Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatının (OECD) Çevresel Performans İncelemesi Raporu'na (ÇPİ) göre, Türkiye başta güneş, rüzgar, jeotermal ve hidroelektrik enerjisi olmak üzere son yıllarda kurulu kapasite bakımından dünyanın önde gelen ülkelerinden biri oldu.
Ayrıca, yenilenebilir enerjinin toplam birincil enerji arzındaki payı OECD ortalamasının üstünde.
Kaynakları verimli bir ekonomiye geçiş
Türkiye, atık ile ilgili Avrupa Birliği'ne (AB) uyum sağlayarak ve kentsel atıklar ile tehlikeli atıkların üretimini azaltarak ilerleme kaydetti. Kimyasalların yönetimi anlamında mevzuat bakımından da gelişmeler yaşandı.
Türkiye'de, biyoçeşitlilik bakımından koruma alanlarının kapsamı genişletilerek çevre koruma anlamında da ilerleme yaşandı.
Saha tespiti, biyoçeşitliliğin korunması ve nesli tükenen türlerin doğal yaşam alanlarının geri kazanımına yönelik araştırmalar yapılıyor. Tarımsal biyoçeşitlilik araştırma ve genetik nitelendirme çalışmaları, 2001 yılından bu yana yürütülüyor.
Ağaçlandırma, erozyon denetimi, bozunan ormanların ıslahı, mera ıslahı ve suni gençleştirme çalışmaları sayesinde, Türkiye'nin orman örtüsü genişledi.
Okul müfredatına çevre ile ilgili konular entegre edildi
Türkiye’nin çevre ile ilgili düzenleyici çerçevesi, çevre mevzuatını Avrupa Birliği (AB) direktiflerine uyumlu hale getirmek üzere devam eden çalışmalar sonucunda 2008 yılından bu yana büyük oranda güçlendirildi.
Çevresel Etki Değerlendirmesi ve izin süreçleri, elektronik sistemlerden yararlanılarak sadeleştirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, eğitimler aracılığıyla ve denetimlerin planlanması, raporlanması ve değerlendirilmesine yönelik bir yazılımdan yararlandı. Böylece, denetçilerinin kapasitesini artırma anlamında kayda değer çalışmalar yaptı.
Türkiye, çoğunluğu çevresel etkiler ve iyi uygulamalara ilişkin basılı materyallerin dağıtılması yoluyla çevresel farkındalık programlarının uygulanması bakımından da gelişti.
Okul müfredatında çevre ile ilgili konular pek çok fen ve sosyal bilimler dersine entegre edildi.
Yeşil büyümede gelişim
Türkiye, 2008 yılı Çevre Performansı İnceleme Raporundan bu yana yeşil büyüme ile ilgili pek çok alanda ilerleme kaydetti.
Çevre ve sürdürülebilir kalkınma hususları, genel bir stratejik istikamet sağlamak üzere yararlanılan temel bir araç olarak Kalkınma Planları’na daha fazla entegre ediliyor.
Benzin ve dizel yakıtlara getirilen vergiler, büyük motorlu araçlara yönelik hem ÖTV hem de MTV’nin yüksek olması çevresel hedefler ile genel anlamda örtüşüyor. Elektrikli ve hibrit araç kullanımı da daha düşük ÖTV oranlarıyla teşvik ediliyor.
Sera gazının azaltılması için çalışmalar yapılıyor
Türk firmaları, küresel gönüllü karbon piyasasında aktif şekilde rol alıyor. Bu da sera gazının azaltılması için çalışmalar yapıldığı anlamına geliyor.
Türkiye’nin 2010 yılında yenilenebilir enerji için tarife garantisi sistemine geçmesi, yatırım anlamında güçlü bir teşvik sağladı.
Türkiye’nin altyapı finansmanına yönelik olarak kamu özel ortaklığı finansal modellerinden yararlanma oranı, OECD’nin de önerileri doğrultusunda önemli bir artış gösterdi.
Sürdürülebilir ürünler ve tedarikçilere yönelik artan talebin farkında olan büyük ve ihracat ağırlıklı firmaların ilgisiyle birlikte, Türkiye’de özel sektörün kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları artıyor.
Türkiye 2023 hedefine hemen hemen ulaşmış durumda
Türkiye, Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı’nı geliştirme ve uygulama anlamında önemli bir adım attı. Bu sayede, 2023 yenilenebilir enerji hedefine hemen hemen ulaşmış durumda.
Türkiye, süreklilik arz eden ulusal ve uluslararası fon yatırımları, kurumsal kapasite artışı, yasal ve kurumsal düzenlemeler sonucunda kentsel atıksu yönetimi anlamında önemli bir ilerleme kaydetti.
Su kalitesini izleme faaliyetleri, 2008 ÇPİ’den bu yana önemli ölçüde gelişim gösterdi. Atıksu sektöründe de benzer bir gelişime ihtiyaç duyuluyor. Türkiye ise, su ile ilgili sürdürülebilir kalkınma hedeflerini planlama belgelerine entegre etmeye başladı.
25 nehir havzası koruma eylem planı hazırlandı
Hükümet, son yıllarda havza yönetim planlarının yanı sıra kuraklık ve taşkın yönetim planlarının hazırlanması konusunda önemli bir kaynak yatırımı yaptı.
Türkiye, AB Su Çerçeve Direktifi ilkelerine uygun olarak “hassas su kütleleri, kentlere duyarlı alanlar ve nitrata duyarlı alanlar” olarak tanımlanan 25 hidrolojik havza tespit etti ve 25 nehir havzası koruma eylem planı hazırladı.
Türkiye’de tüm atıksu altyapı idareleri, tamamen maliyeti karşılayabilir atıksu tarifelerine geçti.
Atık suların yeniden kullanımı ve çamur çürütme gibi su ve atık su sektörlerindeki gelişimi hızlandırmak adına Türkiye’de pek çok yenilikçi uygulama araştırması yapılıyor.
Kaynak: TRT Haber