Bahçelievler Mahallesi´nde yaşayan bir kişi, boş arazide gördüğü seramik parçalarını Arkeoloji Müzesi'ne bildirdi.
Önceki yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Bilecik Belediyesi'nce imzalanan protokol kapsamında, Valilik ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) Rektörlüğü´nün desteğiyle bölgede 2019 yılında başlatılan kazı çalışmaları sürüyor.
Oval evlerin ve seramiklerin 9 bin yıl öncesine ait olduğu belirlendi
Ağustos ayına kadar devam edecek kazılarda, 9 bin yıl öncesine ait olduğu tespit edilen oval evler ve ilk seramik örnekleri gün yüzüne çıkarıldı.
Bilecik Müze Müdürü Harun Küçükaydın, 9 bin sene öncesine giden başka bir yerleşim yerinin bölgede henüz tespit edilmediğini söyledi.
Yapılan protokoller kapsamında iki yıldır tarihin gizemine ulaşmak için çalıştıklarını ifade eden Küçükaydın, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü izni ile Müze Müdürlüğü başkanlığında kazıların BŞEÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkan Fidan´ın bilimsel danışmanlığında yürütüldüğünü aktardı.
İnsan iskeletinde DNA incelemesi sürüyor
Bölgede heyecanlandıran, güzel buluntular elde ettiklerine işaret eden Küçükaydın, "9 bin sene önce bin yıllık kesintisiz bir hayatın burada devam ettiğini, buranın bir su yolu kaynağı olduğu tespit edilmiş oldu. Oval evler oluşturulmuş, bu evlerde yaşam devam ettirilmiş" dedi.
Küçükaydın, bu evlerin tabanında geçen yıl ki kazılarda bir insan iskeleti bulunduğunu hatırlatarak, iskeletle ilgili yapılan DNA çalışmaları sonuçlandığında bu topluluğun nereden buraya geldiğinin anlaşılacağını kaydetti.
"İlk seramik örneklerinin 9 bin sene önce burada çıktığını görüyoruz"
Bilecik´in seramik ile anılan bir şehir olduğuna dikkati çeken Küçükaydın, "İlk seramik örneklerinin 9 bin sene önce burada çıktığını görüyoruz. Batı Anadolu´da ilk yerleşim yerlerinden biri olduğu anlaşılmakta. Çünkü 9 bin sene öncesine giden başka bir yerleşim daha, bölgede henüz tespit edilmedi" diye konuştu.
Kazı alanının Bilecik için bilimsel açıdan çok önemli olduğunu vurgulayan Küçükaydın, alandaki çalışmaları ağustos ayında tamamlamayı planladıklarını söyledi.
Küçükaydın, daha sonra bu kazı alanını açık hava müzesi şeklinde düzenleyerek, bütün insanlığın ziyaretine açmayı düşündüklerini belirtti.