Avukatı aracılığıyla Sivas Aile Mahkemesine başvuran 38 yaşındaki A.Y, "babası ile soy bağının tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi" için dava açtı.
A.Y. dava dilekçesinde, biyolojik babası olduğunu iddia ettiği ve resmi nikahlı eşinden de 3 çocuğu bulunan S.T'nin, geçmişte annesi R.Ç. ile de yaşadığını ve yaklaşık 30 yıl önce öldüğünü belirtti.
S.T'nin resmi nikahlı eşinden olan çocuklarının karşı çıkmaları nedeniyle kendisine kimlik çıkartılamadığını öne süren A.Y, eğitim çağına geldiğinde okul yetkililerinin kaydını "kimliksiz" olarak yaptığını ancak gayriresmi olarak kayıtlara soyadını T. olarak yazdıklarını iddia etti.
A.Y, bu dönemde annesi R.Ç'nin de resmi nikahlı ilk eşi C.T.Ç'den ayrı yaşamasına rağmen hala boşanmadığını ifade ederek, ilkokul ikinci sınıftayken, biyolojik babası olduğunu iddia ettiği S.T'nin diğer eşinden olan çocuğu E.T'nin kendisini usulsüz beyanla C.T.Ç'nin nüfusuna kaydettirdiğini öne sürdü.
2002'de evlendiğini, annesinin ilk eşi C.T.Ç'nin de 2003 yılında nesebi (soy) reddederek dava açması üzerine bu kişiyle hiçbir bağları kalmadığını belirten A.Y, kendisinin de eşinden boşanma arefesinde olması nedeniyle nesebsiz duruma düşmemek için biyolojik babası ile soy bağının belirlenmesini ve nüfus kaydının düzeltilmesini talep etti.
Mahkeme, bunun üzerine A.Y'nin biyolojik babasının tespiti için 30 yıl önce vefat eden S.T'nin Yukarı Tekke Mezarlığı'nda bulunan kabrinin açılmasını ve DNA örneği alınmasını kararlaştırdı.
S.T'nin kabri, mahkeme hakiminin gözetiminde açılarak kemiklerden alınan örnekler Ankara Adli Tıp Kurumuna gönderildi.
Kaynak: AA