İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Mülkiyeti Koruma ve Güvenlik Bölümü Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Erhan Bakırcı, deprem çantalarına, koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı korunmak için maske, dezenfektan ve bağışıklık sistemini destekleyecek temel yardımcılar eklenmesini önerdi.
Dr. Öğretim Üyesi Erhan Bakırcı, daha önce MERS, SARS virüsünden kaynaklanan salgınlara rağmen dünyanın koronavirüs kaynaklı pandemiye hazırlıksız yakalandığını söyledi.
Virüsün yayılması için risk oluşturan davranış biçimlerinin, günlük yaşamın bir parçası olduğuna işaret eden Bakırcı, toplu yaşam ve çalışma ortamları, toplu ulaşım, ticarethaneler ve hatta sağlık merkezlerinin, koronavirüs salgınının yayılması için uygun ortamlar olduğuna dikkati çekti.
İstanbul'un deprem bölgesinde olduğunu hatırlatarak, olası bir depremde "sosyal mesafe" veya "izolasyon" kavramlarının da panik nedeniyle unutulacağını belirten Bakırcı, koronavirüs salgınının ardından deprem çantalarının da yenilenmesi gerektiğini bildirdi.
Pandeminin etkisiyle deprem çantasına bazı eklemeler yapılmasını öneren Bakırcı, "Deprem çantamıza el, yüz, cilt ve yüzey dezenfektanı, maske ve bağışıklık sistemimizi destekleyecek bazı temel yardımcılar ekleyebiliriz." dedi.
"İlk müdahalecilerin sağlıklı kalması lazım"
Bu ortamlarda başta askeri güç olmak üzere, ilk müdahalecilerin de büyük önem taşıyacağını vurgulayan Bakırcı, dünyada böylesi durumların yönetilmesinde askeri gücün öne çıktığını anlattı.
Salgının büyük can kayıplarına neden olduğu ABD'nin son günlerde New York'a sürekli asker sevk ettiğine dikkati çeken Bakırcı, şöyle konuştu:
"Bunun nedeni kaos ile mücadele. Bu nedenle asker, polis, itfaiye, AFAD, Acil Sağlık gibi ilk müdahalecilerin böylesi ortamlarda korunması, kollanması ve sağlıklı olmaları son derece önemli. Bugün ABD'de binlerce itfaiyecinin Kovid-19'a yakalandığını biliyoruz. Bu durumda operasyonel tüm imkan ve kabiliyetlerimizi bu yeni duruma göre organize etmemiz gerekiyor. Bugünkü en önemli ihtiyacın, nitelikli insan kaynağı ve sivil savunma konseptine olduğunu görüyorum."
"Pandemi üstüne depremde en önemli konu su kaynağı"
Pandemi üstüne deprem afetinin yaşanması ihtimalini mühendislikteki "rezonans" hareketine benzeten Bakırcı, böylesi olumsuz bir durumun yaşanması halinde en önemli konunun "su kaynaklarının sürdürülebilir kullanılması" olacağını kaydetti.
Özellikle sabun ve dezenfektanın çok önemli olacağını ifade eden Bakırcı, depremzedelerin tuvalet ve banyo ihtiyacının karşılanmasının bu süreçte çok iyi yönetilmesi gerekeceğini bildirdi.
Deprem kadar salgın hastalığa karşı da güvenli yapılar
Koronavirüs pandemisinin "Güvenli yapı" kavramını da yeniden gündeme getirdiğine değinen Erhan Bakırcı, özellikle sağlık kuruluşlarına ait binalarda deprem kadar salgın hastalık riskinin de göz önünde bulundurulmasının önemine işaret etti.
Hastanelerin pandeminin "odak noktası" olduğunu vurgulayan Bakırcı, şöyle konuştu:
"Pek çok hastane son derece kalabalık ve karmaşık bir fiziksel yapılanmaya sahip. Kan vermek için yönlendirildiğiniz yer bodrum katında, küçücük, havasız, insanların sırt sırta yığıldıkları yerler. Buraya giden birisi hasta olmasa bile hastalık kapmaya aday. Virüsün yayılmasını önlemek tabii ki mümkün değil ama tehlikeyi sezmek ve buna uygun güvenli ortamlar oluşturmak bizim elimizde."
Pandeminin "sosyal mesafe" kavramını da topluma öğrettiğini belirten Bakırcı, yapım tarihi eski hastane binalarının salgın hastalık riski için yeterli donanıma sahip olmadığını ifade etti.
Mevcut eski hastanelerin odalarındaki mefruşat, koltuklar, hasta yatakları ve tuvaletlerinin bakteri ve virüs üretme kabiliyetine sahip olduğunu vurgulayan Bakırcı, odaların iklimlendirme sistemlerinin yetersiz olduğunu ve halen bazı odalarda perde sistemlerinin kullanıldığını hatırlattı.
Sağlık alanında kullanılan mekanlarda doğru mühendislik uygulamalarının bu süreçte daha da önem kazandığının altını çizen Erhan Bakırcı, bugün dünyadaki tüm faaliyetlerin "çok disiplinli" çalışmayı gerektirdiğini vurguladı.