Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Selçuklu Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Medya Buluşması" programında, basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Bakanlığının Konya'da yürüttüğü çalışmalara ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kurum, kentte çevre, kentsel dönüşüm, millet bahçesi ve TOKİ yatırımlarına ilişkin bilgi verdi.
Kurum, bir gazetecinin, Suriye'nin İdlib kentinde rejim unsurlarının hava saldırısı sonucu şehit olan Yozgatlı Piyade Uzman Çavuş Hasan Hüseyin Özdemir'in cenazesinde, şehit babasıyla aralarındaki konuşmayı sorması üzerine, coğrafyadaki insanların umudu ve geleceği adına verilen büyük mücadeleye değindi.
Türkiye'nin, sadece ülkedeki 82 milyonun değil, mazlum coğrafyadaki yaşayanların ümidi ve geleceği olduğuna işaret eden Kurum, "Yüz yıldır büyük mücadele veriliyor ve vermeye de devam edeceğiz. Bu uğurda şehitlerimiz ve gazilerimiz olacak ama bu kararlılığımızdan hiçbir zaman dönmeyeceğiz." dedi.
Kurum, Konya'da geçen hafta vatan toprağına defnedilen şehit Bayram Olgun'un cenaze törenine 40 bin kişinin katıldığını belirterek, törene katılanların zor hava koşullarında şehidini son yolcuğunda yalnız bırakmadığını vurguladı.
Şehit babası "arabaya çamurlu ayakkabıyla binmem" demiş
Konya'daki bu törenin ertesi gününde Suriye'nin İdlib kentinde rejim unsurlarının hava saldırısı sonucu şehit olan Yozgatlı Piyade Uzman Çavuş Hasan Hüseyin Özdemir'in törenine katıldığını belirten Kurum, yaşadığı o duygusal anları şu sözlerle aktardı:
"Yozgat'ta aynı kalabalık ve hüzünde şehit cenazemiz vardı. Namaz esnasında şehidimizin babası İbrahim amca geldi. Ayaklarında, dizinde her halde sorun vardı, zor oturdu. Cenaze namazını kıldık. Cami ile mezarlık arası yarım saatlik bir mesafeydi. Ayaklarındaki rahatsızlığa rağmen, 'ben oğlumun omuzlarda gitmesini istiyorum, sevaptır' dedi. Bütün kardeşlerimizle omuzlarda cenazemizi götürdük. Cenazemizi defnettikten sonra şehidin babası İbrahim amca iyice yoruldu, bitkin düştü. 'İbrahim amca seni arabayla bırakayım, zaten çok yoruldun' dediğimde, 'yok Bakanım, araba mahvolur. Bu çamurlu ayakkabılarla arabaya binmem' dedi. Ne kadar ısrar ettiysem de binmedi. Giderken ise 'bir emrin, isteğin var mı' diye sordum. 'Vatanımız, devletimiz sağ olsun. Köyde imamımız yok, bir imam gelirse en azından köyümüze hizmet eder' dedi. Vali Bey'e söyledik, bir imam görevlendirilmesi yapıldı. Anadolu irfanında, kendisi için bir şey istemeyen vakur ve tok bir duruş sergileyen İbrahim amcalarımız, kahramanlarımız ve şehitlerimiz var. Rabbim onların kıymetini bilenlerden eylesin."