Konya'da yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturmasında şüpheli olarak ifadesine başvurulan, bir dönem örgütün sözde muhasebeciliğini yaptığını belirten Y.U, örgütün para, evlilik ve haberleşme ağına ilişkin bildiklerini anlattı.
İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde ifadesine alınan Y.U, ailesinin geçimini sağlamak için 4 yıl "Fetullah Gülen cemaati" içerisinde yer aldığını söyledi.
Belletmenlerin, yurttaki dini konularda bilgisi olan ve kendilerine itaat edecek öğrencileri cemaate ait öğrenci evlerine yönlendirdiğini belirten Y.U, örgütün gizliliğe verdiği öneme işaret ederek, mütevelli toplantı odasına girilmeden önce herkesin telefonunu dışarıya bıraktığını dile getirdi.
Y.U, telefonların sohbet odasına tedbir amaçlı (ortam-telefon dinlenmesi) alınmadığının söylendiğine dikkati çekerek, sürekli mütevellilere Zaman gazetesi ve Sızıntı dergisi abone sayısının arttırılması konusunda baskı yapıldığını vurguladı.
Çok mütevelli yapan imama çeyrek altın ve takım elbise
"Yapılan kısa sohbetlerin ardından, 'gündem' adı altında parasal konular konuşuluyordu. Burada kurban, himmet, burs paraları, Zaman gazetesi ile Sızıntı dergisine abonelik gibi konular görüşülür, mütevellilerin taahhüt ettikleri paraları ne zaman ödeyeceği, bu paraları nakit olarak mı yoksa evrak (çek-senet) ile mi ödeyeceği konuşuluyordu." ifadelerini kullanan Y.U, sohbet toplantılarında yeni gelenleri tedirgin etmemek için telefonların toplanmadığını bildirdi.
Y.U, sohbet gruplarında çok fazla parasal konulara girilmediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bu gruba düzenli gelmeye başlayan ve cemaatle gönül bağı kuranların bazılarının iş yerlerine gidilerek Zaman gazetesi ve Sızıntı dergisine abone olmasını, çevresinden de abone bulmaları istenirdi. Bunlardan kurban, burs ve himmet paralarını, sohbet grubuna gelen kişiyi hangi mütevelli getirmiş ise o isterdi. Sohbet gruplarına gelen kişilerden, maddi durumu iyi olan, para yardımını iyi yapan, dergi ve gazete abonesi olan, başkalarını da abone yapanlar mütevelli grubuna alınırdı. Ayrıca eyalet imamları eyalet toplantılarında büyük bölge ve küçük bölge imamlarına sohbet gruplarındaki kişileri mütevelli yapma konusunda hedef belirlerlerdi. Çok mütevelli yapan imam duruma göre çeyrek altın, takım elbise gibi hediyelerle ödüllendirilirdi. Cemaat içerisinde toplanan paralarla ilgili bugüne kadar herhangi bir makbuz veya belge vermedim. Böyle bir makbuz sistemi de cemaat içerisinde yoktur."
Abilik ve ablalığı, alttakinin bir üstündeki kişiye "abi-abla" demesi olarak açıklayan Y.U, talebe mesullerinin, cemaat içerisinde yurtlarda ve öğrenci evlerinde kalan öğrencilerle ilgilenen kişilere dendiğini söyledi.
Ortaokul, lise, üniversite ve dershanelerde talebe mesulleri, esnaf arasında da mütevelli grubundaki kişiler tarafından cemaate eleman kazandırıldığına işaret eden Y.U, mütevellilerin maddi durumlarına ve iş sektörlerine göre gruplandırıldığını, mütevelli grubu oluşturulmasının ana sebebinin cemaate maddi kaynak sağlamak ve cemaate eleman kazandırmak olduğunu vurguladı.
Evlenecekler CV dolduruyormuş
Cemaat mensubu bir erkeğin, cemaat üyesi kadınla evlenilmesinin istendiğini anlatan Y.U, şöyle konuştu:
"Cemaat içerisindeki erkek ve bayanlar doldurdukları CV'lere fotoğraf ekleyip bağlı bulunduğu imama veriyor. İmam da bekar olan kişilere evlenip evlenmeyeceğini soruyor. Evlenmek isteyenlere, istediği kişinin özellikleri sorulur. (memleketi, boyu kilosu, tahsili, güzelliği, yaşı, saç rengi, ten rengi gibi) Daha sonra bu özelliklere uyan bayanın fotoğrafı getirilip gösterilir. Fotoğraftaki bayanı beğenirsen, cemaate ait bir evde buluşup görüşülür. Burada anlaşılırsa çok kısa bir sürede evlilik gerçekleşiyordu. Cemaat içerisinde evliliği kabul etmeyince, bağlı olduğum imam ve diğer kişiler tarafından hoş karşılanmadım."
Y.U, 17-25 Aralık sürecinden sonra tüm görüşmeleri, "Devlet ile cemaat arasında sıkıntı var, takip edilebiliriz, dinlenebiliriz." denilerek telefonlara kurulan Bylock programından yaptıklarını dile getirerek, bu programın 17-25 Aralık sürecinden sonra cemaat içerisinde yaygınlaştığını ifade etti.
"Gmail" görünümlü gizli haberleşme programı
Programın sadece internet üzerinden yazışmalarda kullanıldığının, sesli ve görüntülü görüşmenin yapılamadığının, internetten hiçbir şekilde indirilemediğinin, programın sadece Bluetooth üzerinden data dosyası olarak gönderilerek kurulabildiğinin söylendiğini aktaran Y.U, "Bylock programı telefonun ekranı üzerinde 'gmail' olarak gözüküyordu. Ancak gmail programına tıklandığı zaman Bylock programı açılıyordu. Bu programın Fetullah Gülen cemaati tarafından oluşturulduğu, sadece cemaat mensuplarınca bilinip kullanıldığı söylendi. Yaklaşık 5-6 ay bu programı kullandım. Muhasebe ve parasal işlerle ilgili bütün konuları gerektiğinde bu program üzerinden yazışarak yapıyordum. İstihbarat birimleri tarafından yapılacak ortam dinlemesi ve telefon dinlenmesinin önlenmesi amacıyla telefonlar toplantı yapılan odanın dışında bırakılırdı." şeklinde konuştu.
Y.U, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden kısa süre önce cemaatin devletle olan kavgasını görünce gerçek niyetlerinin devleti ele geçirmek, İsrail ve ABD’ye hizmet etmek olduğunu anlayınca bütün bağlarını kopardığını savundu.