Yukarı Menderes Havzasının kuzeybatısında bulunan ve adını Selçuklu dönemine ait Behice Sultan Türbesi'nden alan Beycesultan Höyüğü'ndeki kazı ve restorasyon çalışmaları, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eşref Abay başkanlığındaki ekip tarafından devam ediyor.
Prof. Dr. Abay, M.Ö. 5 bin yılında kurulduğunu tahmin ettikleri Beycesultan'da Geç Kalkolitik Dönem'den Geç Tunç Çağ sonuna kadar kesintisiz devam eden toplam 40 kültür tabakası tespit edildiğini anlattı. Batı Anadolu'nun önde gelen yerleşim alanlarından birisi olan bölgede 12 yıldır kazı ve restorasyon çalışmalarını sürdürdüklerini dikkati çeken Abay, çalışmalar sırasında bölgenin tekstil geçmişi üzerine aydınlatıcı bilgilere ulaştıklarını söyledi.
Bölgede daha önce 3 bin 600 yıllık olduğu tahmin edilen dokuma tezgahı parçaları ve tekstli malzemeleri bulduklarını hatırlatan Abay, şu bilgileri verdi:
"Geçen yıl yaptığımız kazılara bu yıl devam ediyoruz. Burada M.Ö. 1700 yılına tarihlenen bir yapı tespit ettik. Büyüklüğü ve zengin donanımı ile zengin bir aileye ait olduğunu düşünüyoruz. Çok büyük depolama odalarına sahip bu evin içinde çevre bölgelerden ithal edilmiş olduğu anlaşılan buluntular tespit edildi. Evde işlik olarak kullanılan 45 metrekare büyüklüğünde bir merkezi odası ve ayrıca 5 farklı işlevi oda bulunuyor."
Yangından kurtulan parçalar
Abay, yapının içinde tekstil üretiminde kullanılan binlerce ağırşak, süslemede kullanılan deniz kabukları ile yanmış halde tekstil parçalarının yoğun bir şekilde ortaya çıktığına dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Geçen yıl tekstil üretime yönelik buluntular bizi heyecanlandırmıştı. Bu yılki kazı çalışmalarımızda evin kalan kısımları da açığa çıkarıldı. Bu çalışmalar sonucunda günümüzden 4 bin yıl öncesine ait bir tekstil atölyesinin burada var olduğunu tespit ettik. Evin içinde yanmış ahşaptan el tezgahı parçaları da var."
Bu yapının büyük bir yangın gördüğünü, yangından kurtulan bu eşyaların bugünlere kadar ulaşmasının büyük şans olduğunu dile getiren Abay, bulundukları katmanda tespit ettikleri diğer evlerle kazıların devam edeceğini kaydetti.
Bölgenin en büyük yerleşim birimi olduğunu tahmin ettikleri Beycesultan'ın tarımın yanı sıra büyük bir tekstil üreticisi olduğunu buluntularla kanıtladıklarını aktaran Abay, bunun tekstil kenti Denizli'nin bu sektördeki geçmişini de daha geniş bir tarihe yaydığına işaret etti.