Her yıl dünyanın dört bir yanından ziyaretçi ağırlayan ve ülke turizmine büyük katkı sağlayan Kapadokya'da, balonla yılda ortalama 250 uçuş yapılıyor. Balon pilotları, Kapadokya'da gökyüzünü süsleyen rengarenk balonların güvenli uçuşunu sağlarken büyük zorluklarla karşılaşabiliyor. Güneşin doğuşuna tanıklık etmek isteyen turistleri gökyüzüne güvenle taşıyan pilotlar, gece yarısı başladıkları mesailerinde uzun ve dikkat gerektiren bir uçuşa hazırlanıyor. Her uçuş öncesinde onlarca kilo ağırlığındaki balonları titizlikle kuran pilotlar, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce oluşturulan heyetle, bölgenin farklı noktalarında hava koşullarını takip ediyor.
Balon pilotları, bölgede hava koşulları hızlı değiştiği için rüzgarın ani değişimlerinden kaynaklanan riskler, alçak ve yüksek hava akımları arasındaki geçişler ve coğrafi engeller gibi zorlu koşullarda yolcuların güvenliğini sağlamak için büyük çaba gösteriyor. Metrelerce yükseklikte turistlerin güvenli uçmalarını sağlayan pilotlar, balonlarda fren sistemi bulunmadığı için yönlerini rüzgara karşı tek iple belirliyor. Bir yandan turistlere bölgeyi de tanıtan pilotlar, olası bir kazanın önüne geçmek için dar alanda yaklaşık 150 balonun birbirine değmemesi için çabalıyor, çevresindeki balonlar ve yer ekibiyle sürekli irtibat kuruyor. Uçuş güvenliğini sağlamak için sürekli eğitimden geçen ve çeşitli sertifikalara sahip olmak zorundaki pilotlar, her geçen gün artan maliyetlerle de başa çıkmak zorunda kalıyor.
Havacılığa tutkusu nedeniyle mühendisliği bırakarak İstanbul'dan memleketi Nevşehir'e dönen Tankut Demir de Kapadokya'nın balonlu görsel şovunda pilotluk yapıyor. Demir, yaptığı açıklamada, Başkent Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra farklı illerde mühendislik yaptığını, 2016'da eşiyle karar alarak İstanbul'dan ata toprağı Ürgüp'ün Cemil köyüne yerleştiğini söyledi. Ürgüp'te 2019'a kadar çeşitli sıcak hava balonu firmalarında iş güvenliği uzmanı olarak çalıştığını anlatan Demir, içindeki havacılık tutkusuna engel olamadığını ve sıcak hava balonu pilotu olmaya karar verdiğini belirtti. Demir, bölgenin çok eşsiz olduğunu dile getirerek, "Bu işi neredeyse tüm yıl boyunca yapıyor olmama rağmen hala her uçuşta beni büyüleyen şeylerle karşılaşabiliyorum. Havacılığa olan merakım bunu pekiştirdi" dedi.
Balonla uçmanın adeta `rüyada uçmak` ya da `balkonda havalanmak` olduğu değerlendirmesinde bulunan Demir, misafirlerini uçuşa bu şekilde hazırladığını dile getirdi. Demir, yılda yaklaşık 220-250 gün uçuş yapıldığını, bu uçuşlara Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve bölgedeki deneyimli pilotların karar verdiğini aktararak, yılın geri kalan döneminin olumsuz hava şartları nedeniyle uçuşların iptal edildiği günler olduğunu kaydetti.
Uçuşların gün doğumundan yarım saat önce başladığına işaret eden Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşimiz sadece gökyüzünde balonu uçurmakla sınırlı değil. Aslında işe balonun hazırlanmasıyla başlıyoruz. Sabah uyandığımızdan itibaren mevsimsel şartlar gereği arazinin birebir içerisindeyiz. Mesleğimizin zorluklarından biri gece çalışma denilebilecek kadar erken mesai. Uçuş öncesindeki hazırlıklarımız bazen bizim için zorlu olabiliyor. Gökyüzünde 150'den fazla balon adeta bir orkestra uyumu gibi beraber hareket ediyoruz. Dolayısıyla kalkış ve iniş alanlarımız değişiyor. Genellikle kalktığımız alana iniş yapmıyoruz, bu yüzden de inişte emniyeti gözeterek planlama yapıyoruz. Belirli bir hava trafiğinin içerisinde uçuşu gerçekleştiriyoruz"
Demir, `görerek uçuş` denilen şartlara uygun olarak uçuşların gerçekleştirildiğini aktararak, rüzgar, yağmur, kar ve sisin uçuşu engelleyen faktörler olduğuna dikkati çekti. Turistlerin genelde kısa süreli konaklama yaptığını belirten Demir, "Uçuşa elveriş verilmediği zaman bunu misafirlere anlatmakta zorlanıyoruz. Bu işte birinci hedefimiz, yüzde 100 güvenlik. Bu tür durumlarda misafirlerimizden konaklamasını uzatanlar oluyor" diye konuştu. Demir, fren gibi bir sistem olmadığı için balonların kontrol mekanizmalarının sınırlı olduğunun altını çizerek, "Uçacağımız gün farklı katmanlarda yer alan, farklı yönlere ve hızlara sahip rüzgarları takip ederek uçuş planı oluşturuyoruz. Bu, mesleğimizin hem zor hem cilveli hem de uçuşu eşsiz kılan kısımları" ifadelerini kullandı. Mesleğin zorluklarından birinin de uçuş sırasında yükseklikten korkan turistler olduğunu dile getiren Demir, bu tür durumlarda öncelikle kendi sakinliklerini koruyarak duruma müdahale ettiklerini söyledi. Pilot Tankut Demir, bölgenin UNESCO tarafından korunduğunu ancak buna rağmen bazı duyarsız vatandaşların bölgeye hafriyat, çöp attığını, uçuş esnasında bunları havadan daha net görebildiklerini ve bunları turistlere anlatmakta zorlandıklarını ifade ederek, vatandaşlardan bu konuya dikkat etmelerini istedi.