Türkiye’nin mevcut verilere göre yükseliş evresini tamamladığı koronavirüs salgını, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve süreci yakından takip eden uzmanlara göre tedbirlere uyulması halinde düşüş eğilimine devam edecek.
Sosyal mesafenin korunmaya devam edilmesine dikkat çeken uzmanlar, bu adımların uygulanması halinde ‘normalleşme’ dönemine dair daha yüksek bir beklenti içine girilebileceği görüşünde.
Alışkanlıklarımızdan uzaklaştık
Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı’ya göre koronavirüs sosyal hayatta pek çok şeyi değiştirdiği gibi beden iletişimimiz üzerinde de derin izler bıraktı.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hastalığa karşı bazı tedbirler alındığını hatırlatan Prof. Dr. Narlı, “Bu durum bizleri tokalaşma, sarılma, öpüşme gibi alışkanlıklardan uzaklaştırdı. Görünen o ki uzaklaştırmaya bir süre daha devam edecek” şeklinde konuştu.
Ölüm korkusu hareketlerimizi şekillendiriyor
Prof. Dr. Narlı, insanların hareketlerini kontrol eden en temel şeyin ‘ölüm korkusu’ olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Ölüm korkusunun bizi kontrol ettiğini düşünürsek evde izolasyon ve sosyal mesafe kavramları gibi bu yeni durumu da kabullenmemiz kaçınılmaz. Virüs bize temas mesafesini korumamamız gerektiğini söylüyor. İnsanlar bunu kabullenecek.
Peki tüm bu salgın dönemi bittikten sonra da kucaklaşma, tokalaşma, öpüşme gibi alışkanlıklarımız ne olacak? İnsan sosyal bir varlık. Bu nedenle yüz yüze ilişkiler ve sosyalleşme örüntüleri geri dönecektir. Kucaklaşma ihtiyacı insanlık var olduğu sürece var olacak.”
Stres sonrası travmaya dikkat
Koronavirüs tehdidi sonrasındaki dönemi de değerlendiren Prof. Dr. Nilüfer Narlı, “Sosyal izolasyon, sokağa çıkamama ve karantina döneminin getirdiği diğer zorunluluklar dar evlerde sıkışık bir ortamda yaşamak zorunda bıraktı insanları. Normalleşmeyle birlikte kişiler arası gerginliğin yoğun olduğu dönemin yarattığı psikolojik sorunlar görülebilir. Kimi vatandaşlar bu dönem bittiğinde ‘stres sonrası travma sorunu’ ile karşılaşabilir” bilgisini paylaştı.
“Koronavirüs bayramda yeni bir trend başlatabilir”
Yaklaşan Ramazan Bayramı’nda sosyal ilişkilerin nasıl şekilleneceğine dair görüşlerini de paylaşan Prof. Dr. Narlı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Salgın sonrasında dijital araçların kullanımı, dijital eğitim ve dijital dünyada gerçekleşen her türlü operasyon hızlanmaya ve hayatımıza hakim olmaya devam edecek. Koronavirüsün yarattığı en önemli değişim dijitalleşmenin daha da hızlanması olacak. Bu dönem sonunda yeni icatlar ve dönüşümler olabilir.
Önümüz Ramazan Bayramı… Bayram kutlamalarında bu yıl bazı ilkler görebiliriz. Aynı aileden olmayan kişilerin sosyal mesafe kurallarına uyarak ve maske takarak bayram kutlaması yapacağı bir dönem bizi bekliyor. Bu bayramda el öpmek, kucaklaşmak, sarılmak gibi iletişim türlerinin yerine ‘korona selamı’ gibi yeni kutlama jestleri görebiliriz.”