Diyanet'in "Çocuk: Rabb'imizin Kıymetli Emaneti" konulu hutbesi tüm camilerde irat edildi.
Ali Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camisi'nde okuduğu hutbenin ardından cuma namazı kıldırdı.
Çocukların Allah'ın bahşettiği kıymetli emanetler olduğunu söyleyen Erbaş, çocukların hayatın neşesi, yuvaların bereketi, ailenin umudu ve geleceğin teminatı olduğunu dile getirdi.
Çocukları sağlıklı aile ortamında, sevgi ve güzel ahlakla yetiştirmenin öncelikli görev olduğunu vurgulayan Erbaş, "Çocukları her türlü ihmal ve istismardan korumak, dini, ahlaki, hukuki ve insani sorumluluğumuzdur." ifadesini kullandı.
"İnsanlık dışı davranışların en büyük mağduru çocuklar oluyor"
Çocuklarla ilgili, vicdanları derinden yaralayan haberlerin öne çıktığı bir gündemin olduğunu belirten Erbaş, "Ne acıdır ki yozlaşmanın, ahlakı ve hukuku kaybetmenin, vicdansızlığın bedelini en fazla çocuklar ödüyor. Bir yanda yaşanan savaşların ve trajedilerin, mülteci kamplarının ve yoksulluğun diğer yanda ihmal, istismar ve insanlık dışı davranışların en büyük mağduru çocuklar oluyor. Bu mağduriyetlerden biri de 'küçük yaşta evlilikler', 'çocuk evlilikleri', 'çocuk gelinler' gibi ifadelerle gündeme gelen aşırılıklardır." dedi.
Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesine değinen Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kız çocuklarını, aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan evliliğe zorlamak ve bunu İslam dininden hareketle meşrulaştırmaya çalışmak, büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Bu yanlış tutum ve söylemin İslam'ın evlilik anlayışıyla hiçbir ilgisi yoktur. Çocukların emeğinin, bedeninin, geleceğinin istismar edilmesi, insanlığın iflas ettiğinin bir göstergesidir. Nerede, nasıl, ne zaman olursa olsun ve kim tarafından yapılırsa yapılsın, çocukların ihmal ve istismarı, akılla, vicdanla ve ahlakla bağdaşmayan, insanlık dışı bir eylemdir. Çocukları mağdur eden, onların geleceklerini karartan hiçbir söz ve davranışın mazereti ve meşruiyeti olamaz. Bir çocuğun hayatını karartmak, insanlığa ve vicdana karşı işlenebilecek en büyük cürümdür. Hem Yüce Allah hem de insanlık önünde hesabı verilemeyecek ağır bir suçtur."
"Evlilik, reşit olmayı gerektirir"
Ali Erbaş, "Çocukların küçük yaşta evlendirilmesi ve çocuk istismarı vakalarının yüce dinimiz İslam ile anılması ve Müslüman kimliğinin zedelendiği bir sürece dönüştürülmesi asla kabul edilemez. İslam'a göre kadın ve erkek hem duygusal ve fiziksel hem de ruhsal ve zihinsel olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilemez. Zira evlilik için sadece ergen olmak yeterli değildir. Ergenlik biyolojik bir süreçtir. Evlilik ise reşit olmayı gerektirir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de evlilik yaşının asgari sınırının 18 olarak kanunlarla belirlendiğine işaret eden Erbaş, "Başta anne babalar olmak üzere herkesin evlilik yaşıyla ilgili sınırlara riayet etmesi hem dini bakımdan gerekli bir davranış hem de ailede kalıcı huzur ve mutluluğu sağlamanın en temel şartıdır." dedi.
"İnsanlık, çocukların huzurunu temin etmedikçe iyiliğe erişemeyecektir"
Allah'ın emaneti çocukların, vicdan ve merhamet konusunda insan ve toplumun en hassas terazisi olduğunu belirten Erbaş, şunları kaydetti:
"O halde, yarınlarımızın ümidi olan çocuklarımıza karşı sorumluluklarımızın idrakinde olalım. Onların eğitimlerine, psikolojik, sosyal, kültürel gelişimlerine, dini ve ahlaki terbiyelerine özen gösterelim. Çocuklarımıza yönelik her türlü ihmal ve istismara karşı hep birlikte mücadele edelim. Kız çocuklarının küçük yaşlarda evlendirilmesi gibi son derece hassas bir konuyu bireysel olayları bahane ederek bilinçaltı mesajlarla İslam ve Müslümanlarla ilişkilendirmeye çalışanlara karşı da uyanık olalım. Kız çocuklarının küçük yaşlarda evlendirilmesi ve genel olarak çocuklar üzerinde cinsiyetsizleştirme çalışmaları gibi her türlü ihmal ve istismara karşı hep birlikte mücadele edelim. Unutmayalım ki insanlık, çocukların güven ve huzurunu temin etmedikçe asla iyiliğe erişemeyecektir."