CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), hafta sonu yapılacak 36. Olağan Kurultay öncesi son kez parti genel merkezinde toplandı.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki toplantı, yaklaşık 1 saat 30 dakika sürdü.
Toplantının ardından açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, vefatının 28. yılında Muammer Aksoy'u rahmetle ve özlemle andıklarını belirtti.
Türkiye'nin olağanüstü günlerden geçtiğine işaret eden Tezcan, Türkiye'de milletin, muhalefetin, siyaset kurumunun, sivil toplumun, örgütlü ve örgütsüz toplumun "Terör mü faşizm mi?" diye tercihe zorlandığını bildirdi.
Bunu reddettiklerini, ikisine de "hayır" dediklerini aktaran Tezcan, "Bize, bu deli gömleğini giydirmenize fırsat vermeyeceğiz. Bu deli gömleğini yırtıp atacağız. Teröre de faşizme de 'hayır' diyoruz. Birine karşı çıkmanın yolu, diğerine teslim olmak değildir. Demokratik, özgür, herkesin özgürce düşündüğü, düşündüğünü özgürce ifade edebildiği bir Türkiye istiyoruz. İktidarın hoşuna gitmeyen düşünceleri var diye kimsenin suçlanmadığı bir ülke istiyoruz." diye konuştu.
"Yılmaz, kahramanca direniyordu"
Eski Musul Başkonsolosu CHP'li Öztürk Yılmaz'ın 2014'te DEAŞ tarafından rehin alındığını hatırlatan Tezcan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dışişleri Bakanı, utanmak yerine bugün başkonsolosumuza siyaset arenasında söz söyleyerek utancını kapatma telaşında. Sizin şımarttığınız IŞİD'ciler başkonsolosluğumuzu basarken, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkonsolosu Öztürk Yılmaz kahramanca direniyordu. Cesaretle ve kahramanca direnenlere sahip çıkma cesaretini gösteremeyen ve bu utancın sahibi olup bunun özrünü dilemeyen bakan şimdi kalkacak, bugün yüksek perdeden 'sen benim memurumdun' diyecek. Devleti nasıl gördüklerinin açık ikrarı. Bu bakanlık, babanın bakanlığı değil."
Türk Tabipleri Birliğine dün bir baskın yapıldığını belirten Tezcan, "İçeriği ne olursa olsun, o sözleri söyleme özgürlüğünü savunmak her demokratın ve aydının görevidir. Öyle bir Türkiye yarattınız ki sosyal medyada 'savaşa karşıyım' demek suç, sivil toplumun, insan hakları örgütlerinin, hekimlerin 'savaşa karşıyım' demesi suç, kendi çevrenize yakın bir dili kullanan vakfın ve benzerlerinin 'ben buna karşıyım' demesi suç ama çatışmayı, kavgayı, savaşı, boğazlamayı, çiğnemeyi söylemek şeref madalyası. Böyle bir ülke olur mu?" ifadesini kullandı.
"Huruç harekatı mı yapma niyetindesiniz"
Tezcan, farklı ses ve sözlerin "terör sevicilik" olmadığını vurgulayarak, ancak buna tahammülsüzlüğün "savaş sevicilik" olacağını belirtti.
Harekata CHP'nin de destek verdiğine dikkati çeken Tezcan, şu görüşlere yer verdi:
"Ama aramızda bir fark var. Bizim, konuşurken ağzımızdan kan damlamıyor. Zeytin Dalı Harekatı haklı, gerekli, meşru bir harekattır ama siz adı Zeytin Dalı olan haklı, meşru, gerekli bir harekatı savaş edebiyatına dönüştürürseniz, kirletirsiniz. Askerimiz, orada büyük bir vakarla, haysiyetle, Türk ordusuna yakışır bir tutum içerisindedir. Girdiği günden bu yana operasyonu Türk ordusuna yakışır bir üslup içerisinde yürütmektedir ama sizin çirkin siyaset diliniz, ordumuzun haysiyetli, vakarlı, Türk ordusuna yakışır durumuna ne yazık ki gölge düşürmektedir. Çekin gölgenizi şerefli ordumuzun şerefli duruşunun, hareketinin üzerinden. Gölge etmeyin. Madem bu işi bu kadar kavga ve çatışma üslubuyla, bütün toplumu militarize edecek bir şekilde yürütmeyi planlıyor ve hedefliyorsunuz, o zaman bu harekatın adına niye 'Zeytin Dalı Harekatı' dediniz? Niye barışı ifade eden bir isim koydunuz bu harekata? O zaman çıkın 'huruç harekatı' deyin. Huruç harekatı mı yapma niyetindesiniz, Zeytin Dalı Harekatı yapma niyetinde misiniz?"
"Sevr'in doyasını da hazırlat"
Tezcan, Özgür Suriye Ordusunun (ÖSO), Kuvayımilliyeye benzetilmesine ilişkin, "Kuvayımilliye hareketine hakaret etme hakkını size kim veriyor? Kuvayımilliye bu ülkede mazlum halkın kendi içinden çıkmış, kararlı, cesaretli, öz gücüne dayanan şanlı ve şerefli tarihimizin bir özetidir. Ne idiği belirsiz, nereden geldiği ve nereye gideceği belli olmayan güçlerin toplamı değildir Kuvayımilliye hareketi. Kuvayımilliye hareketini böyle bir hareketle özdeşleştirmek, sizin gayri milli olduğunuzun ikrarı ve delilidir." dedi.
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tarihten ve şehitlerden özür dilemesi gerektiğini ileri süren Tezcan, "Bu benzetmeyi yaparak tarihimize ve şehitlerimize hakaret etmiştir. Kurtuluş Savaşı, Kuvayımilliye şehitlerine hakaret etmiştir." görüşünü savundu.
"Gelin barajı kaldıralım"
Tezcan, "İttifak barajının yüzde 15 olabileceği" iddialarının hatırlatılması üzerine, "Barajdan kurtulmak için ittifak arayışları yapıp ondan sonra da ittifakta yeniden barajı nasıl yükseltiriz hesapları yapacaklarına, çok daha kolay ve pratik bir çözüm var; gelin barajı kaldıralım." dedi.
Kaynak: AA