İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri’deki Alibey Spor Salonu’nda gerçekleştirilen duruşmada, sanık sayısının arttığı belirtildi. Birleşen dosyayla 122 olan sanık sayısının 126'ya yükseldiği, bu sanıklardan 1'i başka suçtan olmak üzere 121'inin tutuklu, 4'ününün tutuksuz, 1'inin ise firari olduğu belirtildi.
Duruşmada ilk olarak meslekten ihraç edilen tutuklu sanık Ümit Mustafa Avcı savunma yaptı. Avcı, 15 Temmuz’dan önce Harp Akademileri Komutanlığı’nda öğrenci subay olduğunu belirterek, hakkındaki iddiaları reddetti.
Avukat Ömer Kavili salondan çıkarıldı
Sanığın ifadesini tamamlamasının ardından sanık avukatlarından Ömer Kavili soru sorma talebinde bulundu.
Mikrofonu açıla Kavili, sanığa, “Avukatların yargılamanın olmazsa olmaz bir koşulu olduğunu biliyor musunuz? Bugün Avukatlar Günü" dedi.
Mahkeme başkanının, sorunun yersiz olduğunu belirterek, mikrofonu kapattırması üzerine Kavili ayağa kalkarak tepki gösterdi.
Başkan, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre Kavili’nin salondan dışarı çıkarılmasına karar verdiğini belirtti.
Kavili, "Zaten ben gidiyorum, siz beni kovamazsınız." diye tepki gösterdikten sonra salonda bulunan izleyiciler Kavili’ye bağırmaya başladı. Kavili ile izleyiciler arasında yaşanan kısa süreli gerginlik, avukatın salondan çıkmasıyla sona erdi.
"Moda Deniz Kulübü'ne düğüne gitmiştik"
Davanın tutuksuz sanıklarından eski Harp Akademileri Komutanlığı Silahlı Kuvvetler Yüksek Sevk ve Akademisi Komutanı olan emekli Tuğgeneral Ali Akyürek, 15 Temmuz’da eşiyle Moda Deniz Kulübü’nde Mehmet Şanver’in kızının düğününe gittiklerini, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda rütbeli ile düğünde bulunduklarını söyledi.
Kadrosuzluktan 2016 Temmuz ayının son günlerinde YAŞ kararıyla emekli olduğunu dile getiren Akyürek, "Düğünde kokteyl bölümündeyken, komutanlardan biri Genelkurmay’ın tüm görevleri iptal ettiğini söylemesi üzerine, bir gariplik olduğunu fark ettik. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Herkes bir yerleri arıyordu. Saat 23.00 sıralarında komutanlardan birisinin postacısı geldi, komutana 'FETÖ’cüler darbe yapıyormuş, size bilgi vermem istendi' dedi. Münferit bir olay olduğunu, kısa sürede biteceğini düşündüm. Birliğimi arayarak, yoklama alınmasını ve birlikten kimsenin darbeci faaliyetlere katılmaması emrini verdim" diye konuştu.
"Abidin Ünal: Benim güvenliğimi almaya geldiyseniz, uzaktan alın"
Bir süre sonra 3-4 kamuflajlı, ellerinde uzun namlulu silahlar olan askerlerin Moda Deniz Kulübü’ne geldiğini anlatan Akyürek, şunları söyledi:
"Askerler 'Sizin güvenliğinizi almaya geldik, zorluk çıkarmayın' dediler. Kapının girişinde beklediler. 30-40 dakika müdahale etmediler. Bir süre sonra kapıda bekleyenlerin sayısı arttı, tavırları da değişti. Abidin Ünal, kapıda bekleyenlere, ‘Benim güvenliğimi almaya geldiyseniz, uzaktan alın.’ dedi. İtaat etmediler. Bu arada Tümgeneral İsmail Güneykaya, kapıda bekleyenleri uzaklaştırmaya çalıştı. Ortam gerginleşti. Askerlerden biri korkutma maksatlı boşluğa ateş etti. Telefon görüşmelerini yasakladılar. Bizleri teker teker arkadan kelepçelediler. Bir süre böyle bekletildik. Ellerimiz acıyınca önden kelepçelendik. Bir süre sonra tekrar arkadan kelepçelenip yüz üstü yere yatırılıp bekletildik. Gruplar halinde odalara konulduk. Kapılarımıza otomatik silahlı askerler konuldu. Saat 3.30’a kadar bekletildik. Sonra helikoptere bindirildik. Bizi helikopterden atacaklarını düşündüm. Fenerbahçe Orduevi’ne götürüldük. Orduevine girince eşlerimizin toplu olarak orada bekletildiğini gördük. Orduevinden ayrılıncaya kadar resepsiyon çevresinde bekledim, televizyon haberlerini takip ettim. Sabaha kadar oradaydık. Sabah Ümit Dündar’ın 'Öğlene kadar oradan ayrılmasınlar, güvenli değil.' haberini aldık. Öğlen oradan ayrıldık."
Tüm sanıkların ifadelerin tamamlandığını, 10 ve 11 Nisan tarihlerinde tanık dinlenilmesiyle duruşmaya devam edileceğini açıklayan mahkeme başkanı, 12 Nisan’da taleplerin alınacağını, 14 Nisan’da ise ara kararın açıklanacağını duyurdu.
Kaynak: AA