Dişli ile belediye görevlisi Ulaş Sevim, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi Kocaeli'nin Gölcük ilçesindeki Donanma Komutanlığından askeri araçların çıkışını engellemek için otobüsü bölgeye götürdü.
Komutanlığın Değirmendere istikametindeki kapısını otobüsle kapatan Dişli ve Sevim'in, araç kamerasına yansıyan görüntülerinde, darbeci askerler tarafından silah zoruyla otobüsten indirilerek yere yüzükoyun yatırılması yer alıyor.
Daha sonra darbe girişimini engellemek için sokağa çıkan vatandaşların bölgeye gelmesiyle darbecilerin bıraktığı Dişli ve Sevim, kapıdan askeri araçların çıkışını engellemenin gururunu yaşadı.
"Bize 'Ölmeye mi geldiniz?' diye sorup kafamıza silah dayadılar"
Ali Dişli, 15 Temmuz'da işi bitince eve gittiğini belirterek, televizyonu açtığında darbe girişiminden haberdar olduğunu söyledi.
İş yerinden arandığını ve hemen otobüs garajına gittiğini ifade eden Dişli, burada daire başkanı tarafından kendilerine askeri noktaların girişlerinin kapatılması talimatı verildiğini kaydetti.
Dişli, Donanma Komutanlığının daha önemli olduğunu düşüncesiyle otobüsle Gölcük'e gittiğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Askeriye girişinde 3 bariyer vardı, 2'sini aştım ama otobüs sığmadığı için 3'üncüsünü aşamadım. Yanaştığım gibi bütün askerler yere yatarak siper aldı. Mermiyi silahların ağzına sürdüler ve hazır kıta beklediler. Sonra kıdemli başçavuş beylik silahını çekerek o zaman yanımda olan Ulaş Sevim'le beni araçtan indirerek rehin aldı. Yere yatırdılar, 'Buraya neden geldiniz? Niye geldiniz? Ölmeye mi geldiniz? Talimatları kimden alıyorsunuz?' gibi sorular sorup psikolojik işkenceler yaptılar. Kafamıza silah dayadılar. Orada derdest edildik."
"İçeriden bir komutan 'Alın bunları içeride gebertin' dedi"
Rehin alındıklarında her şeyi kıdemli başçavuşun yaptığını fark ettiğini aktaran Dişli, şöyle devam etti:
"Askerlik yaptık az çok biz de ast üst ilişkisini biliyoruz. Orada üsteğmen vardı. Üsteğmene, 'Öldürecek bizi, emir sende, şuna bir şey söyle.' dedim. Üsteğmen, 'Yok, emir komuta ondadır.' dedi. Halk sokağa çıkmasaydı şu an biz de hayatta olmayabilirdik. Halkın sayesinde kurtulduk. Bizi halkımız onların elinden aldı, yoksa bizi içeri alacaklardı. İçeride bir komutan daha vardı, sanki kadın sesine benzettim ama tam da emin değilim, 'Alın bunları içeride gebertin.' dedi. İçeri alınsaydık belki de şu anda burada olmayabilirdik."
Dişli, 15 Temmuz'da hiçbir şeyin aklına gelmediğini belirterek, şöyle dedi:
"O an gelen güç, kuvvet ve inanç çok farklı. Vatanın ne kadar önemli olduğunu anlıyorsun. Ecdadımız, dedelerimiz, ninelerimiz, bacılarımız ne zorluklarla bize bu ülkeyi bırakmış, biz de kimseye bırakmayız. Allah askerimize, polisimize güç kuvvet versin. Teröre ve FETÖ'ye yenilmedik, yenilmeyeceğiz. Ülkeyi onlara teslim etmeyeceğiz. 15 sene çocuğum olmadı. Darbe gününde eşim 1 aylık hamileydi, tüp bebek tedavisi görmüştük. 15 senelik çocuk hasretim varken, bunu görmezden gelip vatanım için canımı vermeye gittim. Bugün olsa yine giderim."
Gölcük Kaymakamlığınca gazilik için arandığını ancak o gün herhangi bir yara almadığı için bunu kabul etmediğini aktaran Dişli, ülkesi için canını vermeye hazır olduğunun altını çizdi.
Dişli, Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada sanıklara verilen cezaları da yerinde bulduğunu dile getirerek, davayı takip ettiğini sözlerine ekledi.