Fosil kaynaklardan temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş süreci dünya genelinde elektrik üretiminden elektrikli araçlara, yeşil yakıtlı gemilere kadar birçok alanda hız kazanıyor. Bu alanda Türk gemicilik sektörü de gemilerin yakıt sarfiyatında karbon salımını en aza indirmeyi amaçlayan yeşil gemi üretimine ağırlık veriyor.
Türk tersaneleri, bu kapsamda 2023'te elektrikli feribot, LNG'li (sıvılaştırılmış doğal gaz) yolcu feribotu, elektrikli liman römorkörü gibi çok sayıda gemi üretti. Tersanelerin geçen yılki toplam gemi üretimi tonaj bazında 79 bin 144 groston olurken bunun 49 bin 417 grostonunu ise yeşil gemiler oluşturdu.
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Türk tersanelerinin çalışmalarına yönelik yaptığı değerlendirmede, gemi inşası, tamiri, bakımı ve onarımında da Türkiye'nin büyük başarılara imza atan bir ülke haline geldiğini belirterek, "2023 itibarıyla tersane sayımız 85'e, yıllık üretim kapasitemiz 4,8 milyon dedveyt tona yükselmiştir" ifadelerini kullandı.
Kıran, Türkiye'nin gemi inşa sanayisinin en önemli pazarının Avrupa olduğunu kaydederek, "Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakatı, farklı alanlara yönelmeye ve bu kapsamda çevre dostu, alternatif yakıtlı, elektrikli, hibrit gemi siparişlerinde artışa neden olmuştur" değerlendirmesini yaptı.
Kıran, 2008 küresel ekonomik krizi ve ardından gelen pandemi döneminde yeni gemi inşa siparişleri almakta oldukça zorluk çeken gemi inşa sektörünün, savunma sanayi projeleri ve bakım-onarım faaliyetlerinin yanı sıra ortaya çıkan bu yeni durum nedeniyle özel amaçlı gemi yapımına yöneldiğine dikkati çekti.
Tersanelerinde katma değeri yüksek deniz araçları ürettiklerini vurgulayan Kıran, "Gemi inşa sektörümüz bu hızlı dönüşüm sürecinde pek çok ilkleri ve yenilikleri üreterek göğsümüzü kabartıyor. 2023 itibarıyla ülkemiz gemi inşa sanayi üretiminin yaklaşık yüzde 65'ini yeşil gemiler oluşturmaktadır. Tersanelerimizde üretilen gemilerin yaklaşık yüzde 60'ı Avrupa ülkelerine ihraç edilmekte olup, büyük çoğunluğu yeşil gemilerdir" dedi.
Türk tersanelerinde üretilen yeşil gemilere örnek veren Kıran, şöyle devam etti:
"Özellikle Türk tersanelerinde inşa edilen katma değeri yüksek gemilerden, dünyanın en büyük tam elektrikli feribotu, dünyanın en büyük batarya kapasiteli LNG'li yolcu feribotu, dünyanın ilk bataryalı tam elektrikli liman römorkörü, dünyanın ilk LNG yakıtlı römorkörü, dünyanın ilk dinamik pozisyonlama 2 sistemine sahip ikiz gövdeli elektrikli offshore rüzgar türbini destek gemisi, dünyanın en büyük longliner ve danish seiner balıkçı gemisi, dünyanın en büyük canlı balık taşıma gemisi deniz teknolojisinde geldiğimiz son aşamanın göstergesidir. Bu gibi ilkler, Hollanda, Norveç, Finlandiya gibi gelişmiş ülkelerden alınan siparişler, gemi inşa sektörümüzün bir dünya markası haline gelmesini sağlamış, tersanelerimiz bugün megayat ve römorkör üretiminde dünya ikincisi, feribot ve gezi teknelerinde dünya altıncısı, balıkçı gemileri ihracatında ise dünya birincisi konumuna yükselmiştir."
Kıran, deniz taşımacılığının karbon salımı açısından diğer taşımacılık türlerinden daha çevreci olduğuna işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Deniz taşımacılığı, dünya ticaretinin ve küresel ekonominin can damarı, omurgasıdır. Aynı zamanda deniz taşımacılığının yükleri ucuza, büyük hacimlerde ve minimum çevresel ayak iziyle taşıdığı da görülmektedir. 1 ton yükün 1 kilometre mesafeye taşınmasında deniz yoluna kıyasla demir yolunda 6 kat, kara yolunda 19 kat, hava yolunda 90 kat fazla karbondioksit emisyonu oluşmaktadır. Buna rağmen gerek Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) gerekse AB bir dizi önlemi uygulamaya koymuştur. IMO, 2023 sera gazı azaltma stratejisi hedefi ile 2050 civarında net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmayı hedeflemektedir."
AB'nin ise IMO'nun sera gazı azaltım faaliyetlerini yeterince hızlı yapmadığını öne sürerek, daha sert önlemleri hayata geçirdiğini kaydeden Kıran, AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde AB limanlarına gelen ve AB limanları arasında sefer yapan gemilerin 1 Ocak 2024 itibarıyla AB Emisyon Ticaret Sistemi kapsamına alındığını ve Türk sahipli gemi filosunun yılda yaklaşık 200-250 milyon avro bedelini Avrupa Ekonomik Alanı'na yapılan seferler dolayısıyla AB ülkelerine ödemesinin öngörüldüğünü belirtti.
Kıran, Türk denizcilik sektörünün, iklim değişikliği ile ilgili denizcilik içinde ve dışında alınan önlemleri dikkatle izlediğini ve IMO 2023 gemilerden sera gazları emisyon azaltım stratejisini desteklediğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sektör, sıfır emisyonlu gemilerin gelişimi ve denizcilik sektörünün dekarbonizasyonu için ciddi çaba göstermektedir. Bu hedeflere ulaşabilmek için düşük veya sıfır sera gazı emisyonlu yenilenebilir alternatif yakıtları kullanan gemilerin inşaatı gerekmekte olup, 2050'e kadar dünyadaki 102 bin geminin yenilenmesi gündemdedir. Ülkemiz tersaneleri öncelikle elektrik enerjisini kullanan bataryalı gemileri inşa eden dünyada ilk 3 ülke arasında yer almış, sonrasında hidrojen, metanol, LNG yakıtı kullanan gemilerin inşasına başlamış bulunmaktadır."
Mevcut gemilerin enerji verimliliğini arttırma amaçlı dönüşüm projelerinin Türk tersanelerinde de uygulanmaya başlandığını aktaran Kıran, yüksek verimli pervane, sevk verimini arttırıcı dümen-pervane gibi dönüşüm projelerin başarıyla hayata geçirildiğini ve bu alanda çalışmaların devam edeceğini dile getirdi.