İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesince, Marmara Cezaevi karşısındaki salonda görülen davanın duruşmasında, 7'si tutuklu 9 sanık ile avukatları hazır bulundu. Müştekiler, avukatları ve izleyicilerin de katıldığı duruşmaya, bazı müştekiler bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada mahkeme heyeti başkanı, iddianamede sanıklara yöneltilen suçlamaları hatırlattı.
Duruşmada, tutuklu sanıkların savunmaları alındı.
İşletmedeki tadilat sırasında metal işlerini yapan tutuklu sanık Çağatay Altunel savunmasında, "Ramazan ayından bir hafta öncesine kadar mesleki camiadan tanıdığım Kahraman Erdem'le bu işletmenin işleriyle ilgili görüşmede bulunduk. Kendisi teklifte bulundu, ben de kabul ettim." dedi.
Altunel, işin yetişmesi için işletmeden baskı kurulduğunu savunarak, kendilerinin de bitirmek için acele ettiklerini kaydetti.
Olay günü yangını duyunca hızla olay yerine gittiğini söyleyen Altunel, kendisine "taksirle ölüme sebep olma" suçu isnat edilse de ihmal ve tehlike oluşturabilecek bir durumunun söz konusu olmadığını öne sürdü.
Gece kulübündeki çalışanı yabancı uyruklu olduğundan çalışma kaydı yaptıramadığını belirten Altunel, iş güvenliği için sorumluluklarını yerine getiremediğini ancak çalışanının bazı haklarını kayıt altına almak için noterde taahhütname imzaladığını iddia etti.
Altunel, tahliyesini talep ederek, "Bu takdiriilahidir sizin de takdir ettiğiniz gibi. Affınıza sığınıyorum." dedi.
İşletmedeki çalışma sırasında metal işlerini yapan diğer tutuklu sanık Kahraman Erdem, yaptıkları işin tadilat olmadığını, dekorasyon işlemi yaptıklarını ifade etti.
Olay öncesinde, gece kulübünde tadilat sırasında küçük ama yanıcı bir maddenin gözlerine çarptığını belirten Erdem, bunu işlem yaptıkları bölgenin dışına çıkardıklarını anlattı.
Erdem, olay anında gece kulübünün üst katındaki ofiste teknik resimleri kontrol ettiğini, bağrışı duyunca ofisten dışarı çıkarak yangını gördüğünü aktardı.
Pasaja çıkan kapının kapalı olduğunu, sanık Mehmet Menduh Ceylan'ın ofisten anahtarı alıp gelerek kapıyı açtığını anlatan Erdem, kendilerinin de bu şekilde dışarıya çıktığını belirtti.
Tutuklu sanıklardan İsmet Şen, işletmede eskiden mesul müdürü olarak görev aldığını, olayın meydana geldiği dönemde ise böyle bir görevi olmadığını savundu.
Kulüpte muhasebe müdürü olarak görev yapan tutuklu sanık Mehmet Menduh Ceylan ise savunmasında, olay günü 11.30 civarı iş yerine gittiğini ancak içeride kimlerin olduğunu bilmediğini öne sürdü.
Ceylan, "Gittiğimde 5-6 kişi vardı. Yangında dışarı çıktık, 29 kişi deyince aklım gitti. Bizim bu kadar insanın içeride olduğundan bilgimiz yoktu" ifadesini kullandı.
"Tadilatla ilgili izin alındı mı?" sorusuna Ceylan, "İzinlerle Şahzade (Şekergümüş) Bey ilgileniyordu. İzin alıp alınmadığını bilmiyorum." yanıtını verdi.
Tutuklu sanıklardan gece kulübü işletmesinin sahibi Şahzade Şekergümüş ise savunmasında, her yıl ramazanda dükkanı kapatıp bir ay boyunca tadilat yaptıklarını dile getirdi.
Marttaki yerel seçimlerin arifesinde belediyeye tadilat izni almak için gittiğini söyleyen Şekergümüş, kendisine seçim olduğu için kimsenin bununla uğraşmayacağının söylendiğini ve önceki işletmelerinde yaptığı tadilatlarda da evraklı bir izin almadığını öne sürdü.
Şekergümüş, tadilat aşamasında kaynakçılar, marangozlar ve alçıpancıların olduğunu, bu sürede çok yoğun bir çalışma yapılmadığını dile getirdi.
Tadilat süresince kulüpte personel yoğunluğu olmadığını söyleyen Şekergümüş, bu süreçte personelin kulübe gelmesini istemediğini, personelin bayrama 3-4 gün kala mekanı yerleştirmek için geldiğini ve o zaman yoğunluk yaşandığını ifade etti.
Şekergümüş, yangın günü, personel şefinin garson ve barmenlerle kendi aralarındaki gruptan o gün 11.00'de gelinmesi için mesaj attığını cezaevindeyken öğrendiğini belirtti.
"Tadilat için izin aldınız mı?" sorusu üzerine sanık Şekergümüş, "Tadilat için izin almadım. 1-2 kere Beşiktaş Belediyesine gittim ancak kimseyle görüşemedim. Her sene izin almak için gidiyoruz. Bize bir yere bağış yaptırıyorlar. Bu sene ne bağış ne izin oldu." diye yanıtladı.
İşletmelerinin bulunduğu ilçe belediyelerinin söylediği kurumlara bağış yaptığını belirten Şekergümüş, bu bağışları veznelere yatırdıklarını ifade etti.
Kulüpte yangın tatbikatı yapılıp yapılmadığına ilişkin soru üzerine Şekergümüş, iş güvenliğini bile daha yeni yeni duyduğunu söyledi.
Şekergümüş, kulübün ruhsatı alınırken neden itfaiye raporu alınmadığına dair soruya ise, "Sadece burada değil, hemen hemen 37 yıldır gece kulüplerinde çalışırım, hiçbir ruhsat devrinde yeni itfaiye raporu alındığını ne gördüm, ne duydum." yanıtını verdi.
Tadilat sırasında, kulübün yakınındaki Beşiktaş Zabıta Karakolluğundan işletmeye bakılıp bakılmadığı ya da apartman yönetiminden şikayet olup olmadığının sorulması üzerine Şekergümüş, "Herhangi bir geliş ya da şikayet olmadı." dedi.
Sanık Şekergümüş ayrıca "Tadilat boyunca İstanbul Büyükşehir Belediyesi ya da Beşiktaş Belediyesi sizi denetime geldi mi?" sorusuna karşılık, kimsenin denetime gelmediğini söyledi.
"Yangın neden çıkmış olabilir?" sorusuna da Şekergümüş, "Bence kaynakçının kaynağa devam etmesi ve arkadaki bezlerin tutuşması olabilir. Alınmamış önlemin ne olduğunu bilmiyorum." dedi.
Sanık savunmalarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Dursun Çelik ve İbrahim Bildirici'nin "yurt dışına çıkış yasağı" ve "imza atmak" şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanarak tahliyesine karar verdi.
Mahkeme heyeti, İsmet Şen, Şahzade Şekergümüş, Çağatay Altunel, Kahraman Erdem ve Mehmet Menduh Ceylan'ın üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti dolayısıyla tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırdı.
İki tutuksuz sanık hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmeden heyet, ayrıca işletme ruhsatı ve itfaiye raporlarının ilgili kurumlardan istenmesine karar verdi.
Bir sonraki celse tanıkların dinlenilmesini kararlaştıran heyet, duruşmayı 7-8 Ekim'e erteledi.