklı mecralarda masum kişileri lekelemeye yönelik art niyetli davranışların olduğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gerçek olan hukuk ve adalettir. Biz, bunu sağlıyoruz. FETÖ'cüler hukuk veya yasa dinlemezlerdi. Şu veya bu sebeple birilerine iftira atılıyordu. İftira olunca ne oluyordu? Örneğin bir vatandaşın evine polis geliyordu. Sosyal çevresinde artık etiketlenmiş oluyordu. Sonra mahkeme takipsizlik kararı veriyor. Ancak verse de bunun dedikodusu devam ediyor. Yeri geliyor kira alacağını alamayan iftira atıyor.
Bu durumlarda savcı, hiç şüpheli sıfatı vermeden, kapısına polis göndermeden hakkında soruşturma yapmamak üzere bir ihbar kararı veriyor. Kişinin eşinin, çocuğu veya komşusunun haberi olmadan bu iş araştırılarak, çözülüyor. Devlet bu adamı koruyor. Bir yılı aşkındır bunu uyguluyoruz. Şu ana kadar 55 bin kişi böylelikle savcının, emniyetin önüne çıkmadan, kimsenin haberi olmadan aklandı. Masum vatandaşın lekelenmesine izin vermiyoruz."
Yakın bir zaman içerisinde yeni personel alımı gerçekleşeceğini belirten Bakan Gül, hem adliyeler hem de ceza infaz kurumlarında personele ihtiyacı olduğunun altını çizdi.
"Artık nitelik olarak atılım yapıyoruz"
Gül, şunları ifade etti:
"Çok önemli adliye binaları ve hizmetler yaptık. Nicelik olarak artırdık. Artık, nitelik olarak bir atılım yapıyoruz. Meslek öncesi ve meslek içi eğitime önem veriyoruz. Savunma hususunun eksik gitmesinin önüne geçiyoruz. Yakın zamanda açıklayacağımız reform paketimiz var. Örneğin, avukatlık sınavı getiriyoruz. Fakülteden mezun olunca, hemen avukatlık yapmak mümkün olmayacak. Bu sınav gelince ne olacak, fakültelerde eğitimin kalitesi artacak. Bu sınavı ÖSYM yapacak. Şu anda fakültelerde olan öğrencileri kapsamayacak. Çünkü onlar, fakülteye girerken bu sınav gündem de yoktu. Bundan sonra tercih edenleri kapsayacak. Niteliği arttırmak için garklı uygulamaları da devreye sokacağız. Yakın bir zamanda bunları da kamuoyu ile paylaşacağız."
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hakim ve savcılık makamlarında ihtisaslaşmaya yönelik çalışmaların da yapılacağını kaydetti.
Kaynak: AA