Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yıllarca dini maske olarak kullanıp, terör faaliyetlerine "himmet" adı altında para topladı. Hadis-i şerifler, Kur'an-ı Kerim'den ayetlerin yanı sıra cenneti vadedecek ve Hazreti Muhammed'in adını kullanacak kadar ileri giden FETÖ mensupları, böylece kirli faaliyetlerini gerçekleştirecek finansmanı, kişilerin manevi değerleri üzerinden din istismarcılığı yaparak sağladı.
Derlenen bilgilere göre, Türkiye'nin en büyük ve kanlı darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ mensupları, dine hizmet ettiği gerekçesiyle kendisini meşrulaştırarak, çalışmalarını büyük bir gizlilikle yürüttü.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianamede de Gülen cemaatinin, "İslam'ın yayılmasına hizmet eden, dindar gençlik yetiştirilmesine, ülkesine, devletine bağlı, çalışkan, hayırsever bir topluluk oluşturulmasına, ülkeyi barışa, huzura ulaştırmak için çalışan, okul ve yurt açarak gençlerin okuması ve ülkenin kalkınmasına adayan, gariban ülkelere ilim, irfan götüren, ülkemizin milli marşını, dilini, kültürünü öğretmek için çabalayan topluluk olarak topluma algılatıldığı" kaydedilmişti.
Hareketin masum olmadığı, devlet ve toplum nazarında devleti ele geçirme amacını başarılı şekilde gizlediği bildirilen iddianamede, "Cemaat, bir yanda içki içenleri, kumarbazları, tefecileri bünyesine alırken, diğer yanda dindar ve muhafazakar kesimlere hitap etmiştir. Toplumdaki her kesime veya kişiye nabza göre şerbet verilerek meşruluk sağlanmıştır. Din, onlara toplum nezdinde önemli bir meşruluk alanı sağlamıştır." değerlendirmeleri yer almıştı.
FETÖ'ye yönelik soruşturmalar kapsamında okullarında eğitim gören öğrencilerin ve sohbete katılanların ifadeleri de örgütün kirli çıkarlarına dini ne denli alet ettiğini gözler önüne serdi.
FETÖ'nün yurtiçi ve yurtdışı yapılanmaları, yürütülen soruşturmalarla bir bir çökertilirken, kurduğu dershane, okul ve yurt gibi kurumlarla çok sayıda insanı ağına düşüren örgütün, finans desteği sağlamak için köyleri dahi gezerek, insanların milli ve manevi değerlerini sömürdüğü, bu yolla yardım topladığı ortaya çıktı.
"İl, eyalet ve bölge imamı" olarak koordine olan FETÖ mensuplarına örgüte kaynak sağlamak için çeşitli bölgeler tayin edilmiş, bu kişiler her ayın sonunda bağlı oldukları bölgelerde "himmet" toplantıları yaparak, alınan kararlara göre faaliyetlerini gerçekleştiriyordu.
Ayrıca yapılan sohbet toplantılarında "Allah rızası" için denilerek, cemaat öğrencileri adına burs ve kurban parası isteniyor, bu para dini sohbet yapan kişilerin yanındaki muhasebecilere ödeniyordu.
Toplantılarda, mütevelli heyetine girenlere de içinde tespih, takke ve cübbenin bulunduğu çeşitli hediyeler takdim eden FETÖ mensupları, en çok yardım toplayan mütevelli üyesine ise Fetullah Gülen'in bizzat üzerinde namaz kıldığını belirttikleri seccadeyi hediye olarak sunmayı vadediyordu.
Sohbetlerde devamlı olarak bahsedilen Fetullah Gülen'in kitapları okutulup CD'leri izletiliyordu. Toplantıların etkili olması için ağlama seansları düzenleniyor ve sohbete katılanlara, "himmet" listesini ahirette Hazreti Muhammed'in kontrol edeceği, o gün geldiğinde listede ismi bulunmayanların pişman olacakları söyleniyordu.
