Batman'da terör örgütleri PKK, DAİŞ ve FETÖ'ye karşı bazı siyasi partiler ve 80 sivil toplum kuruluşunca (STK) organize edilen "Teröre Lanet, Kardeşliğe Davet Yürüyüşü" sona erdi.
Bazı siyasi partilerle Peygamber Sevdalıları Platformu, Düşünce ve İnanç Platformu, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği, Memur Sendikaları Konfederasyonu gibi sivil toplum kuruluşlarınca terör saldırılarına tepki amacıyla düzenlenen yürüyüş için Esentepe Kavşağı'nda binlerce vatandaş toplandı.
Türk bayraklarıyla "Teröre lanet, kardeşliğe davet", "Kahrolsun PKK, DAİŞ, FETÖ", "Şehitler ölmez, vatan bölünmez", "Hepimiz kardeşiz, bu zulüm niye?" sloganları atan vatandaşlar, Atatürk Parkı'na, buradan da Batman Valiliği ve İl Emniyet Müdürlüğünün bulunduğu Adalet Caddesi’ne yürüdü.
Siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları adına hazırlanan ortak bildiriyi okuyan Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der) Batman Şube Başkanı Şefik Sevim, son günlerde artan terör saldırılarını lanetledi.
Sevim, "PKK, DAİŞ ve FETÖ'nün hedef ve bahaneleri farklı olsa da katletmeyi mazur gösterecek ikna edici bir gerekçe kolaylıkla bulunabilmektedir. Ya PKK gibi sözde ırk adına, ya DAİŞ gibi sözde din adına, ya FETÖ gibi mehdiyet fikri veya grupsal çıkar adına motive edici gerekçeler bulanlar, tüm bu gerekçelerin esasında insan denen şerefli varlığı ortadan kaldırmak gibi korkunç bir eylemi meşru kılamayacağını görememektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Sevim, son günlerde artan terör saldırılarını hatırlatarak, "Kızıltepe’de, Ongözlü Köprü’de, Batman-Diyarbakır üç yol mevkisinde, Van’da, Elazığ’da bomba yüklü araçla gerçekleştirilen eylemlerle bölgede tam bir savaş havası estirilmektedir. Gaziantep'te bir sokak düğününde patlatılan bombayla katledilen 54 sivil insanın ölümüyle sonuçlanan vahşet de eklenerek ülke tam bir kaos ve korku atmosferiyle rehin alınmak istenmektedir." ifadelerini kullandı.
"FETÖ başarısız olunca kaos tezgahı PKK, DAİŞ, DHKP-C'ye devredildi"
FETÖ'nün başarısız darbe girişiminin ardından görevi diğer terör örgütlerinin devraldığına dikkati çeken Sevim, şunları kaydetti:
"FETÖ tarafından başarılamayan darbe girişiminin ardından kaos tezgahlama nöbetini başta PKK olmak üzere DAİŞ, DHKP-C ve bilumum örgütün devraldığı anlaşılmaktadır. Genç, yaşlı, kadın, çocuk ayırmaksızın onlarca kişinin katledildiği, yüzlerce insanın yaralandığı bu tür saldırılar ile Kürtler adına savaştığını iddia edenlerin başta Kürtler olmak üzere tüm sivilleri, karanlık bir ateş çemberinde yaşamaya mahkum ettiği görülmektedir. Coğrafyamıza kan, kaos ve katliamları bir kader olarak dayatanların küresel emperyalist güçler olduğu bilinmektedir. Sadece içerideki partnerlerinin değiştiği ve nöbeti sırasıyla devraldığı gözlenmektedir."
"Saldırılar sorgulanmadıkça devam edecektir"
Sevim, Kürtlerin son günlerde sivil yerleşim alanlarında çocuk, kadın, yaşlı ayırt etmeyen bomba yüklü araçlarla yapılan bu tür alçakça eylemlerin savunulabilir ve izah edilebilir bir tarafının olmadığını gördüğünü söyledi.
Saldırıların izah edilebilir tarafının olmadığını dile getiren Sevim, Diyarbakır'a bağlı Dürümlü mezrasında tonlarca patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu vahşice katledilen ve cesetlerinden geriye et parçaları kalanlar için ortak ve güçlü bir irade çıkarılmış olması halinde bugünkü katliamların yaşanmayacağını savundu.
Roboski olayının FETÖ mensubu pilotlar tarafından gerçekleştirildiğine dikkati çeken Sevim, o zaman Roboski'ye tepki gösterenlerin bugün PKK'ya da aynı tepkiyi göstermesi gerektiğini anlattı.
Sevim, "Son bir yılda kendi sempatizanlarının yoğunlukta olduğu il ve ilçelerde hendek siyasetiyle insanları evlerini terk etmeye zorlayan, savaş alanına çevirdikleri şehirlerdeki evlerini viraneye çeviren zihniyetin, halka reva gördüğü bu yıkım sorgulanmadıkça bu saldırılar pişkince gerçekleştirilmeye devam edecektir." dedi.
Demokrasi havarisi kesilen PKK’ya karşı eleştirilerin güçlü irade ve cesaretle yükseltilmesinin adaletin gerekliliği olduğunu vurgulayan Sevim, sözlerine şöyle devam etti:
"Nitekim üç maymunlar halinin farkında olan örgüt, özrü kabahatinden beter pişkin bir açıklama ile aslında Kürtlere bakış açısını da ele vermişti. PKK asla hata yapmaz, ortada varsa bir hata daima PKK’nın karşısında olan hainlerden kaynaklıdır, velev ki karşıdaki PKK sempatizanı bile olsa, bu böyledir. Yaptığı açıklamaya Kürtler başta olmak üzere güçlü bir tepki yükseltilebilmiş olunsaydı, bu kadar pişkin ve gaddar bir noktaya gelinmeyecekti şüphesiz."
Son günlerdeki terör saldırılarına sessiz kalanlara da tepki gösteren Sevim, "İşin acı olan bir diğer yönü de yaşam hakkından, insan haklarından dem vuran kuruluş veya şahıslardan her ne hikmetse ne şehirleri talan eden hendek siyasetini, ne Dürümlü katliamını, ne de sivil yerleşim alanlarında masum insanların hayatını karartan bu tür saldırıları kınayabilecek yüksek perdeden bir tepki duyulamamasıdır. Zulüm kimden gelirse gelsin, adil bir şekilde tüm haksızlıklara çifte standartsız ses çıkaracak sivil toplum kuruluşları sahasında güçlü bir mekanizma geliştirilmiş olsaydı, halka bu acılar bu kadar kolay yaşatılamayacaktı. Bu toprakları işgale elverişli hale getirmek için el ele vermiş olan tüm katilleri lanetliyoruz." görüşünü paylaştı.