Deniz salyası diğer adıyla müsilaj, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı'nda aylardır etkili oluyor.
Su yüzeyindeki köpüklü yapışkan oluşum, koku ve görüntü kirliliği yaratıyor. Deniz salyalarının artması balıkçılığı ve turizmi de tehdit ediyor.
-Deniz salyası nedir?
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) May 5, 2021
-Deniz salyası neden oluşuyor?
-Deniz salyasının temizlenmesi mümkün mü?
Deniz salyası tehdidi ile ilgili merak edilenleri Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mustafa Sarı, @trthaber'de anlattı. pic.twitter.com/cOVtrcD9du
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, deniz salyalarının aslında denizdeki mikroskobik bitkiciklerin, planktonların aşırı çoğalması ve onların bıraktıkları salgıların birikimi olduğunu söyledi.
"Deniz salyasının oluşmasının 3 nedeni var"
Deniz salyalarının oluşma nedenleri hakkında bilgi veren Sarı, şöyle konuştu:
"Bu durumun 3 tane nedeni var. Birincisi deniz şu anda olağan şartlardan daha sıcak. Uzun yıllar ortalamasına baktığımızda şu anda 2 ila 2,5 derece daha sıcak Marmara Denizi. İkincisi denizde azot, fosfor dediğimiz yani bu planktonların çoğalmasını sağlayacak olan besin elementleri miktarı arttı. Marmara Denizi'nin etrafında 25 milyon insan yaşıyor. Bu 25 milyon insanın atığı denize gidiyor. Bunlar azot, fosfor yükünü artırdı. Üçüncü olarak denizdeki şartlar, sirkülasyonlar, akıntılar, dikey karışımlar az. Dolayısıyla deniz daha durağan şartlara sahip. Bu durağan şartlarda müsilaj oluşumunu tetikledi."
Sarı, deniz salyalarının bitmesi için bu 3 nedenden en az birinin bozulması gerektiğini dile getirdi.
Ekosistemle pazarlık olmayacağını vurgulayan Sarı, "Bu şekilde devam ederse Mayıs sonu gibi bitebileceğini öngörüyoruz" dedi.
Önlem alınmazsa gelecek sene daha çok artabilir
Bazı belediyelerin deniz süpürgeleriyle kıyılarda temizlik yaptığını söyleyen Sarı, bu durumun yalnızca salyaları parçalayıp tekrar denize vermekten ibaret olacağını belirtti.
Sarı, şöyle konuştu:
"İklim değişikliğinin ve denizleri yanlış kullanmamızın sonuçları bunlar. İklimi kısa vadede etkileyemeyeceğimize göre, denizdeki sirkülasyonları da değiştiremeyeceğimize göre, elimizde bir tane atıkları azaltma imkanı kalıyor. Bizim acilen Marmara çevresindeki bütün kurumlar, valilikler, belediyeler atıkların kontrolünden sorumlu Çevre Bakanlığı hepimiz bir araya gelip mümkünse bir litre bile atığı denize bırakmadan arıtarak bir sistem oluşturmamız gerekiyor.
Aksi takdirde önümüzdeki yıllarda bu salyayı daha çok göreceğiz. Balıkçı ocak ayından beri kan ağlıyor. Ocak ayından beri biz bunu defalarca gündeme getirdik. Marmara Denizi'ndeki balıkçı perişan oldu bu sene."