Hazreti Muhammed'i Ekim 2014'te gerçekleşen HSYK seçimlerinde de hain planlarına alet eden örgüt, "Gülen'in rüyasında Kabe'ye gittiğini, Hz. Peygamber ile görüştüğünü, Hz. Peygamber'in 'Seni üzüyorlar değil mi?' diye sorduğunu, bunun üzerine Gülen'in 'evet' manasında başını sallayıp ağladığını, bunun üzerine Hz. Peygamber'in 'Merak etme az kaldı' şeklinde cevap verdiğini" anlatarak, "HSYK seçimlerini kesinlikle bağımsız aday denilen şahısların kazanacağını, onlar için oy vererek oy istenmesi gerektiğini" belirterek oy topluyordu.
Gençleri hedef alan FETÖ'nün bir mensubu, Erzurum'daki bir kolejde yapılan sohbete katılan ve doğu illerinden gelen 60'a yakın öğrenciye, Fetullah Gülen ile bizzat görüştüğünü belirterek, "Hz. Muhammed'in ölümünden sonra dünyaya her yüzyılda bir büyük din aliminin geldiği ve toplamda 14 alimin geleceği, Bediüzzaman Said Nursi'nin 13. alim olduğu, sözde 14. alimin ise Fetullah Gülen olduğu, Gülen'in her gece uykusunda Hz. Peygamber ile görüştüğü ve İslam aleminin problemleri hakkında istişare ettiğini" anlatmıştı.
İğne ucu kadar yardım edenleri cennete alacakmış
Fetullah Gülen'in ABD'de bulunmasına da Gülen'in burayı "Müslümanlaştırmak" için kaldığı kılıfını bulan FETÖ'cülerden bir sohbet hocasının, "Fetullah Gülen'in cehennemin kapısının önünde durup kendi cemaatine iğne ucu kadar yardım etmiş kişilerin cehenneme girmesine izin vermeyerek, cennete alacağını" söyleyecek kadar ileri gitmesi, din istismarcılığının boyutunu gözler önüne serdi.
Ayrıca sohbete katılan kişilere kendi belirledikleri evleri zimmetleyen örgüt, kişilerden bu evlerdeki "zekat" olarak ayrılan parayı toplamalarını ve "abi" ya da "sohbet hocası"na vermesi isteniyordu.
Himmet paralarını sadece sohbetlerde toplamakla kalmayan örgüt, burs, kurban, öğrencilere yardım adı altında kişilerin iş yerlerine giderek, çek ve senetle tahsilat yapıp finansman sağlıyordu.
Her sohbet grubunun yılık toplaması gereken miktarı da önceden belirleyen cemaat, bu hedeflerine ulaşmak için yine dini alet ederek, sohbet toplantılarında hadis-i şerif ve ayetlerin açıklamalarında genellikle para vermeyle ilgili konuları ön plana çıkarıyordu.
Yine bankaların memurlara verdiği promosyonların "haram" olduğu belirtilerek, bunun örgüte verilmesi istenirken, "umre promosyonu" ile daha düşük bir bedelle umreye gönderilen kişilerden dönüşte zorunlu olarak çok sayıda öğrenciye burs vermesi talep ediliyordu.
Bölgelerde toplanan yardım miktarlarını sohbetlerde slaytla göstererek, çok yardım toplayanların takdir edici bir şekilde reklamını yapan cemaat, kişiler arasında itibar yarışı oluşturarak daha fazla yardım toplanmasını sağlıyordu.
"FETÖ/PDY hareketi sahte bir mehdi hareketidir"
Tarihinde ilk kez olağanüstü toplanan Din Şurası'nın sonuç bildirgesinde, FETÖ/PDY'nin açık bir din istismarı hareketi olduğu vurgulanarak, FETÖ/PDY'nin, gizli ve karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mübah gören, dini ve dini duyguları istismar eden, milletin zekatını, sadakasını, kurbanını çalan, evladını elinden alan, dinin temel değerlerini ve kavramlarını tahrif ve tahrip eden, gayri İslami ve gayri ahlaki tutum ve davranışlarla fitne, fesat, yalan ve desiselerle kendine insan ve imkan devşiren, devletin tüm organlarına sızarak, milletin geleceğini ipotek altına almaya çalışan ve son darbe girişimiyle millet tarafından suçüstü yakalanan bir örgüt olduğu belirtildi.
FETÖ/PDY’nin liderine atfedilen "din alimi" ya da "hocaefendi" sıfatlarının İslam ile bağdaştırılamayacağı belirtilen bildirgede, "FETÖ/PDY sahte bir mehdi hareketidir" tanımlaması yapıldı.