Sultanahmet'te çoğu Alman vatandaşı 12 kişinin öldüğü, 16 kişinin de yaralandığı canlı bomba eylemine ilişkin Suriye ve Irak vatandaşlarının da aralarında bulunduğu 18'i tutuklu 26 sanıklı davada, 5 kişi tahliye edildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Abdulrahman Faaiz Fashid Rashid Rashid, Ahmad Darwish, Ali Alibrahem, Atala Elhasan, Ayad Muneer Saud Saud, Ehab Haidar, Fevzi Muhammed Ali, Halil Derviş, İbrahim El İbrahim, Mohammed Khaled Hawasli, Mohammed Izghib, Muhammed Isa, Muhannad Hindawi, Mustafa Sraiwel, Omar Hallun Raheem Raheem, Omran Alibrahem, Zaher Alshal ve Zekeriya Derviş ile avukatları katıldı.
Hakim karşısında ilk savunmasını yapan tutuklu sanıklardan Fevzi Muhammed Ali, çapraz sorgusunda, Sultanahmet'teki canlı bomba saldırısıyla bir alakasının olmadığını iddia etti.
Muhammed Ali, Atala El Hasan isimli şahıstan bir paket aldığını belirterek, "Hasan'dan bir paket aldım. Paketin ağırlığı yaklaşık iki kiloydu. Hasan, bu paketi söylediği bir adrese götürmemi ve paketin içine bakmamamı söyledi. Paketin içinde neyin olduğunu bilmiyordum. Yaşadığım yer de DAEŞ'in kontrolündeydi ve beni, ailemi öldürmekle tehdit ettiler. Bu şahısla bütün bağlantımı kopardım. Bir ay sonra bana ulaştılar, adresimi istediler. Onlarla tekrar iş yapmam için beni tehdit ettiler." diye konuştu.
Türkiye'de bazı sahte isimlerle anıldığını anlatan Muhammed Ali, şöyle konuştu:
"Ben yakalanmadan 4 ay önce DAEŞ üyesiydim. Onlara, 'Annem hasta' dedim, bu bahaneyle amacım onları terk etmekti. Sonra bana "Tamam git bir ay izinlisin" dediler. Benim Türkçem iyi olduğu için kendilerine yardımcı olabileceğimi söylediler. Benden bazı şahısları sınıra getirmemi ve onlara ulaştırmamı istediler. Kesinlikle böyle birşey yapmadım. Her seferinde kendilerinden kaçmak için bir yol bulmaya çalıştım. 'Manar Alhindi' benim sahte ismimdir. Farklı isimlerden teslim aldığım para da olmuştur."
"Fadli'yi sınırdan ben geçirdim"
Tercüman eşliğinde savunmasını yapan tutuklu sanıklardan Atala El Hasan ise bir paketi Fevzi Muhammed Ali'ye teslim ettiğini, ve paketin içinde ne olduğunu bilmediğini öne sürdü.
Terör örgütü DAEŞ'in kardeşini öldürmekle tehdit ettiğini anlatan Hasan, "Aruz Ali isimli şahıs, bana bir paket verdi ve paketi Fevzi'ye teslim etmemi söyledi. Beni yakınlarımı öldürmekle tehdit eden, 'Bu paketi sakın açma ve içinde ne olduğunu da merak etme' diyen de bu şahıstır. DAİŞ, beni kardeşimi öldürmekle tehdit etti. Paketi, Şanlıurfa'da Fevzi'ye teslim ettim. Suçlamaları kabul etmiyorum." diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Halil Derviş ise savunmasında, insan ve sigara kaçakçılığı yaptığını, bu yolla para kazındığını anlattı.
Sultanahmet'teki canlı bomba saldırısını gerçekleştiren Nabil Fadli'yi tanımadığını ve sınırdan onu kendisinin geçirdiğini belirten Derviş, şunları kaydetti:
"Nabil Fadli bana isminin Samir olduğunu söyledi. Fadli'yi sınırdan ben geçirdim. Rakka'ya annemi görmeye gittiğimde Umran isimli bir şahısla tanıştım. Türkiye'ye geri döndüğümde Umran, bana iki şahısı sınırdan geçirmemi söyledi. Bu şahıslar aileleriyle birlikte geldiler. Sadece bu kişilere değil, başkalarına da yardımcı olurdum. Umran, sınırdan geçirdiklerimden para alabileceğimi söylemişti. Fadli'den para isteyince parasının olmadığını söyledi. Telefonunu istedim, telefonu veremeyeceğini ve görüşmeler yapacağını söyledi. Bir sırt çantası vardı, çantası dikiliydi. Çantada ne olduğunu sordum. Fadli, bana diş teknisyeni işiyle ilgili malzemeler olduğunu söyledi. Suçlamaları kabul etmiyorum."
"Nabli'e bin 500 doları ben teslim ettim"
Omar Hallun Raheem Raheem, Suriye'den havale edilen paraları sahiplerine teslim ettiğini belirterek, "Türkiye'de bir bürom vardır. Havale işleriyle ilgileniyorum. Suriye'den gelen havaleleri ilgili yerlere havale ediyorum. Bir süre önce beni bilmediğim bir numaradan aradı. Bana kendisini Nabli diye tanıttı ve bin 500 dolar alacağını söyledi. Paranın benim yanımda olduğunu söyledim. Adresi verdim görüştük. Parayı ona Ankara Dikimevi'nde teslim ettim." ifadelerini kullandı.
Duruşmada, diğer tutuklu sanıklar da suçlamaları kabul etmeyerek tahliyelerini talep etti.
Mahkeme 5 kişiyi tahliye etti
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Muhannad Hindawi, Mustafa Sraiwel, İbrahim El İbrahim, Mohammed Izghib ve Muhammed Isa'nın, üzerine atılı suçun vasfı ve mahiyeti, mevcut delil durumu ve tutuklu kaldıkları süreyi göz önünde bulundurarak tahliyelerine karar verdi.
Heyet, diğer tutuklu sanıklar, Abdulrahman Faaiz Fashid Rashid Rashid, Ahmad Darwish, Ali Alibrahem, Atala Elhasan, Ayad Muneer Saud Saud, Ehab Haidar, Fevzi Muhammed Ali, Halil Derviş,Mohammed Khaled Hawasli, Omar Hallun Raheem Raheem, Omran Alibrahem, Zaher Alshal ve Zekeriya Derviş'in, haklarında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması ve suçun yasadaki alt ve üst sınırlarını dikkate alarak tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.