Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bir televizyon kanalında katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu.
Kanun hükmünde kararnameyle şartlı salıverme süresinin bir yıldan iki yıla çıkarıldığı belirtilerek, "Böyle bir düzenlemeye niçin gerek duyuldu, düzenleme ne getiriyor? Bunun af olduğu yönünde yorumlar var" denilmesi üzerine Bakan Bozdağ, önemli bir düzenlemenin bugün yürürlüğe girdiğini belirtti.
Bakan Bozdağ, süreli hapis cezalarının hükmedilen ceza süresinin üçte ikisi kadar uygulandığını hatırlatarak, "Bu düzenleme de hükmedilen cezasının yarısı kadar uygulanacak. Burada da bir indirim yapıldı" ifadesini kullandı. Bunun bazı istisnalarının bulunduğunu vurgulayan Bozdağ, şunları söyledi:
"Bu düzenleme 1 Temmuz 2016 tarihinden önce işlenmiş suçlarla ilgilidir. 1 Temmuz'dan sonra işlenmiş suçlar bakımından uygulanmayacaktır. Bu düzenleme kasten adam öldürme, alt soya, üst soya, eşe ve kardeşe karşı, kendini savunamayacak durumda olan kişilere karşı işlenen kasten yaralama neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarında, cinsel saldırı suçlarında, uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarında, terörle mücadele kapsamında olan suçlarda, milli güvenliğe, milli savunmaya, anayasal düzene karşı işlenen suçlarda ve özel hayata ve bu hayatın gizliliğine karşı işlenen suçlarda bu düzenleme uygulanmayacaktır. Bu suçların tamamı da kapsam dışındadır. Şu anda Türkiye cezaevlerinde 214 bin kişi bulunmaktadır. Bunlardan 93 bin kişiyi bu düzenleme ilgilendirmektedir. İlk etapta 38 bin kişinin tahliyesi söz konusu olacaktır. Bunların bir kısmı, büyük bir kısmı açık cezaevinden, diğer kısmı da kapalı cezaevlerinden olması söz konusu olacaktır."
"Denetimli serbestlik af değildir"
Denetimli serbestliğin af olmadığına dikkati çeken Bozdağ, "Kamuoyunda sanki af yapılmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor" diye konuştu.
Denetimli serbestliğin, cezanın ceza infaz kurumunda çekilmesinin yanında denetim altında serbest şekilde dışarıda infazına imkan veren bir yöntem olduğunu anlatan Bakan Bozdağ, bunun ABD'de de pek çok demokratik hukuk devletinde de olduğunu vurguladı.
Türkiye'de denetimli serbestliğin 2005'ten beri uygulandığını dile getiren Bozdağ, "Bugüne kadar 2 milyon 200 bin kişi denetimli serbestlikten istifade etmiş. Bunların bir kısmı cezaevine girdikten sonra istifade etmiş. Cezaevine girdikten sonra bundan istifade eden kişi sayısı 303 bin. Ama cezaevine girmeden de mahkemeler, yargılama sonucunda adli para cezası veya hapis cezası yerine bir yerde kamu yararına çalışmaya hükmedebiliyor. O nedenle denetimli serbestlik af değildir, cezanın infazının cezaevi dışında farklı bir yöntemle yapılması şeklidir" ifadelerini kullandı.
OHAL'in süresi
Düzenlemenin kanun hükmünde kararnameyle yapıldığı belirtilerek, uygulamanın olağanüstü hal süresiyle mi sınırlı olup olmadığının sorulması üzerine Bozdağ, "Bu düzenlemeyi Meclis Genel Kurulu'nda da görüşüp yasalaştıracağız ki ileride herhangi bir kargaşaya, tereddüde imkan olmasın diye" yanıtını verdi.
Olağanüstü hal uygulaması süresinin uzatılıp uzatılmayacağı sorulan Bakan Bozdağ, "İhtiyaç olursa OHAL'i elbette hükümet, uzatmasını TBMM'den yeniden talep edebilir, bunu değerlendirebilir ama şu anda bu yönde alınmış bir kararımız yok" dedi.
Affın hükümetin gündeminde olup olmadığı sorulan Bozdağ, "Af gündemimizde yok, aklımızda da yok bundan sonra da olmayacaktır" karşılığını verdi.