Burdur Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanıkların savunmaları dinlendi.
Tutuksuz yargılanan akademisyen K.Ş, üniversitedeki FETÖ yapılanmasından haberdar olmadığını iddia etti. Okulda genellikle sağ-sol çatışması olduğunu belirten K.Ş, hayatı boyunca bütün oluşumlara karşı olduğunu söyledi.
Oğlunun Isparta'da FETÖ'ye ait bir kolejde okuduğunun hatırlatılması üzerine K.Ş, "Bu okulun FETÖ'nün olduğunu sonradan öğrendim. Burs desteği veriyorlardı. O dönem Isparta'da ikinci bir özel okul yoktu, alternatif yoktu. Cemaatti, baktık ki ahtapot çıktı. Bilemedim. Kendi halimde bir insandım. Namazlarımı bile odamda gizli gizli kılardım." dedi.
Cemaatte PKK sempatizanları
MAKÜ'ye bağlı Bucak Hikmet Tolunay Meslek Yüksekokulunda görevliyken açığa alınan öğretim görevlisi N.A. da savunmasında, cemaatte pek sevilmediğini ve süreç içinde cemaatle sorunlar yaşadığını söyledi. N.A, "Cematte kaldığımızda evlerde PKK'ya sempati duyan ve eylemlerine katıldıklarını tahmin ettiğim arkadaşlar vardı. Ben sürekli 'PKK'ya ilgi duyan adamın orada ne işi olur' diye tartışmalar yapıyordum. Kaldığım odada Türk bayrağı ve Osmanlı padişahlarının resimleri vardı. Bir gün bunları kaldırmaları üzerine tartışıp, evden ayrıldım." diye konuştu.
Daha sonraki yıllarda cemaat sohbetlerine katıldığını anlatan N.A, buna karşı çıkan eşinden habersiz sohbetlere gitmeye devam ettiğini söyledi. N.A, şöyle devam etti:
"Cemaatin güçlü olduğu dönemde farklı görüşlerden olmalarına rağmen bu yapıdan fayda bekleyenler vardı. 2014'ün ortalarına kadar ara ara sohbetlere gidiyordum. FETÖ üyeleri o zaman bana 'Millet evini arabasını satıyor bankaya para yatırıyor' diyorlardı. Benimle uğraşırlar diye ben de hesap açtım. Onda da sadece otomatik ödemelerimi yapıyordum. Aptallık ettim. Daha sonra bahane uydurarak gitmedim. MİT tırları meselesinde de devleti, terör devleti durumuna düşürdükleri için tamamen ayrıldım."
"Olanları hiç sorgulamadın mı?"
Mahkeme başkanının, "Bir akademisyen olarak bu olanları hiç sorgulamadın mı?" şeklindeki sorusu üzerine N.A, o dönemler cemaate terör örgütü diyemediğini ve cemaatin sadece eğitim faaliyetlerini gördüğünü söyledi.
Kendini aslında cemaate ait hissetmediğini belirten N.A, "15 Temmuz'dan sonra terör örgütü olduğunun farkına vardım. Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorum. Örgüt üyesi olarak damga yemek istemiyorum. Ben FETÖ'cü damgası yemek istemiyorum." dedi.
MAKÜ'de memur olarak çalışan A.D. de hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme başkanının FETÖ'nün bir sendikasına, iki de derneğine üye olduğunu hatırlatması üzerine A.D, "Sendika ve derneklerin FETÖ'nün olduğunu bilmiyordum. Kağıt üzerinde üyeliğim vardı." ifadesini kullandı.
Diğer iki sanığın da dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.