Odatv'nin, Kadın ve Demokrasi Derneği'ne (KADEM) ait öğrenci yurdunu kastederek yaptığı "Öğrenci yurdundan çıkan silahlar" başlıklı haberin gerçek olmadığı ortaya çıktı.
Başka bir medya kuruluşu tarafından hazırlanan ve üniversite öğrencilerini hedef alan "Katarlı gençlere sınavsız tıp fakültesi eğitimi hakkı verildi" başlıklı haberin de gerçeği yansıtmadığı belirlendi.
TRT Haber'e konuk olan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turgay Yerlikaya, "Çamur at izi kalsın" anlayışıyla hazırlanan ve hiçbir gerçekliği olmayan haberlerin kısa sürede kitlelere ulaşmasını ulusal güvenlik sorunu olarak değerlendirdi.
"Yalan haber mikro hedefleme yoluyla hedef kitlere ulaşıyor"
Haberi yapan kişi ve kurumların insanların psikolojisini hedef aldığını söyleyen Doç. Dr. Turgay Yerlikaya, şunları söyledi:
"Bugün hem sosyal medya hem de konvansiyonel medya üzerinden üretilen bu algıların, manipilasyonların, yalan haberlerin bir ulusal güvenlik meselesi haline geldiğini söyleyebiliriz. KADEM üzerinden tartıştığımız bu mesele ve üniversite öğrencilerini hedef alan bu algı yönetimine hizmet eden bu tip yalan haberler ciddi anlamda bir ulusal güvenlik sorunu haline gelmiştir. Bu yalan haberlerden maksat nedir?
Herhangi bir yalan haber mikro hedefleme yoluyla hedef kitlere ulaşıyor. Herhangi bir hedef kitlenin özellikleri belirleniyor ve o hedef kitleye yönelik yalan haber üretiliyor. Bir dizi dezenformasyonla o kitlenin psikolojik yönleri hedef alınıyor ve bir psikolojik kırılganlık oluşturulmaya çalışılıyor. Örneğin; üniversite sınavına girecek gençler hedef alınıyor ve o gençlerin yıllarca çalıştıkları sınavın hemen arefesinde Katarlı öğrencilerin Türkiye'de sınavsız tıp eğitimi alabileceklerine dair bir haber ortaya atılıyor. Bu durum üniversite öğrencilerini hedefleyen, onlarda ciddi anlamda bir psikolojik kırılganlık yaratmaya çalışan bir haberdir."
"Belli kesimler arasında bir kutuplaşma yaratmaya da çalışılıyor"
KADEM örneği üzerinden durum değerlendirmesi yapan Yerlikaya, amacın kutuplaşma yaratmak olduğunun altını çizdi:
"KADEM ile ilgili habere baktığımızda 'Öğrenci yurdundan çıkan silahlar' başlığıyla haber yapılıyor. Fakat KADEM'den yapılan açıklamaya baktığımızda, bunun herhangi bir şekilde silahlı bir örgüt, silahlı bir eylem ya da gerçek bir silah olup olmadığı tartışma konusu bile değil. Burada bir dizi seti, dizinin içeriğine uygun bir kurgu var. Fakat burada haberi üreten kişi ve haberin yayınlandığı mecra sadece etik ve hukuki kuralları aşındırmıyor. Tamamen ulusal güvenlik meselesi haline gelen bu sorunu kaşıyarak Türkiye'de belli kesimler arasında bir kutuplaşma yaratmaya da çalışılıyor."
"Türkiye sosyolojisi açısından çok ciddi bir ulusal güvenlik sorunudur"
Yerlikaya, bu tarz yalan haberlerin, kitlesel talepleri ortaya koyduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Haber somut olarak yalanlanmasına rağmen hala kaldırılmış değil. Habere ilişkin spekülasyon yapan aktörler, medya unsurları özür dilemiş değil. Dolayısıyla bu tarz haberleri ismi belli olmayan uzmanlarda teyit ettirmek, onların görüşleri doğrultusunda kuvvetlendirmek aslında üretilen bu dezenformasyon siyasetinin kitlelerde kalıcı bir etki bırakmasını tesis etmek için uygulanan bir siyaset. Bilinir ve internet üzerinden yayın yapan bir haber platformunun ürettiği bir yalan içerik, milyonlarca takipçisi olan bir siyasi parti lideri tarafından da kullanılarak yaygınlaştırılıyor. Bu da şöyle bir etki yaratıyor; bir kitlesel talebi de ortaya koyuyor. Yani inanmaya müsait ve siyasi alanı sosyolojiyi kırılganlaştırmaya müsait bir kitleyi de manipüle etmek için çok kullanışlı bir yere evriliyor. Bu da Türkiye sosyolojisi açısından çok ciddi bir ulusal güvenlik sorunudur."