Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada savunma yapan sanık eski 58. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Aygün, Mahkeme Başkanının sorusu üzerine darbe girişimini kimin yaptığını bilmediğini iddia etti.
Sanık Aygün, darbenin sevk idaresinde rolünün olmadığını, sıkıyönetim eklerindeki atama listesinde isminin bulunmasıyla ilgili bilgi sahibi olmadığını savundu.
Darbe için günler öncesinde yapıldığı belirtilen toplantılarda yer almadığını, bu toplantıları yapanlarla bir ilişkisinin bulunmadığını öne süren Aygün, "Atama listesindeki rolüm dikkate alınmış, nasıl bir rolüm olmuş, bunun belgesi nedir? Ben listeyi ilk kez 15 Temmuz günü saat 23.00'ten sonra Genelkurmay Başkanlığınca resmi kanaldan gönderilen sıkıyönetim direktifinde gördüm, listeyi kimin, nerede hazırladığını bilmiyorum." iddiasında bulundu.
"Bana Topçu Okulunu mu reva görmüşler?"
Sözde sıkıyönetim listesinde kendisine verilen görevle ilgili de bilgisinin bulunmadığını savunan Aygün, bu yöndeki iddiaların hiçbirini kabul etmediğini ifade etti.
Sanık eski tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün kendisini arayarak harekete geçmesi için emir verdiğine dair iddianamede açıklama yer aldığını belirten Aygün, "Partigöç'ten emir almadım. Bana Genelkurmay Başkanlığı karargahında terör saldırısı yapılacağını ve burada sıkıntılı bir durum olduğunu söyledi. Ateş seslerinin geldiğini anlattı. Söz konusu iddia bu görüşmeden ibarettir." savunmasını yaptı.
Sözde Yurtta Sulh Konseyi üyeliği konusuna da değinen sanık Aygün, "Ben bu konsey ismini ilk kez 15 Temmuz akşamı tugay komutanlığına gelen atama emrinde gördüm. Konsey üyesi olsam 15 Temmuz'da en kritik yerde yani darbenin yönetildiği yerde bulunmam gerekirdi. Terfi sırasındaydım, terfi ettirilmem gerekirdi. Genelkurmay Karargahı'nda kritik bir göreve atanmam gerekirdi. Konsey üyesi olarak bana Topçu Okulu Komutanlığını mı reva görmüşler? Başka kadro yok muydu?" diye konuştu.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, "Ben seni konsey üyesi yapmadım, bana sorma." dedi. Sanık Aygün de "Yazan kimse belgesini ortaya koysun, ben iddianamede görmüyorum." açıklamasını yaptı.
"O kadar askeri nasıl çıkardınız?"
Sözde konseyde yer alan kişilerle geçmişte irtibatının olup olmadığının ortaya çıkarılması için bilirkişi raporu hazırlanmasını talep eden Aygün, bir diğer konsey üyesi sanık eski Albay Bilal Akyüz ile darbe girişiminden birkaç gün önce yaptığı görüşmeyi anlattı. Aygün, "Tugay komutanlığında herkesin gözü önünde yarım saatlik görüşme dışında ben bu vatandaşla hiç görüşmedim. Doktora çalışması için tugayımızdan yararlanmak istediğini söyledi." dedi.
Aygün'ün, iradesi dışında isminin sözde Yurtta Sulh Konseyi listesine yazıldığını, bu nedenle suçlanamayacağını söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Dik, "Adını bilmediğiniz konsey adına nasıl hareket ettiniz, o kadar askeri nasıl çıkardınız?" diye sordu.
Sanık Aygün de Polatlı Topçu Tugayı ve Füze Okulu Komutanlığındaki eylemlere ilişkin Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen darbe davasının da sanığı olduğunu, sorunun cevabını o mahkemede vereceğini söyledi.
Savcılık ifadesini verdiği sırada psikolojik baskı altında tutulduğunu iddia eden Aygün, bu nedenle mahkeme safhasından önce verdiği ifadeleri kabul etmediğini ifade etti.
Eski Korgeneral Metin İyidil ile ilişkisinin sorulması üzerine Aygün, "Topçu Okulunun karşısında gösteri ve tatbikat alayı var. Bu okul da İyidil'e bağlıydı. İki haftada bir buraya gelmesi nedeniyle ben de general olarak onu karşılaşılamaya giderdim." diyerek savunmasını tamamladı.
"Darbeyi kimin yaptığını bilmiyorum"
Daha sonra çapraz sorgusuna geçilen Aygün, Başkan Oğuz Dik'in darbe girişimini kimin yaptığı yönündeki sorusuna "Bilmiyorum." yanıtını verdi.
Aygün'ün avukatı Ayten İzmirli ise duruşmada ölümle tehdit edildiğini, bu nedenle suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine salondaki izleyicilerden avukata "hoşt" diye seslenen bir kişi, Mahkeme Başkanı Dik tarafından salondan çıkarıldı.
Duruşma Savcısı Aytekin Cenikli de söz alarak, "Ben Ankara Cumhuriyet Savcısıyım. Burası Sincan adli yargı bölgesi. Avukat hanımın suç duyurusu varsa Sincan Cumhuriyet Başsavcılığına gitsin." ifadelerini kullandı.
Bu arada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, sanığa bazı sorular yöneltti.
Aydın'ın, "Metin Gürak'ın sizi aramamasından sürekli şikayet ettiniz. Siz onu aradınız mı o gece?" sorusu üzerine Aygün, "Cevap vermiyorum." dedi. Aydın'ın yeni bir soru sormaya çalıştığı sırada Aydın, bu kez "Cevap vermiyorum." diye bağırdı. Bunun üzerine avukat Aydın, "Ne hakla bağırıyorsunuz? Siz kışlada değilsiniz." diye konuştu.
Başkan Dik'in "Siz hiçbir soruya cevap vermeyecek misiniz?" sorusuna karşılık da Aygün, "Sorsunlar efendim, cevap vermiyorum." dedi. Başkan Dik'in "Öyle deyin, niye sinirleniyorsunuz?" demesi üzerine Aygün, "Ben 2 bin 933 kez müebbet hapisle yargılanıyorum." ifadesini kullandı.
Bir başka soru üzerine tugayını 15 Temmuz gecesi saat 01.00'den itibaren geri çekmeye çalıştığını ifade eden Aygün, tugayının geri çekilmesine müsaade etmeyenler, halkla karşı karşıya gelmesini isteyenler olduğunu öne sürdü. Aygün, "Kimlerdi onlar?" sorusunu ise "Bilmiyorum." diye yanıtladı.
Duruşma yarın sanık savunmalarıyla devam edecek.