Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Halep'te yaşananlara ilişkin "Suriye'de yapılan zülümlere katliamlara sevinen kişilerin insanlığından şüphe ediyorum. Buna sevinenler insan olamazlar. Bunlar vicdansızlardır." dedi.
Bozdağ yaptığı açıklamada, Halep'te katliam ve göz yaşının hakim olduğunu, uluslararası toplumun da akan kan ve göz yaşını seyrettiğine dikkati çekti.
Halep'teki katliam ve zulmü engelleme imkanı olup da engellemeyenlerin, zulmü bir zafer gibi gösterenlerin, bugüne kadar katliam ve zulmü engellemek için hiçbir şey yapmayanların, katliam ve zulmün ortağı olduğunu vurgulayan Bozdağ, bunun da insanlığın utanç sayfalarında yer alacağını belirtti.
Birleşmiş Milletlerin (BM) Suriye'de sadece "ölü sayıcılığı" yaptığına değinen Bozdağ, kan, gözyaşı ve zulmün durdurulması için bir şey yapılmadığını aktardı.
Katliam ve zulüm karşısında bütün dünyanın üzerine düşenin "yüzde birini dahi yapmadığını" belirten Bozdağ, bütün bunlara bakıldığında insanlıktan utanılır hale gelindiğini söyledi.
Bozdağ, Türkiye'nin katliam ve zulüm karşısında mazlumların yanında yer aldığını ifade ederek, Türkiye'nin söz konusu katliam ve zulmün durdurulması için üzerine düşenden fazlasını yaptığını bildirdi.
Türkiye'nin bütün imkan ve kabiliyetleriyle zulümden kaçanlara sahip çıktığını vurgulayan Bozdağ, büyük devlet ve millet olmanın gereğinin yapıldığını belirtti.
"Halep'te insanlık öldürülmüştür"
"Milletimizin, devletimizin asaleti neyi gerektiriyorsa ona göre hareket ettik." diyen Bozdağ, Türkiye'nin bu hareketiyle insanlığın onurunu kurtardığına dikkati çekti.
Bozdağ, "Halep'te sadece kadınlar, çocuklar ölmüyor, esasında insanlık öldürülmüştür. İnsanlığın öldürülmesi karşısında 'insan' diye gezenlerin, büyük büyük güçlerin sessiz kalması akıl alır bir şey değildir. Türkiye bu anlamda sesini yükselterek, bu katliama ve zulme 'dur' diyerek, üzerine düşeni yaparak insanlığın da onurunu kurtarmıştır. 'Türkiye, dünyada bir yandan utanılacak işlerin altına imza atanlar varken öte yandan insanlığın övüneceği işlerin imza atan iyiler de vardır.' mesajını bütün dünyaya vermiştir." ifadesini kullandı.
Adalet Bakanı Bozdağ, Suriye'de çatışmaların sona ermesi, barış ve huzurun egemen olması temennisine bulundu.
Türkiye'nin girişimleriyle ateşkes ilan edildiğini ve daha sonra bunun bozulduğunu söyleyen Bozdağ, Halep'te konvoya yapılan saldırıyı hatırlattı.
Bozdağ, şöyle devam etti:
"Ben şunu anlamakta zorlanıyorum, insan olan, vicdan taşıyan birisi konvoyda giden kadın, çocuk, masum, yaralı insanlara kurşun sıkmakla nasıl kendini rahat hissedebiliyor? Kafasını yastığa koyduğunda bu vicdansızlıktan, alçaklıktan dolayı hiç mi rahatsızlık duymuyor? Öyle gözüküyor ki buradaki alçaklıktan, vicdansızlıktan dolayı kimse rahatsızlık duymuyor. Şimdi orada İslam'ı da kullanıyor, bazıları bunu 'cihat' gibi de takdim etmeye çalışıyorlar. Böyle bir cihat olur mu? İslam'ın, Kuran'ın, hadisin neresinde, peygamberimizin hangi yaptığı işte böylesi bir zulme, katliama cevaz veren bir şey var. Böylesi bir şeye 'cihat' denir mi?"
Adalet Bakanı Bozdağ, zulme ve katliama "cihat" demeyi İslam'a, Kuran'a, peygambere yapılmış saygısızlık ve iftira olarak nitelendirdi.
"Buna sevinenler insan olamaz"
Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'de bazıları olup bitenlere 'zafer' deyip sevinebiliyorlar. Onlardan da haberlerde, sosyal medyada gördükçe iğreniyorum. Suriye'de 300 binden fazla insan öldürülmüş, 10 milyondan fazla insan yerinden yurdundan edilmiş, göçer duruma gelmiş, bir memleket yer ile yeksan olmuş, her taraf yıkılmış, dağılmış, bitmiş. Şimdi, kalkıyor bu kadar ölümleri, yıkımları yapanın bir yerde başarı elde etmesini zafer olarak gösteriyor ve buna seviniyor. Ben Suriye'de yapılan zulümlere, katliamlara sevinen kişilerin insanlığından şüphe ediyorum. Buna sevinenler insan olamazlar. Bunlar vicdansızlardır."
"Esad'ın elinde nasıl kan varsa, bunların da dilinde aynı kan vardır." diyen Bozdağ, şunları kaydetti:
"Silahın tetiğine dokunmasalar bile bu katliamların vicdani ortaklarıdır. Onları da şiddetle kınıyorum. Türkiye'nin içinde aydın, siyasetçi geçinen zavallılara bakıyorum, bir metre önünü görmeyen bu insanlara ne imkanlar vermişiz, ondan dolayı da ayrıca üzülüyorum. Ama zulüm baki olmayacaktır. Eninde sonunda mazlumlar galip gelecektir, hak yerini bulacaktır. Suriye'deki bu haksızlıkları yapanlar da bunun karşılığını mutlaka görecektir."